Kasım 2015 Raporu
1 KASIM
Başkan Olcayto: Üstün Akmen gazetecilik mesleğine uzun yıllar hizmet verdi
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi, Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü sahibi gazeteci –yazar ve tiyatro eleştirmeni Üstün Akmen vefat eti. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu (TGC), Üstün Akmen’in ölümünün ardından başsağlığı mesajı yayınladı. TGC Yönetim Kurulu yayınladığı mesajda, “Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi, TGC Bizim Gazete ve Evrensel Gazetesi yazarı ve tiyatro eleştirmeni Üstün Akmen’i kaybettik. Gazetecilik mesleğine, kültür sanat haberciliğine uzun yıllar hizmet veren Üstün Akmen’i sevgi ve saygıyla anıyoruz. Değerli üyemiz gazeteci –yazar Üstün Akmen’in ailesine, sevenlerine ve basın topluluğumuza başsağlığı diliyoruz” dedi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto ve Genel Sekreter Sibel Güneş’in de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi; gazeteci; yazar ve tiyatro eleştirmeni Üstün Akmen’i son yolculuğunda da yalnız bırakmadı. Başkan Olcayto, “Gazetecilik mesleğine, uzun yıllar hizmet verdi. Kaybımız çok büyük. Atatürk Kültür Merkezi’nin yeniden kültüre kavuşturulması için büyük emek verdi. Ama olmadı. En büyük burukluğu buydu. Ölümü bizler için ani oldu. Ani bir kalp kalp krizi onu aramızdan ayırdı. Kültür adamlarının yeri kolay dolmuyor. Umarım genç arkadaşlar bu boşluğu dolduracaklar” dedi.
1 KASIM
Birleşmiş Milletler açıkladı: “Her beş günde bir gazeteci öldürülüyor!”
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-Mun, son 10 yılda görev sırasında 700'den fazla gazetecinin öldürüldüğünü belirterek, gazetecilere karşı işlenen suçların cezasız kalmamasını istedi. Genel Sekreter Ban, "Gazetecilere Karşı İşlenen Suçların Cezasız Kalmasının Önlenmesi Günü" dolayısıyla yayımladığı mesajında "gerçeği duyurma" görevi sırasında öldürülen basın çalışanlarını andı. Gazetecilere daha güvenli çalışma imkanı sağlanması gerektiğini vurgulayan Ban, "Son 10 yılda halka bilgi ve haber sağlamaya çalışan 700'den fazla gazeteci (beş günde bir gazeteci) öldürüldü. Birçoğu korkusuzca çatışmaları haber yapmaya çalışırken can verdi. Gerçeği duyurmaya çalışan çok sayıda gazeteci kasıtlı olarak susturuldu" ifadelerini kullandı. UNESCO Genel Direktörü Irina Bokova da, yaptığı açıklamada, "Gazetecilere yönelik suçların cezalandırılmaması savunduğumuz tüm ortak değerlere ve hedeflere karşıdır" ifadesini kullandı. Gazetecilere saldırının artışta olduğunu vurgulayan Bokova, tüm ülkeleri, görevi başında öldürülen ve saldırıya uğrayan gazetecilerin yasal süreçlerine destek vermeye ve hukukun uygulanmasını temin etmeye çağırdı.
2 KASIM
TGC 57. Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri’ne başvurular başladı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen “Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri” ne başvurular başladı. TGC Başarı Ödülleri, 1959 yılından beri basın, televizyon, radyo ve internet gazeteciliği ana başlıkları altında 22 kategoride eserlere veriliyor. Ana dal ya da bağlı dallarda yalnızca tek ödül veriliyor. Seçici Kurul uygun gördüğünde başarılı çalışmalar ise ‘övgü’ ile değerlendiriliyor. Başarı Ödülleri kapsamında bir gazeteci veya yayın organına bir yıllık çalışması dikkate alınarak Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanlarından Nezih Demirkent adına konulan Özel Ödül verilecek. Ödüle aday eserlerin en geç 29 Ocak 2016 Cuma günü saat 17.00’ye kadar Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreterliği’ne iletilmesi isteniyor. Ayrıntılı bilgi TGC merkezinden, 0212-513 83 00 numaralı telefondan ve ''www.tgc.org.tr'' internet adresinden alınabilir.
2 KASIM
Nokta' Dergisi’nin yeni sayısı toplatıldı
Nokta Dergisi’nin 24. sayısı da toplatıldı. Derginin genel yayın yönetmeni ile sorumlu yazı işleri müdürü tutuklandı. İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği’nden hakim Cevdet Özcan imzalı kararda şu ifadeler yer aldı: “…söz konusu Nokta dergisinin söz konusu haberinin basın ve yayın özgürlüğü ve habercilik kapsmaı dışında kışkırtıcı, eleştirinin ötesinde suç işlemeye alenen tahrik ve isyana çağrı niteliğinde yazı ve yorumlar içerdiği…” “…ibarelerinin yer aldığı, haftalık dergi olan Nokta dergisinin 2-8 Kasım 2015 tarihli 24. sayısının 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 25/2 maddesi uyarınca toplatılmasına ve el konuşmasına…” Toplatma kararının yanı sıra Nokta Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Murat Çapan, da polis eşliğinde savcılığa ifadeye götürüldü. Nokta dergisi daha önce de Erdoğan’ı asker cenazesi önünde selfie çekerken gösteren kurgusal fotoğrafın kapak olduğu 18. sayısını da toplatmıştı.
3 KASIM
24 gazeteci ve yazar milletvekili oldu
1 Kasım tekrar seçimlerinin sonucunda Türkiye genelinde 24 gazeteci ve yazar Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne 26. dönem milletvekili olarak girdi. Meclis’e girenlerin 4’ü Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP), 6’sı Cumhuriyet ve Halk Partisi’nden (CHP), 14'ü ise Adalet ve Kalkınma Partisi’nden (AKP) milletvekili oldu. Vekil seçilen gazeteci ve yazarların 23’ü erkek, biri kadın. Milletvekili olan gazetecilerden bazılarının isimleri şöyle:
Utku Çakırözen, Eskişehir; Barış Yarkadaş, İstanbul 1. Bölge; Enis Berberoğlu, İstanbul 2. Bölge; Eren Erdem, İstanbul 3. Bölge; Tuncay Özkan, İzmir 1. Bölge; Mustafa Balbay, İzmir 2. Bölge.
4 KASIM
Şeyhül Muharririn Burhan Felek mezarı başında anıldı
Gazeteciler Cemiyeti önceki başkanlarından Şeyhül Muharririn Burhan Felek, 33. yıldönümünde Karacaahmet’teki mezarı başında anıldı. Anma törenine; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto, Önceki Başkan Orhan Erinç, Genel Sekreter Sibel Güneş, TGC Balotaj Kurulu Başkanı Muammer Tuncer, Burhan Felek’in yeğeni Okşan Atasoy, gazeteci Orhan Atasoy, TGC İdare Müdürü Cem Çapanoğlu, TGC üyesi Şükrü Disanlı’nın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto, “Burhan Felek hocamızı, 33. ölüm yıl dönümünde mezarı başında anıyoruz. Burhan Hoca’ya her gelişimizde iyi şeyler söylemek istiyoruz. Türkiye’de gelişen olaylar hakkında bilgi vermek istiyoruz. Ama her yıl gazetecilerin daha zor, daha güç koşullar altında çalıştığını anlatmaktan başka bir şey gelmiyor elimizden. Bu yıl da maalesef öyle geçti. Seçimden sonra daha hükümet kurulmadı ama eski durumun devam edeceği görülüyor. Çok sayıda gazeteci arkadaşımız bir anda işsiz bırakıldı. Gazetelere baskınlar, kayyum atamaları gündemde. Yarınından endişeli bir basın topluluğumuz var. Burhan Hoca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne damgasını vurmuş bir insan. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin bu günlere ulaşmasında Burhan hocanın çok büyük emeği var” dedi.
4 KASIM
TGC Burhan Felek Basın Hizmet Ödülleri sahiplerini buldu
ürkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) önceki başkanlarından Şeyhül Muharririn Burhan Felek adına konulan “Basın Hizmet Ödülleri”, düzenlenen törenle sahiplerini buldu. TGC Burhan Felek Konferans Salonu’nda düzenlenen törene; TGC Başkanı Turgay Olcayto, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, Genel Sayman Gülseren Ergezer Güver, Genel Sekreter Yardımcıları Ahmet Özdemir ve Niyazi Dalyancı, Yönetim Kurulu Üyeleri Göksel Göksu, İhsan Yılmaz, TGC Onur Kurulu Başkanı Ergin Konuksever, Onur Kurulu Sekreteri Mustafa Dolu, TGC Onur Kurulu Üyesi Orhan Ayhan, TGC Balotaj Kurulu Başkanı Muammer Tuncer, Balotaj Kurulu Sekreteri Haşmet Yavuz, Balotaj Kurulu Üyeleri Atilla Güner ve Şevket Uygun, Gazeteciler Sosyal Dayanışma Vakfı Başkanı Selami Turgut Genç, Vakıf Genel Sekreteri Engin Köklüçınar, Gazeteciler Cemiyeti (Ankara) Genel Sekreteri Ümit Gürtüna, Basın İlan Kurumu İstanbul Şube Müdürü Mehmet Köşker, gazeteciler Altan Öymen, Rahmi Turan, Oktay Ekşi, İzzet Sedes, Orhan Karaveli ve Halit Kıvanç’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı. 70 yaşından gün alan ve meslekte 50 yılını tamamlayan gazeteciler, Şeyhül Muharririn Burhan Felek adına konulan “Basın Hizmet Ödülleri”ni düzenlenen törenle aldı. Ödüle bu yıl; Ali Sirmen, Fatma Karaali İlem, Halit Deringör, Kenan Akın, Mehmet Türker, Nezih Danyal, Niyazi Dalyancı, Okşan Atasoy, Şevket Uygun ve Yalçın Bayer değer görüldüler.
BAŞKAN OLCAYTO: GAZETECİLER İKİYE BÖLÜNMÜŞ DURUMDA
Törenin açılış konuşmasını yapan TGC Başkanı Turgay Olcayto, şunları söyledi:
“Öncelikle Burhan Hoca’ya kısa bir rapor vermek istiyorum. Bab-ı Ali senin bıraktığın Bab-ı Ali değil artık. Bugün gazeteciler ikiye bölünmüş durumda. İşsiz gazeteci sayımız çok fazla. En son Bugün Gazetesi’nden kayyum aracılığıyla 71 meslektaşımız işsiz kaldı. Bu demektir ki; evlerine ekmek götürmekte, kiralarını ödemekte zorlanacaklar. Bunun dışında daha önce işsiz bırakılan arkadaşlarımız var.
MESLEKTAŞLARIMIZIN HAKLARI İÇİN UĞRAŞIYORUZ
Düşünceyi ifade özgürlüğünün önündeki engeller kalkmış değil. 1 Kasım seçimlerinden sonra yeni hükümet oluşacak. Biz yeni hükümete de raporlarımızı götüreceğiz. Medyanın çektiği sıkıntıları anlatmaya çalışacağız. Ayakta kalmaya çalışan 3-5 televizyonun ve haber portallarının durumunu anlatmaya çalışacağız. Çünkü bu günlerde iktidar, gazetelerin yüzde 80’ine dolaylı bir şekilde de olsa sahibi durumda. Kontrolü altında. Ama bu bizi yıldırmıyor. Gazeteci arkadaşlarımızın hakları için uğraş vereceğiz. Bu raporu Burhan hocaya anlatmak istedim. Biz her 4 Kasım’larda Burhan Felek’in mezarı başına gittiğimizde iyi şeyler söylemek istiyoruz. Ama bir türlü bize nasip olmuyor. Gazetecilerin içinde bulunduğu zor dönemeç bir türlü iyiye doğru eğrilmiyor.
YAZI TEKNİĞİ AÇISINDAN BÜYÜK BİR USTAMIZ
Burhan Hoca, 26 yıl süreyle Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ni yönetmiş, Cemiyet’e damgasını vurmuş büyüğümüz. Yazı tekniği açısından büyük bir ustamız. Sözcük seçiminde bilgi ustamız. Halkın diliyle yazdığı için çok sevildi. Köşe yazıları bir deneme gibi kabul edilebilir. Çok rahatlıkla, severek okuduğumuz yazılardı. Sporla da yakından ilgilendi. Olimpiyat Komitesi’nde başkanlık yaptı. Burhan Felek’i ölümünün 33. yılında bir kez daha saygı ve özlemle anıyoruz.”
ALİ SİRMEN: ESKİDEN BÖYLE TÖRENLERİ İZLERKEN KÜRSÜDEKİLERİ KISKANIRDIM
Açılış konuşmasının ardından ödül törenine geçildi. İlk ödülü Ali Sirmen aldı. Sirmen’e ödülünü TGC Başkanı Turgay Olcayto takdim etti. Sirmen, ödül töreninde duygularını şöyle dile getirdi:
“Çok heyecanlandım. Çok duygulandım. Eskiden böyle törenleri izlerdim ve bu törenleri izlerken hep kürsüdekileri kıskanırdım. Ne güzel anıları var, yaşanmışları var derdim. Fakat unuturdum ki benim de gençliğim vardı. Şimdi anılar kaldı. Sağolun.”
FATMA KARAALİ: BURHAN FELEK ÖDÜLÜNÜ ALMAK BAMBAŞKA BİR ONUR
Fatma Karaali, ödülünü Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi Göksel Göksu’nun elinden aldı. Karaali, ödülü alırken şunları söyledi:
“Burhan Hoca benim üniversitede de hocamdı. Cumhuriyet Gazetesi’nde de birlikte çalıştık. Şimdi ödülünü almak benim için bambaşka bir onur.”
HALİT DERİNGÖR: YAŞAMAK BANA GÖRE CİDDİ BİR İŞTİR
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Önceki Yönetim Kurulu Üyelerinden Halit Kıvanç, Halit Deringör’e ödülünü verdi. Deringör, şöyle dedi:
“Sanmayın, topallıyorum, yaşlandım. Çünkü bir trafik kazası geçirdim. Bu ödülü almak için bu vaziyette buraya geldim. Ben Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin sanıyorum en yaşlı üyelerinden bir tanesiyim. Ama hala görevimize devam ediyoruz. Bana göre yaş o kadar önemli değil. Bu yaşam süreci içinde yaşamak bana göre; oksijen alıp vermek değildir. Yaşamak bana göre çok ciddi bir iştir. Bunu yerine getirebiliyor musunuz? Bu süreci insanca yaşayabiliyor muyuz? Ben, insancıl olmaya da devam etmek istiyorum.”
MEHMET TÜRKER: MESLEĞİMİZE VURULAN ZİNCİRLERİN KIRILMASINI DİLİYORUM
Mehmet Türker’e ödülünü Balotaj Kurulu Üyesi Atilla Güner takdim etti. Mehmet Türker, şöyle konuştu:
“Uzun yıllar geçmiş, hiç farkında olmadık. Benim meslekte 54. yılım. Dün gibi… Mustafa Yücel’in rozetimi taktığı günü dün gibi hatırlıyorum. Aldığım bu ödülü basın şehitlerine, işsiz genç arkadaşlarıma, gazeteciliğin temel direği olan muhabir kardeşlerime adıyorum. Mesleğimize vurulan zincirlerin kırılması diliyorum. Turgay Olcayto başkanlığındaki yönetim kuruluna çok teşekkür ediyorum.”
NİYAZİ DALYANCI: TGC’NİN ROZETİ DE BURHAN FELEK YAKAMA TAKTI
TGC Genel Sekreter Yardımcısı Niyazi Dalyancı, ödülünü TGC Yönetim Kurulu Üyesi İhsan Yılmaz’ın elinden aldı. Dalyancı, şunları söyledi:
“Benim bu meslekte kalmama neden olan Burhan Hocaydı. Bu binada başladım. O zaman İstanbul Üniversitesi’nde öğrenciydim. Yarım gün çalışacaktım. Yarım gün çalış sana yarım gün maaş vereyim demişti. Fakat ne mümkün yarım gün çalışmak. Bizden önceki kuşak yukarı geliyor ve anılarını anlatıyor. Gidemiyorum ki. TGC’nin rozetini de Burhan Felek yakama taktı. Onun için bu ödül çok onurlandırdı beni.”
OKŞAN ATASOY: DUYGU YÜKLÜ BİR ÖDÜL
Okşan Atasoy’a ödülünü TGC Genel Sekreter Yardımcısı Gülseren Ergezer Güver takdim etti. Atasoy, şöyle konuştu:
“Bu ödül benim için çok duygu yüklü. Ödül olarak bakamayacağım benim için çok özel. Ben gazetecilik mesleğinin içinde doğdum. Gazetecilerin arasında büyüdüm. Bütün hayatım gazeteciler arasında geçti. Gazetecilik mesleği benim için çok özel bir meslek haline geldi. Üniversitede hocam Burhan Felek idi. Hayat hocam da Burhan Felek idi. Milliyet Gazetesi’nde Abdi İpekçi okuluna girdim. Abdi İpekçi bize doğru dürüst gazetecilik yapmayı öğretti. Gazeteciliğin böyle devam edeceğini sanarak bizi yola çıkardı. Meslek hayatımda ödüller, büyük sorumluluk getiriyor. Bu sorumluluğun arkasında ufuklar açıyor. Benim gazeteci olmamı Burhan Felek istemedi. Gazeteci olmamam için nasihatler yaptı. ‘Bu meslek senin hayatının önüne geçecek ve sen 24 saatini gazeteci olarak yaşadığın zaman, hayatını yaşamayacaksın’ dedi. Bunu bilerek girdim. Burhan Felek mesleğine aşıktı, benim önümde bir rol modeliydi. Böyle olmasa 93 yaşında her gün fıkra yazarlığı gerçekleşemezdi. Gazetecilik onun anladığı kadarıyla bir hayat iksiriydi. Bütün ödül alan meslektaşlarımıza hayat enerjisini diliyorum. Çok güzel çalışmalarına bu ödülü de ekleyerek güzellikler yaşamalarını diliyorum. Bir dileğim daha var. Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü’nün Türkiye’de hepimizin çok ama çok arzuladığı basın ve ifade özgürlüğüne vesile olmasını diliyorum.”
YALÇIN BAYER: MESLEKTE 52 YIL
Yalçın Bayer’e ödülünü Rahmi Turan takdim etti. Bayer, ödülü alırken “Meslekte 52 yılım geçmiş. Fırtına gibi geçti. Meslek daha bitmeyecekmiş gibi görünüyor ama bu yaşlara geldik" diye konuştu. Kenan Akın’a ödülünü Oktay Ekşi takdim etti. TGC Balotaj Kurulu Üyesi Şevket Uygun’a ödülünü TGC Onur Kurulu Üyesi Orhan Ayhan verdi. Törene katılamayan Nezih Danyal adına ödülü TGC Başkanı Turgay Olcayto, Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir’in elinden aldı. Olcayto, “Nezih Danyal, uluslararası karikatüristlerimizden biri. Çok önemli ödüllere sahip oldu. Geçirdiği bir ameliyat dolayısıyla burada değil. Benim almamı istediler. Umarım bundan sonra da çalışmalarına devam eder.”
4 KASIM
8 gazeteciye TGC rozeti törenle takdim edildi
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ailesi büyümeye devam ediyor.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) üyeleri, TGC Burhan Felek Basın Hizmet Ödülleri töreninde buluştu. Törenden sonra düzenlenen yemekte yeni üyelere rozetleri takdim edildi. Aslıhan Öymen, Buket Berkok, Gözde Tüzer Korkmaz rozetlerini Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto’nun elinden aldı. Sebla Didem Korday’a rozetini TGC Onur Kurulu Başkanı Ergin Konuksever takdim etti. Gazeteciler Sosyal Dayanışma Vakfı Başkanı Selami Turgut Genç, Sevinç Baloğlu’na rozetini takdim etti. Vural Nasuhbeyoğlu, Gazeteciler Sosyal Dayanışma Vakfı Genel Sekreteri Engin Köklüçınar’ın elinden rozetini aldı. Ayhan Dursun’a ise İzzet Sedes rozetini takdim etti. Oral Okayben'e Basın İlan Kurumu İstanbul Şube Müdürü Mehmet Köşker rozetini taktı.
4 KASIM
Özgür Bugün'e erişim engeli
Özgür Bugün Gazetesi'nin internet sitesi erişime engellendi. İstanbul 8. Sulh Ceza Mahkemesi Özgür Bugün Gazetesi’nin internet sitesi erişime engellendi. Özgür Bugün, İpek Medya’ya kayyum atanmasından sonra Bugün’ün eski Genel Yayın Yönetmeni Erhan Başyurt öncülüğünde kurulmuştu. Gazetenin yayın yönetmenliği görevini ise kayyum atanması üzerine Bugün gazetesi yayın koordinatörlüğü görevinden istifa eden Mehmet Yılmaz yürütüyordu.
4 KASIM
İpek Medya'da Grubu’ndan 170’in üzerinde kişi işten çıkarıldı
Geçtiğimiz hafta kayyum atanan İpek Medya Grubu'nda 170’in üzerinde kişinin işine son verildiği belirtildi. İpek Medya Grubu çalışanları, yaşadıklarını sosyal medyadan kamuoyuyla paylaştı.
5 KASIM
Gazeteci Erkan Koyuncu davasında ceza ertelendi
Foto muhabiri Erkan Koyuncu’nun 2 Ağustos 2014’te Galatasaray Florya Metin Oktay Tesisleri'nin giriş kapısına sıkışarak ölmesine ilişkin davada mahkeme tutuksuz yargılanan güvenlik görevlisi F. D.’yi “taksirle öldürme” suçundan 2 yıl 1 ay hapse çarptırdı. Mahkeme hapsi 15 bin 100 TL adli para cezasına çevirdi. Ceza ertelendi.
5 KASIM
CPJ’den Türkiye’ye kınama: Nokta yöneticileri serbest bırakılsın
Basın özgürlüğü ve gazetecilerin korunmaları konularında dünyanın önde gelen kurumlarından biri olan Gazetecileri Koruma Komitesi'nden (CPJ), Nokta Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven ve Sorumlu Yazı işleri Müdürü Murat Çapan'ın tutuklanmasına kınama geldi. CPJ, Güven ve Çapan'ın bir an önce serbest bırakılması çağrısında bulundu. CPJ, Güven ve Çapan’ın tutuklanmasıyla birlikte Türkiye’de hapise atılan gazeteci sayısının 11’i bulduğunu belirtti. Türkiye’de basın özgürlüğünün geçen birkaç ay içinde rekor düzeyde kötüleştiğinin altını çizen CPJ, bu durumun Viyana merkezli Uluslararası Basın Enstitüsü’nün raporunda dile getirildiğini vurguladı.
6 KASIM
AP: Medyaya saldırılar adil seçimi engelledi
Avrupa Parlamentosu (AP) Başkan Yardımcısı Ulrike Lunacek, “Türkiye’de medya alanındaki ağır saldırıların, adil bir seçim ortamını engellediğini” söyledi. “AB İlerleme Raporu’nu seçimden sonra değil, önce açıklamalıydık” diyen Lunacek, “Göç konusunda krizimiz olsa da bu alandaki eleştirimiz öne geçmeliydi. Türkiye’de polisin muhalif TV ve gazeteyi basıp ardından propaganda yayınına başlaması çok ağır biçimde eleştirilmeli. Lütfen eleştirel olmayı sürdürelim. Aksi takdirde güvenilirliğimizi kaybederiz” diye konuştu.
Avrupa Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn ise, açış konuşmasında AB’nin artık medya özgürlüğüyle ilgilenmediği gibi bir algı varsa bunun yanlış olduğunu söyleyerek, “Medya özgürlüğünün müzakere edilecek bir durumu yok. Çünkü medya özgürlüğü müzakerelerin kalbinde duruyor” dedi.
10 KASIM
AB İlerleme Raporu’nda ifade özgürlüğü eleştirileri dikkat çekti
AB ilerleme raporunda Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğüne yönelik ciddi eleştiriler yer aldı. Türkiye'de ifade özgürlüğü konusunda son iki yılda gerileme yaşandığını ifade eden rapor "Türkiye temel hakların korunmasını garanti altına almalı, cezasızlıkla mücadele etmeli" önerisinde bulundu. Gazetecilere yönelik baskılar, internet kısıtlamaları, gösteri ve yürüyüş hakkı ihlallerine değinen rapor “İfade özgürlüğü konusunda son yıllarda ilerleme yaşayan Türkiye son iki yılda bu konuda geriledi” ifadesine yer verdi. Basın ve ifade özgürlüğüne ilişkin eleştiri ve öneriler raporun “Seçimler”, “Parlamento”, “Yönetim”, “İfade Özgürlüğü” ve “Yargı ve Temel Haklar” başlıklarında yer verildi.
11 KASIM
“Gazetecilik için birlik ve omuz omuza olma zamanı”
Gazetecilik meslek örgütleri, tüm medya kuruluşlarının yöneticilerini bir araya getirmeye devam ediyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) ve DİSK Basın-İş, gazeteciliğin içinde bulunduğu baskı ve güç koşulları ele alan "Özgür Basın Özgür Toplum İçin Dayanışma Toplantısı"nın üçüncüsü Taksim’de bulunan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk – İş) Birinci Bölge Temsilciliği Konferans Salonu’nda yapıldı. Toplantıda; halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için görev yaparken gazetecilerin yaşadığı sorunlar ele alınarak, çözüm önerileri geliştirildi. Toplantıya; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sayman Gülseren Ergezer Güver, Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir, TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Uğur Güç, Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İstanbul Şube Başkanı Gökhan Durmuş, TGS Genel Sekreteri Mustafa Kuleli’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci katıldı.
OLCAYTO: BASIN SEKTÖRÜ ADINA İŞSİZLİK HER GÜN YENİ BİR BOYUTA ULAŞTI
TGC Başkanı Turgay Olcayto, yaptığı açılış konuşmasında şunları dile getirdi:
“1 Kasım Türkiye Genel Seçimleri’ne birkaç gün kala Bugün Gazetesi, Bugün TV’nin de içinde bulunduğu İpek Medya Grubu’na kayyum atandı. Rivayete göre, kayyumlar bile üç beş saat öncesine kadar ‘kayyum’ olarak atandıklarını bilmiyorlarmış. Kayyum atanmasından sonra meslektaşlarımızı ziyaret eden gruplar arasında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası da vardı. Arkasından gazeteciler işten çıkarıldılar. Bir sonraki gün ise işten çıkartılan gazeteci sayısı 80’e ulaştı. Basın sektörü adına işsizlik her gün yeni bir boyuta ulaştı. Bugün dayanışma zamanı. Başka bir gazetenin de başına böyle şeyler gelebilir. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak her zaman meslektaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Birlikteliğimizi korumaya devam edeceğiz. Güç bir dönem bizi bekliyor.”
11 KASIM
Polisler Zaman Gazetesi'nde arama yaptı
Kayyum atanan Bugün ve Millet gazetelerinin yerine, "Özgür Bugün" ve "Özgür Millet" gazetelerinin basıldığına dair ihbar üzerine, 5 kişilik polis ekibi ile 2 avukat Zaman Gazetesi'ne gitti. Saat 22.00 sıralarında 2 avukat eşliğinde gazetenin Gazetenin Yenibosna'daki merkez binasına saat 22.00'de giden ekibin mahkeme kararıyla arama yaptığı kaydedildi. Polis ekibi ve avukatlar gazete binasında arama yaparken gazete çalışanları bahçeye çıkarıldı. Gazete çevresinde de 1 TOMA ve 1 otobüs dolusu Çevik Kuvvet ekibiyle önlem alındı. Zaman gazetesi avukatı Ali Odabaşı, yaptığı açıklamada kararın Zaman Gazetesi'yle alakalı olmadığının altını çizdi. Odabaşı, “Ekipler, Marka kanunu uyarınca Bugün Gazetesi ve Kayyumları'nın talebiyle Bugün Gazetesi nüshalarının Feza Gazetecilik'te bulunduğu iddiası üzerine tesbit için geldiler” açıklamasında bulundu.
12 KASIM
23 yıl hapisle yargılanan gazeteci Canan Coşkun'un davası başladı
Cumhuriyet muhabiri Canan Coşkun'un "kamu görevlisine hakaret" gerekçesiyle 23 Yıl 4 ay hapisle yargılandığı davanın ilk duruşması yapıldı. Mahkeme, kararında, Emlak konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketi’nin davaya müdahillik talebini kabul etti, şirkete projede yapılan metrekare birim ve daire fiyatlarıyla indirimli satış yapılıp yapılmadığını sorulmasına, iddianamede yer alan iki müştekiye ihtiratlı davetiye yollanmasına karar verdi. Davaya 15 Mart 2016’ya ertelendi.
12 KASIM
DHA VE NTV bürolarına baskın
DHA Mersin bürosu ve NTV Ankara temsilciliği, Silvan’daki sokağa çıkma yasağı ve G-20’yi protesto edenler tarafından basıldı. Diyarbakır'ın Silvan İlçesi'nde güvenlik güçlerinin operasyonlarını ve sokağa çıkma yasağını protesto ettiklerini söyleyen 6 kişi, DHA Mersin Bürosu'na girerek slogan atıp pankart asmak istedi. Slogan atmaya çalışan grubun eylemi polisin müdahalesiyle sonlandırıldı. 1'i kadın 6 kişi gözaltına aldı. NTV Ankara Temsilciliği de basıldı. Binaya gelen 20 kadar gösterici içeri girerek çalışanları etkisiz hale getirdi ve gözaltına alındı.
12 KASIM
Gazeteci Fatih Yağmur Adana’da gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldı
Gazeteci Fatih Yağmur Adana’da gözaltına alındı. Yağmur, daha sonra nöbetçi savcı tarafından serbest bırakıldığını yazdı. Fatih Yağmur, “MİT TIR’ları ile savcıların görüntüsünü yayınlamak sebebiyle” gözaltında olduğunu ve adliyeye gittiklerini belirtti. Yağmur hakkında Tarsus 2.Ağır Ceza Mahkemesi'nde TIR savcılarının sorgulanması sırasında adliyede görüntü çektiği gerekçesi ile yakalama kararı çıkarılmıştı. Yağmur, Ocak 2014’te jandarmanın Hatay’da durduğu TIR’la ilgili haberinde Hatay Valisi Celalettin Lekesiz’in Kırıkhan Kaymakamlığı’na TIR’ın “MİT’e ait” olduğunu yazdığını haberleştirmiş, ayrıca Rıza Sarraf'ın köşkündeki inşaat çalışmasını görüntülediği için saldırıya uğramıştı. Radikal, gazeteci Yağmur’u Ağustos 2014’te işten çıkarmıştı.
13 KASIM
“Halkın haber alma hakkı kırmızı çizgimizdir”
G20'de de uygulanan akreditasyon uygulamasına tepki gösteren basın meslek örgütleri yaptığı açıklamada, “Başbakan Davutoğlu'nun ‘basın özgürlüğünün kırmızı çizgileri olduğunu’ söylemesine tepki gösterdi.Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), DİSK Basın –İş Sendikası ile Gazetecilere Özgürlük Platformu Dönem Sözcüsü Basın Enstitüsü Derneği (IPI), Antalya’da 15-16 Kasım tarihlerinde yapılacak G20 zirvesinde basına akreditasyon uygulamasını eleştiren bir açıklama yaptı.Açıklamada, şu görüşler yer aldı:“Basına akreditasyon uygulanması sorununun çözümünü beklerken yeniden keyfi değerlendirmelerle iptaller yaşanmaktadır. İktidar, yayın politikasından hoşlanmadığı gazetelerin çalışanlarının mesleklerini yapmalarını engellemektedir. G20 Zirvesi’nden hemen önce basına getirilen sınırlama da bu sorunun ulaştığı büyüklüğü ortaya koymaktadır. Bu durum kamuoyunu bilgilendirme görevi ile orada bulunan gazeteciler arasında eşitlik ilkesine aykırı düşmektedir. Halkın bilgi alma hakkına yönelik bir engellemedir. Çağdaş demokrasilerdeki basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne karşı bir uygulamadır. Türkiye 180 ülke arasında basın özgürlüğü konusunda 149. sırada olan bir ülkedir. Avrupa Birliği İlerleme Raporu’nda halkın haber alma hakkının nasıl ihlal edildiği açıkça belirtilmiştir.G20'de de uygulanan akreditasyon aslında halkın haber alma, bilgilenme hakkına indirilen bir darbedir. Başbakan Ahmet Davutoğlu seçimlerden sonra yaptığı açıklamada, ‘Basın özgürlüğünün kırmızı çizgileri olduğunu’ söylemesine karşın akreditasyon uygulamasının devam etmesi kabul edilemez.”
13 KASIM
Van’da On gazeteciye gözaltı
Van’ın Erciş ilçesinde çatışmaların sürdüğü Tendürek Mahallesinde haber takibi yapan aralarında İMC TV muhabiri Bekir Güneş, DİHA muhabiri İdris Yılmaz’ın da olduğu 10 gazeteci gözaltına alındı. Erciş Emniyet Müdürlüğüne götürüldüğü sırada telefonla yayına bağlanan İMC TV muhabiri Bekir Güneş, Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri İdris Yılmaz’ın ellerine kelepçe takılarak gözaltına alındığını söyledi. Bunun üzerine polise kimlik sorduklarını belirten Güneş, ciddi şekilde darp edildiklerini ve kameralarına el konularak gözaltına alındıklarını belirtti.
14 KASIM
TGC, Fransa Cumhurbaşkanı’na başsağlığı mesajı gönderdi
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Olcayto’nun Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ye gönderdiği mesajda şu görüşler yer aldı:
“Paris’te 13 Kasım 2015 Cuma gecesi meydana gelen terör saldırıları nedeniyle, şahsınız nezdinde, Fransa devletine ve Fransa halkına üzüntülerimizi bildiriyoruz. Acınızı yürekten paylaşıyoruz. Olayda hayatını kaybeden yurttaşlarınıza başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Türkiye gibi terörizmden çok mağdur olmuş bir ülkenin gazetecileri olarak, 10 Ekim 2015 Ankara katliamında 100’ü aşkın yurttaşımızı kaybettiğimiz için, bugün sizin acı ve sıkıntılarınızı çok iyi anladığımızı ve derinden hissettiğimizi, sizlerle tam dayanışma içinde olduğumuzu bilmenizi isteriz. Charlie Hebdo katliamından sonra açıkladığınız üzere bu tür terörist saldırıların herhangi bir dinle ilişkilendirilmemesinin önemi bugün daha iyi anlaşılmalıdır.Türkiye devletinin bundan böyle her türlü terör örgütü ve zihniyetiyle eskisinden daha tutarlı ve kararlı bir şekilde mücadele etmesi için biz de burada gayretlerimizi sürdüreceğiz. Biz de sizin gibi Cumhuriyet ve laiklik ilkesine bağlı bir meslek örgütü olarak, düşünce, ifade ve basın özgürlüğü için yürüttüğümüz çabaları sürdüreceğimizi belirtmek isteriz.”
14 KASIM
Gözaltına alınan gazeteciler tutuklandı
Van’ın Erciş İlçesi’nde çıkan olayları izlemek isterken gözaltına alınan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri İdris Yılmaz ile Vildan Atmaca ‘Terör örgütü propagandası yapmak’ ve ‘Sosyal medya üzerinden Cumhurbaşkanı’na hakaret etmek’ suçları iddiasıyla tutuklandı.
Savcılıkta ifadeleri alınan İMC TV muhabirleri serbest bırakılırken, Yılmaz ve Atmaca ise ‘Örgüt propagandası yapmak’ ve ‘Sosyal medya üzerinden Cumhurbaşkanı’na hakaret etmek’ iddiasıyla tutuklanma istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Yılmaz ve Atmaca, bu suçlardan tutuklandı. Savcılıkta serbest bırakılan İMC muhabiri Ruşen Takva, polislerin karakolda kendilerini darp ve hakaret ettiğini iddia etti.
15 KASIM
Samanyolu Yayın Grubu TÜRKSAT’tan çıkarıldı
Samanyolu Yayın Grubu’na ait 14 televizyon ve radyo TÜRKSAT’tan çıkarıldı. Samanyolu Yayın Grubu’na ait televizyon kanalları ve radyoları gece (15 Kasım) 00.00 itibariyle TÜRKSAT’tan çıkarıldı. Samanyolu TV'de yayın devam ederken saat 00.01 olduğunda yayın kesilerek "Sinyal yok" yazısı görüldü. Samanyolu yayın grubu ile Kayyum’a geçen İpek Medya grubuna ait kanallar daha önce de benzer uygulamalarla karşılaşmıştı. Bugün TV, KanalTürk, Samanyolu TV, Samanyolu Haber, Yumurcak TV, Mehtap TV ve Irmak TV daha önce Digitürk, Kablo TV ve Teledünya platformlarından da çıkarılmıştı.
15 KASIM
TGC-KAS 78. Yerel Gazetecilik Semineri Amasya’da başladı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Konrad Adenauer Stiftung’un (KAS) ortaklaşa düzenlediği 78. Yerel Gazetecilik ve Meslek İçi Eğitim Semineri; çevre il ile ilçelerden çok sayıda gazetecinin katılımıyla Amasya’da gerçekleştirildi. The Apple Palace Oteli’nde düzenlenen seminere; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto, Önceki Başkan Orhan Erinç, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sayman Gülseren Ergezer Güver, Genel Sekreter Yardımcısı Niyazi Dalyancı, Yönetim Kurulu Üyesi İhsan Yılmaz, Ankara Temsilcisi Taylan Erten, Hukuk Danışmanı avukat Gökhan Küçük, Konrad Adenauer Stiftung (KAS) Türkiye Temsilcisi Dr. Colin Dürkop’un da aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci katıldı.
ÖLDÜRÜLEN GAZETECİLER ANILDI
Tören, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ile silah arkadaşları, basın emekçileri ve basın şehitleri için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Sunuculuğunu TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş üstlendiği seminerin açılış konuşmalarını Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto ve Konrad Adenauer Stiftung Türkiye Temsilcisi Colin Dürkop yaptı.
BAŞKAN OLCAYTO: TERÖR SALDIRILARININ ARTTIĞI BİR DÖNEM YAŞIYORUZ
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto, konuşmasına Fransa'nın başkenti Paris’te en az 153 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısını kınayarak sözlerine başladı.
Başkan Olcayto, “Fransa’da önemli bir terör saldırısı oldu. Terör saldırılarının arttığı bir dönem yaşanıyor. Aynı acıyı biz de yaşadığımız için onları anlıyoruz. Suruç ve Ankara’daki katliam gibi. Onlara da başsağlığı diliyoruz. Gerçekten çok üzücü” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Yerel Medya eğitim seminerlerine 1997 yılında başladık. İlk semineri Adana’da yapmıştık. O günden bugüne 78 seminer gerçekleştirdik. Çok sayıda sertifika verdiğimiz meslektaşımız oldu. Düzenlediğimiz seminerlerde Türkiye’nin dört bir yanından pek çok dost kazandık. Seminerlere ilk başladığımız zaman toplantılara genelde matbaacılar ve gazete sahipleri geliyordu. Sitemlerimizi iletiyorduk. Şimdi muhabirler yerel medya seminerlerine düzenli olarak geliyor. Türkiye’de medyanın zorlu zamanları. Medya çalışanları 2010’dan beri zorlu bir yaşam geçiriyor. Günümüzde işsiz sayısı yerelde de yaygında da çok fazla. Gazeteciler kutuplaştırılıyor. Birbirlerini hedef gösteren kendisini gazeteci diye niteleyen ama gazetecilik ilkelerine hiçbir şekilde uymayan insanlar türedi. En ufak eleştiri karşısında kraldan çok kralcı kesilerek o arkadaşlarını hedefe koyuyorlar. Gazeteler, gazeteciler saldırıya uğruyorlar. Gazeteciler bu kadar zor durumdayken buna da bir de polis şiddeti ekleniyor. En ufak şeyde meslektaşlarımızın ensesine silah dayanıyor. Medya için hiç iç açıcı günler yaşanmıyor ama umudumuzu kaybetmiyoruz. Meslek ilkelerini çiğnemeden gazetecilik yapmak gerekiyor. Gazetecilik, ciddi, dürüst ve doğru yapıldığında, dünyanın her yerinde çok onurlu bir meslek olarak kabul edilir.”
DÜRKOP: GAZETECİLER GECELERİNİ GÜNDÜZLERİNE KATARAK ÇALIŞIYORLAR
Konrad Adenauer Stiftung Türkiye Temsilcisi Colin Dürkop, konuşmasında şunları söyledi:
“Gazete çıkarmak, haber yapmak, gerçekten bu mesleği severek yapanların hayata geçireceği bir uğraştır. Gazetecilik zor ve meşakkatli bir meslektir. Bu mesleği seçenler hakkını vermek, hakkı ile yapmak için çalışırlar. Gazetecilerin amacı, haberleri doğru, tarafsız ve zamanında okuyucu kitlesine ulaştırmaktır. Bunun için de gecelerini gündüzlerini katarak özveriyle ve yadsınamaz bir emekle çalışırlar. Yerel basın, yayınlarını, hizmet ettikleri şehre göre yaparak o şehrin insanlarını bilgilendirmelidir. Çıkan yaygın gazetelerini örnek almak yerine kendi örflerini, kültürlerini, özlerini koruyarak yayın yapmalıdırlar. Aksi takdirde yaygın basından farkları kalmaz. Yerel medya ve gazeteler yol göstericidir.”
TAYLAN ERTEN: MESLEK İLKELERİNİ HASSASİYETLE SAVUNMALIYIZ
Açılış konuşmalarının ardından konusunda uzman gazeteci, akademisyen ve hukukçular tarafından mesleki konuların ele alındığı oturumlara geçildi. İlk oturumda TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş “Gazetecilikte Dayanışma”; TGC Genel Saymanı Gülseren Ergezer Güver, “Eğitim ve Medya” ile ‘Medya ve Kadın”; TGC Genel Sekreter Yardımcısı Niyazi Dalyancı “Haber Yazım Teknikleri” hakkında katılımcılara bilgi verdi. Oturum başkanlığını üstelenen TGC Ankara Temsilcisi Taylan Erten, “Mesleğimiz için dayanışma çok önemli. Meslek ilkelerini hassasiyetle savunmamız gereken bir dönemdeyiz. Mesleğimizi etik ilkelere uyarak icra etmek zorundayız.”
SİBEL GÜNEŞ: 2015 YILI BASIN İÇİN ZORLU GEÇTİ
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş “Gazetecilikte Dayanışma” başlıklı konuşmasında şunları dile getirdi:
“Gazetecilikte her yıl bir öncekinden daha zor geçiyor. Türkiye’de gazetecilik mesleğini yapabiliyor olmamız çok zorlaştı. Eğer dayanışma içinde olmaz isek mesleğimizin geleceği çok parlak görünmüyor. Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF), 2015 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye’nin 180 ülke arasında 149‘uncu sırada olduğunu ve basın özgürlüğü konusunda da hiçbir gelişme görülmediği vurgulandı. 2015 yılının 9 ayında Türkiye’nin dört bir yanından sansür haberleri geldi. Ocak –Ekim 2015 tarihleri arasında 220 habere ve 100’ün üzerine haber sitesine erişim engellendi. Akreditasyon, cenaze törenlerinden basın toplantılarına kadar hemen hemen her yerde uygulandı. En az 20 olayda 17 medya organı akreditasyon ayrımcılığına uğradı. En az 50 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı. 20’den fazla gazeteci tehdit edildi, 2 gazeteci öldürüldü. Tek tip gazetecilik anlayışını iktidarın tercih ettiğini görüyoruz. Basın toplantıları dönemi bitti. Yerel yöneticiler, soru sorulabilecek basın toplantısı yapmayı tercih etmiyor. Gazetecilerin soru sorması ortadan kaldırılır durumda. Gazetecilere fiziksel ve sözlü saldırılar sürmeye devam ediyor. Türkiye’de 300’e yakın gazeteci cezaevine girip çıktı. Yüzlerce gazeteci haklarında açılmış davalarla yargılanıyor. Yasalarda gerekli düzenlemeler yapılamadı Müthiş bir cezasızlık tavrı devam ediyor. Güvenlik güçleri bu konudaki ilgisizliklerini ısrarla sürdürüyorlar. Gazetecilerin yüzde 5’i sendikalı. Gazetecilerin çoğunluğu Basın İş Yasası kapsamında çalıştırılmıyor. Dernekler arasındaki çatışma dayanışmayı olumsuz etkiliyor. Basın İş Yasası’nı iktidar patronların çıkarları doğrultusunda değiştirmeye çalışıyor. Örgütlenme şart. Derneklere ve sendikalara üye olarak mücadele gerekiyor. Dernekler aralarındaki çatışmaları çözmeli. Siyasi görüş ayrılıkları yerine basın ve ifade özgürlüğü noktasında birleşilmeli. İktidar aygıtı olmanın kısa vadeli yararları yerine mesleğin geleceği için yan yana durulabilmeli.”
NİYAZİ DALYANCI: HABERİN ÖZÜNÜ İLK PARAGRAFLARDA VERMEK GEREK
TGC Genel Sekreter Yardımcısı Niyazi Dalyancı “Haber Yazım Teknikleri” konusunu örneklerle anlattı. Niyazi Dalyancı konuşmasında şu noktalar dikkat çekti:
“Medya, gazeteci gerçekleri okuyucularına, izleyicilerine ileten aracıdır. Demokratik sistemde ülkeleri yöneten yasama, yürütme, yargı erklerinin işlerini doğru dürüst yapıp yapmadıklarını izleyecek olan dördüncü kuvvet basındır. Medya, gerçeklerle halkın arasında köprü kurar. Haber, kimi kişilerin yayımlanmasını istemedikleri bir şeydir. Gerisi reklamdır. Her okuduğumuz habere böyle bakarsak daha iyi değerlendirebiliriz. Haber yazarken de bazı altın kuralları unutmamak gerekiyor. Örneğin, habere alıntıyla başlamayın. Haberin özüne giriş paragrafında yer verin. Yorum katmayın. Cümlelerin edilgen değil etken çatılı olmasına dikkat edin. Haberi de soruyu da sözcüklere boğmayın. Klişe sözlerden kaçının. Basın toplantılarında ve röportajlarda soru sorarken; konuya hakim olun. Soru basit ve tek konuya odaklı olsun. Çanak soruların okuru ve izleyiciyi aydınlatmakta yararı yok. Muhabir kendi görüşünü kendine saklamalı. Bir cümledeki bilgilerin, başka cümlelerdekilerle çelişmemesine dikkat etmek gerekir. Doğru bildiğinize emin olduğunuz bilgiyi bile birkaç kaynaktan doğrulatın.”
GÜLSEREN ERGEZER GÜVER: MEDYA GERÇEĞİN YANINDA, DOĞRU HABERİN PEŞİNDE OLMALI
TGC Genel Saymanı Gülseren Ergezer Güver, “Eğitim ve Medya”; başlıklı sunumunda şunları dile getirdi:
“Uzman eğitim haberciliğinin ve düzenli eğitim sayfalarının geçmişi 80’li yıllara dayanıyor. Milliyet Gazetesi 1986’da eğitim servisi kurup, düzenli eğitim sayfalarına yer açtı. Diğer gazeteler örnek aldı. Özellikle sınav dönemlerinden başlayarak birçok gazete sayfalar hazırlamaya, ekler yayınlamaya başladı. O dönemde henüz yayın grupları aynı havuzdan beslenmiyordu. Eğitim habercileri kendi gazetesinde atlatma/özel haberlere imza atıyordu. Haber tiraj getiriyordu. MEB, YÖK gibi kurumların yöneticileri bu yayınları ciddiye alıyor, eğitim habercileriyle ölçülü-saygın mesafede duruyorlardı. 90’lı yıllarda başlayan plaza gazeteciliğiyle medyada değişim başladı. Tiraj ve para kazanma kaygısı, gazetecilik ideallerinin önüne geçti. Her yayın grubu kendi haber havuzundan ve ajanslardan beslenmeye başladı. Eğitim sayfaları feda edildi, eğitim kadroları daraltıldı. Sınav ve tercih dönemlerinde ilan verenin haberinin yapıldığı, dershanelerin içini doldurduğu sayfalara geçildi. Dershaneciler, akademisyenler, özel okul patronları sayfa satın alıp köşe yazarı oldu. Bir çok gazetenin eğitim sayfaları var ancak içerik daha çok sınav rehberliği ve kurum haberleri niteliğinde. Yayının etkisi, yazılı basına göre çok daha etkili. Eğitim programları tamamen sponsorluk koşuluna bağlı. Daha önce kamu yararı adına yayınlarda konuk edilen resmi kurum temsilcileri artık ekranlarda görünmez oldu. Sunucu koltukları el değiştirdi. Gazetecilik kaygıları ağır basan habercilerin ve editör sunucuların yerini mankenler, dershaneciler, hocalar aldı. Yaygın medyadan yüksek tirajlı bir gazetenin eğitim sayfası taşeron eliyle hazırlanıyor. Haberler, sayfada editör görünen isim tarafından değil, “konuk kartıyla gazeteye giren “taşeron” tarafından yapılıyor. Sayfada özel haber yok. Muhabir imzası yok. Hafta boyunca gelen basın bültenleri “ilan veren” önceliğine göre seçilerek haberleştiriliyor. Vitrindeki isim, toplantılarda görünüyor. Sayfa için ilan-reklam bağlantısı yapıyor. Kendisinin ve çalıştırdığı elemanın ücretini ilan gelirinden karşılıyor. Gazete de eğitim sayfası yayınlamış oluyor. Medya kuruluşları sahiplik yapısından başlayarak özeleştiri yapmalı. Medyanın iktidarın yanında olma misyonu yok. Medya gerçeğin yanında, doğru haberin peşinde olmalı. Yeniden habere ve uzman haberciye sahip çıkmalı. Reklam karşılığı haber ya da internetten kes-yapıştır haberciliğine veda etmeli. Editör kadrolarını habercilik deneyimi olan gazetecilere emanet etmeli. Kamu yararının en çok söz konusu olduğu eğitim alanında yeter sayıda ve nitelikte çalışanla nitelikli yayınlara olanak tanımalı. Eğitim sayfaları ve eğitim programları asıl sahibi olan habercilere teslim edilmeli. Kurumlar habercilerini iktidarın, bürokratların, çeşitli çıkar odaklarının baskılarına karşı korumalı.”
GAZETECİLİKTE ÖRGÜTLENMENİN ÖNEMİ
Seminerin ikinci oturumunda, Cumhuriyet Gazetesi Vakfı Başkanı ve yazarı Orhan Erinç “Medya Siyaset İlişkisi”, TGS Genel Başkanı Uğur Güç “Gazetecilikte Örgütlenme”, TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük “Haber ve Hukuk” başlıklı konuşma yaptı. Bu oturumun moderatörlüğünü TGC Samsun Temsilcisi Cemil Ciğerim Erten üstlendi.
ORHAN ERİNÇ: DURUM VAHİM AMA UMUTSUZ DEĞİLİZ
Cumhuriyet Gazetesi Vakfı Başkanı ve yazarı Orhan Erinç “Medya Siyaset İlişkisi” başlıklı sunumunda şunları söyledi:
“Siyasal partiler, muhalefetteyken gazetecilerden yana olmuşlardır, iktidar olduktan sonra da önceki iktidarın kullandığı iktidarın yetkilerini ele geçirmiş olmanın verdiği havayla söylediklerini unuturlar. Gazeteci olarak TBMM giren milletvekilleri de seçildikten sonra gazeteci olduklarını ya unutuyorlar ya da unutmak zorunda kalıyorlar. İktidar siyaset gazetecilik ilişkilerinin daha önce bu kadar yaşamadığımı belirtmek zorundayım. Çünkü önceki ilişkiler de birkaç istisna dışında hep tehdit, eleştiriler, gözdağları büyük ölçüde lafa kalmıştı. Bu dönemde uygulanır hale getirildiler. Sadece iktidar kendi gücüyle değil, kontrolündeki kurumlar aracılığıyla da gazeteciliği kullanıyor. Kendisi gibi düşünmeyenleri cezalandırıyor. Medya siyaset ilişkileri, gazeteciler arasındaki bölünmüşlük maalesef sürecek gibi gözüküyor. Umutsuz olma gibi bir lüksümüz de yok. Her sıkıntının üstünden gelebilecek bir yapıya sahibiz. Basın özgürlüğü yok diyorsunuz konuşuyorsunuz, yazıyorsunuz diyenler var. Bu basın özgürlüğünün kullanılmasının nelere mal olduğunu, içeriye atılan meslektaşlarımızdan yaşıyoruz. Durum vahim ama umutsuz değil.”
UĞUR GÜÇ: ÖRGÜTLENME İHTİYACI ELZEMDİR
TGS Genel Başkanı Uğur Güç “Gazetecilikte Örgütlenme” konusunda şu bilgileri verdi:
“Sorunumuz sendikasız olmak, örgütsüz olmak. Geçtiğimiz yıl gazeteciler birçok saldırıya uğradı, darp edildi, güvenlik güçleri tarafından taviz edilme gibi olaylara maruz kaldı; sansüre, oto sansüre uğradı. Uzun saatler çalıştırılma ve mobbing ile karşı karşıya kaldı. Haklarında açılmış yüzlerce dava var. Yüzlerce meslektaşımız hakaretten yargılanıyor. Hapis tehditleriyle baş etmeye çalışılıyor. Bugün gazetecilik mesleği işsizlik tehdidi ile karşı karşıya. 7 bin gazeteci işsiz kalmış durumda. Medya sektörü, Türkiye’deki sektörlerden arasında en fazla işsizliğin yaşandığı sektör. Türkiye genelinde işsizlik yüzde civarında olmasına rağmen medya sektöründe yüzde 30’un üzerine çıkmış durumda. Gazeteciler 212’siz çalıştırılıyor, özlük haklarından yoksun çalıştırılıyor. Bunların nedenlerini hepimiz biliyoruz. Buradaki en önemli şey örgütlü olmaktır. Örgütlenme ihtiyacı elzemdir. Toplu sözleşmeleriyle yasalarda var olmayan haklara bile sahip olunabilir.”
GÖKHAN KÜÇÜK: DEMOKRASİLER EN AĞIR ELEŞTİRİLERİ KALDIRABİLMELİ
TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük “Haber ve Hukuk” başlıklı konuşmasında şöyle dedi:
“Demokrasiler en ağır eleştirileri kaldırabilmeli. Eleştiri, demokrasiye zarar vermez. Eleştiriyle karşı karşıya kaldığında farklı refleksler geliştiren yöneticiler demokrasiye zarar verir. Gazetecilerin görevi devletin çıkarını korumak değildir. Bu görev üstlenildiği andan itibaren basın özgürlüğü zedelenmiş olur. Gazetecinin görevi toplumsal barışa katkı sağlamaktır.
İfade özgürlüğü, demokratik toplumun esaslı temellerinden birini oluşturur. Sadece lehte olduğu kabul edilen, zararsız ya da ilgilenmeye değmez görülen haber ve düşünceleri için değil ama ayrıca devlet ya da nüfusun bir bölümünün aleyhinde olan çarpıcı gelen/şok eden ya da rahatsız eden haber ve düşünceler içinde uygulanır. Basın söz konusu olduğunda bu ilkeler özel bir önem kazanır. Bu tür haber ve düşünceleri vermek basın yayın kuruluşları için sadece bir görev değildir. Halkın bu haber ve düşünceleri edinme hakkı vardır. Basın özgürlüğü, anayasal güvence altına alınmıştır. Peki, gazeteci haberlerini yaparken nelere dikkat etmeli? Haberin gerçeğe uygun olması, güncel olması, haber niteliği taşıması, gerçeğe uygun haberlerin verilmesinde nesnel (objektif ) ölçütlere uyulması, haberin veriliş biçimi yönünden, özle biçim arasında ölçülülük bulunması gerekir. Bu temel ilkelerden herhangi birine ters düşüyorsa, hukuka aykırılık unsuru gerçekleşmiş olacaktır. Bir gazeteci haberini verirken; bir kimseyi katillikle, hırsızlıkla, zimmetine para geçirmekle, rüşvet almakla, rüşvet vermekle, bir şirketin ticari işlerinde kirli paralar kullanmakla itham ederse bu hukuksal onur ve saygınlığa saldırı olarak değerlendirilebilir.”
16 KASIM
TGC-KAS 78. Yerel Gazetecilik Semineri Amasya’da tamamlandı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Konrad Adenauer Stiftung’un (KAS) ortaklaşa düzenlediği 78. Yerel Gazetecilik ve Meslek İçi Eğitim Semineri; Amasya’da tamamlandı. Seminerin kapanış değerlendirmesini yapan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto şunları söyledi:
“Sorunsuz günümüz geçmiyor. Hükümetin hoşuna gitmeyen yayın yapan medya kuruluşlarının yayınları bir bir engelleniyor. Son olarak Samanyolu Grubu'nun yayınları uydudan çıkarıldı. Çok seslilikten tek sesliliğe giden bir toplum yaratmanın adımları bunlar. Türkiye demokrasiyi benimsemeden, basın özgürlüğüne ulaşmamız mümkün değil. Gazeteci arkadaşlarımızdan her şeyi mutlaka irdelemelerini ve sorgulamalarını istiyorum. Televizyonda her yayınlanana inanmamak gerekiyor. Sorgulayarak gerçeğe ulaşmamız, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenmesi için büyük önem taşıyor.”
Seminer üçüncü oturumunda gazeteci –yazar Ragıp Duran “Gazetecilikte Objektif Olmak Mümkün mü?”; A Haber Şef Editörü İhsan Yılmaz “Televizyon Haberciliği”; Gazeteci, Ressam ve Sanat Tarihçisi Gürol Sözen “Kent, Sanat ve Medya”; Hürriyet Seyahat Eki Yayın Yönetmeni Serkan Ocak “Çevre Haberciliği” konuları hakkında bilgi verdi. Oturumun moderatörlüğünü TGC Cumhuriyet Gazetesi Amasya Temsilcisi Mehmet Menekşe yaptı.
RAGIP DURAN: GAZETECİ BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ VE BARIŞTA TARAFTIR
Gazeteci-yazar Ragıp Duran “Gazetecilikte Objektif Olmak Mümkün mü?” konusunda düşüncelerini açıklayan Duran, şunları söyledi:
“Gazeteci, barış, düşünce, ifade, basın özgürlüğü, demokrasi, özgürlük, barış, hayat gibi konularda taraftır. Gazetecilik, temas ve mesafe mesleğidir. Bir muhabir, hem fiziki, hem de manevi olarak bir haberi izlerken nerede durması gerektiğini bilmelidir. Bizim işimiz gerçeklerin peşinden koşmaktır. Mümkün olduğu kadar gerçeklere yaklaşmak için uğraşırız. Gazeteci; gerçeğe, mesleğine, okuruna ve medyasına karşı sorumlu olduğunu unutmamalıdır. Muhabiri yönlendirirken dikkat etmemiz gereken kurallar vardır. Herhangi bir muhabiri göreve gönderirken o haberle muhabir arasında organik bir bağ olup olmadığına bakmak lazım. Objektiflik için bu şarttır.”
İHSAN YILMAZ: TELEVİZYON HABERCİLİĞİNDE KURGU HABERDEN UZAK DURULMALI
TGC Yönetim Kurulu Üyesi ve A Haber Şef Editörü İhsan Yılmaz “Televizyon Haberciliği” konulu konuşmasında örneklerle televizyon haberciliğinin nasıl yapıldığı hakkında bilgi verdi. Yılmaz, gazetecilere ise şu önerilerde bulundu:
“Yerel basın çalışanları, görüntülü haber konusunda kendisini yetiştirmelidir. Peki muhabir nelere dikkat etmeli? Muhabir, kıyafeti başta olmak üzere görünümüne özen göstermeli. Televizyon haberinde görüntü en az haberin kendisi kadar önemlidir. TV muhabiri dış tepkilere karşı hazırlıklı olmalı ve olasılıkları önceden hesaplamalı. Canlı yayına iyi hazırlanmalı, ezber yerine belli hatırlatıcı kelimeleri not alarak, yayınını sakin anlaşılır bir dille yapmalı. Dikkat çekici hareket ve mimiklerden kaçınmalı. Televizyon haberciliğinde hız önemlidir. Haber ve görüntü en kısa sürede merkeze ulaştırılmalı. Özellikle toplumsal olaylarda baskı altında sakin kalabilmeli. Bunun yanında yapılmaması gerekenler de var. Muhabir, yargı içeren, peşin hükümlü suçlayıcı ifadelerle soru sormamalı. Şüphelileri tahrik edecek sorular da yöneltmemeli. Muhabir, olayı olduğu gibi aktarmalı, provoke edici soru ve davranışlarıyla haberin konusu olmamalı. Muhabir toplumsal olayları kullanırken de üslubuna dikkat etmelidir. Muhabirler, etik kurallara uymalı ve kurgu haberden uzak durmalı. Haber için yasal sınırları zorlamayın ve etik kuralları ihlal edilmemeli.”
SERKAN OCAK: MESLEKTE UZMANLAŞMAK ÇOK ÖNEMLİ
Hürriyet Seyahat Eki Yayın Yönetmeni Serkan Ocak “Çevre Haberciliği” konuları hakkında bilgi verdi. Türkiye’de ve Dünya’daki çevre ile ilgili yaşanan sorunları anlatan Ocak, iklim değişikliği ile ilgili de şu noktalara dikkat çekti:
“Yaklaşık 10 yıl boyunca çevre haberciliği yaptım. Meslekte uzmanlaşmak çok önemli. Çevre haberciliği de bu alanlardan biri. Peki çevre haberciliği nelerle ilgileniyor. Çevremizi ne kadar tanıyoruz? Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı Akdeniz Havzası, iklim değişikliğine karşı en kırılgan bölgelerden birisi. İklim değişikliği sonucunda sıcaklıklar tüm ülke çapında her mevsimde yükseliyor. Bununla beraber Türkiye’nin yetersiz olan su kaynaklarının daha da azalacağı öngörülüyor. Son yıllarda Türkiye’de hastalık gibi kömürlü termik santraller yayılıyor. Bu santraller, iklim değişikliğine neden insan sağlığı ve ekosistem üzerine kara bulut gibi çöktü. Enerjideki tüm yatırımımız kömüre dayalı. Bundan bir an önce vazgeçmemiz gerekiyor. Yayınlanan raporlarda Türkiye’de 3 bin kişinin kömürlü termik santral nedeniyle hayatını kaybettiği belirtiliyor.”
GÜROL SÖZEN: AMASYA SUYLA GELEN BİR KÜLTÜRÜN KENTİDİR
Gazeteci, Ressam ve Sanat Tarihçisi Gürol Sözen “Kent, Sanat ve Medya”; başlıklı konuşmasında şöyle dedi:
“Anadolu toprağının birbirinden farklı coğrafi konumu, kuşkusuz yaşama biçiminin en etkin öğesi olarak farklı kimlikleri oluşturuyor. Her uygarlığın değişmez kuralıdır bu. Yaşadığın toprakların özelliğine göre o yöre insanı biçim alır: Beslenmesinden türküsüne, ürettiği günlük eşyalardan kurduğu kentlere, evlere kadar değişir bu. Hele işin içine Karadeniz gibi çok farklı bir denize açılan kara parçasından akıp gelen Yeşilırmak suyu da varsa. İşte Amasya, bu nedenle 7 bin yılda beri konup göçen uygarlıklara kaynaklık etmiştir. O dönemler de “Amasid” adı ile anılan ve Hititler’den Osmanlı’ya ve Kurtuluş Savaşı’na kadar uzanıp gelen tarihsel bu yapı, aslında kültürünü suya borçludur. Amasya suyla gelen bir kültürün kentidir.”
The Apple Palace Oteli’nde düzenlenen seminere; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto, Önceki Başkan Orhan Erinç, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sayman Gülseren Ergezer Güver, Genel Sekreter Yardımcısı Niyazi Dalyancı, Yönetim Kurulu Üyesi İhsan Yılmaz, Ankara Temsilcisi Taylan Erten, Hukuk Danışmanı avukat Gökhan Küçük, Konrad Adenauer Stiftung (KAS) Türkiye Temsilcisi Dr. Colin Dürkop’un da aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci katıldı.
16 KASIM
"Leyla Umar ’ın ailesine ve basın topluluğumuza başsağlığı diliyoruz”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi, Sürekli Basın Kartı 2006 Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü sahibi, Türk Basınının renkli kalemlerinden meslektaşımız Leyla Umar 16 Kasım 2015 Pazartesi günü vefat etti. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, Leyla Umar ’ın ölümüyle ilgili yayınladığı mesajda “Türk Basının değerli kalemlerinden ve renkli simalarından meslektaşımız Leyla Umar ’ı kaybettik. Mesleğimize uzun yıllar çok değerli hizmetler veren Leyla Umar ’ı sevgi ve saygıyla anıyor, ailesine ve basın topluluğumuza başsağlığı diliyoruz” dedi. Leyla Umar, 1927 yılında İstanbul’da doğdu. Meslek yaşamına Milliyet Gazetesinde muhabir olarak başladı. 10 yılı ABD Temsilciliği olmak üzere 22 yıl boyunca Milliyet’te çalıştı. 4 yıl Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde görev yaptı. Vatan Gazetesinde yazılarını sürdürdü. Leyla Umar uluslararası düzeyde ün yapmış kişilerle yaptığı özel söyleşilerle de tanındı. Söyleşi yaptığı ünlüler arasında Fidel Castro, Nelson, Mandela, Yaser Arafat, Humeyni, Desmund Tutu, Prenses Diana, Maria Callas, Placido Domingo gibi önemli isimlerde bulunuyor. 50 yılı aşkın gazeteciliğinin yanı sıra sosyal aktivitelere de ilgi gösteren Umar, Türkiye’deki terkedilmiş çocuklar için kurulan SOS Uluslararası Çocuk Köyü Organizasyonuna katkıda bulunmuş, tanıtıcı televizyon programları yapmıştı.
17 KASIM
Kanaltürk ve Bugün Türksat’tan çıkarıldı
Bugün TV, Kanaltürk ile Kanaltürk Radyo dün gece itibariyle Türksat’tan çıkarıldı. Kanaltürk, Twitter’dan yaptığı açıklamada yayınlarını Eutelsat 10A, Kanalturk internet sitesinden sürdürdüğünü açıkladı.
17 KASIM
Milliyet muhabirine Paris'te gözaltı
Milliyet gazetesi muhabiri Mithat Yurdakul, pasaportunda Suriye damgası olduğu gerekçesiyle Paris’te gözaltına alındı. Gazeteci Yurdakul, yaşadıklarını şöyle anlattı: “
Paris katliamı ile sarsılan Fransa, diken üstünde. Gazeteci kimliğim ve hangi gerekçeyle geldiğimin belli olmasına rağmen pasaportumdaki ‘Suriye Arap Cumhuriyeti’ damgası nedeniyle kısa süreli de olsa gözaltına alındım. Terör saldırısının hemen ardından gittiğimiz Paris, kitaplarda filmlerde anlatılandan çok farklı bir ruh haliyle karşılıyor bizi. Sanatın ve aşkın başkenti olarak nitelenen kentte, ilk olarak Ortadoğu’da görmeye alışkın olduğumuz kareler yansıyor bize. Fransa’da hâlâ büyük bir korku hakim. Pasaportta yer alan Arapça ifadelere bile aşırı duyarlılığın oluştuğu kentte, Fransız polisi gazeteci kimliğime ve hangi gerekçeyle geldiğim belli olmasına rağmen Suriye’ye giriş-çıkış yaptığım gerekçesiyle beni de kısa süreli olarak gözaltına aldı.”
17 KASIM
“Yönetmelik iptal edilirse yeni verilecek kartlar geçersiz sayılacak”
Gazetecilik meslek örgütlerinin görüşlerine başvurulmadan keyfi bir tutumla eşitlik ilkesine aykırı hazırlanan Basın Kartı Yönetmeliği kapsamında yeni oluşturulan Basın Kartı Komisyonu’nun hukuksuz olduğu gerekçesiyle gazetecilik meslek örgütleri basın toplantısı düzenledi. Ankara Kızılay’daki Mülkiyeliler Lokali’nde yapılan toplantıya; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto, Genel Sekreter Sibel Güneş, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Uğur Güç, Çağdaş Gazeteciler Derneği(ÇGD) Genel Başkanı Ahmet Abakay, Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı Yılmaz Karaca, İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Misket Dikmen katıldı. TGC Başkanı ve Basın Kartı Komisyonu Önceki Başkanı Turgay Olcayto, şunları söyledi: Basın Kartları için oluşturulan Komisyonun Yeni Yönetmelikte üye sayısı değiştirilmiş, 13’ten 15’e çıkarılmış ayrıca Genel Müdüre üyelerin yarıdan fazlasını belirleme yetkisi verilmiştir. Bu basın kartlarının gazetecilere artık devlet eliyle kendi seçimine göre dağıtılacağı anlamına geliyor doğrusu. Komisyon’daki arkadaşların da bir işlevlerinin olamayacağı anlaşılıyor. Türkiye’de iktidarın bir süredir muhalif gazetelere karşı başlattığı baskılardan bir yenisi. Tek tip gazeteci üretmenin yeni bir yöntemidir. Biz sahada çalışan gazetecilerin hangi görüşten olursa olsun haklarının gasp edilmesine karşıyız. Bu nedenle Danıştay’da Yeni Basın Kartları Yönetmeliği için yürütmeyi durdurma ve iptal davası açtık.”
23 KASIM
TRT artık çocuk kanalında reklam almayacak
TRT tarafından bu yıl "Çocuk Medyasında İçerik Üretim ve Yönetimi: Fırsatlar, Yaratıcılık ve Sorunlar" temasıyla düzenlenen "4. Uluslararası Çocuk Medyası Konferansı" başladı.
TRT Genel Müdürü Şenol Göka, bundan böyle TRT'nin çocuk kanalına reklam alınmayacağını belirterek, "TRT Kurumu, bundan sonraki reklam pazarlamalarında çocuk kanalına neye mal olursa olsun reklam almayacak" dedi.
23 KASIM
'Medya kadınları 'daha az görüyor'
Küresel Medya İzleme Projesi (GMMP) 2015 yılı raporunda, kadınların haber medyasında erkeklerden daha az görünür olduğunu ortaya koydu. Araştırmaya göre haberlerin yalnızca yüzde 24'ünde kadınların sesi duyuluyor. GMMP'de görevli Dr. Sarah Macharia, projenin başladığı 20 yıldan bu yana kadınların medyadaki görünürlüğü konusunda çok büyük bir gelişme yaşanmadığını da söylüyor. Macharia, cinsiyetler arası eşitliğin sağlanması için "En az 25 yıl geçmesi gerektiği" görüşünde.Macharia, "1995'te televizyonda röportaj yapılanların ve habere konu olanların yüzde 17'si kadındı. Bugün bu oran yüzde 24" dedi.
26 KASIM
“Cumhuriyet Gazetesi halkı bilgilendirme görevini yapmıştır”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası ortak bir açıklama yaparak MİT Tırları’yla ilgili yaptıkları haber nedeniyle Cumhuriyet Gazetesi Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilmesini eleştirdi. Yapılan açıklamada “Söz konusu haberin yayınlanması gazetecinin halka karşı görevidir. Halkın haber alma hakkının teminatıdır. Gazetecinin görevi devletin çıkarını korumak değildir. Devletin çıkarını koruyacak merciler bellidir. Herkes kendi görevini yapmaktadır” denildi. Açıklamada şu görüşler yer aldı:
“Cumhuriyet Gazetesi’nin MİT tırlarıyla ilgili yaptığı haber gerçek bir olayın halka iletilmesidir. Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ndeki, “gazeteci basın özgürlüğünü, halkın doğru haber alma, bilgi edinme hakkı adına dürüst biçimde kullanır. Bu amaçla her türlü sansür ve otosansürle mücadele etmeli, halkı da bu yönde bilgilendirmelidir. Gazetecinin halka karşı sorumluluğu, başta işverenine ve kamu otoritelerine karşı olmak üzere, öteki tüm sorumluluklardan önce gelir” maddesine uygundur. Gazeteci tüm bilgi kaynaklarına serbestçe ulaşma ve kamu yaşamını belirleyen, halkı ilgilendiren tüm olayları izleme, araştırma hakkına sahiptir. 64. Hükümet reform hükümeti olarak kamuoyuna sunulmuştur. İktidara basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü üzerindeki engelleri kaldırıp, gazetecileri tutuklanmadan mesleklerini yapabilir hale getirecek reformlara başlamayı öneriyoruz.“
27 KASIM
TGC’den Cumhuriyet Gazetesi’ne destek ziyareti
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, Suriye’ye Milli İstihbarat Teşkilatı’na ait TIR’larla silah ve cihatçı sevk edildiğine dair yaptıkları haberler ve yayımladıkları görüntüler nedeniyle tutuklandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sayman Gülseren Ergezer Güver; Cumhuriyet Vakfı İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, İcra Kurul Başkanı Akın Atalay ve gazete çalışanlarına saat 11.00’de dayanışma ve destek ziyaretinde bulundu.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, şunları söyledi: “Türkiye’de halkın haber alma hakkı uzun süredir engelli. Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanması gazetecilik mesleği açısından son derece üzücü. Toplumdaki gerginliğin bitirmek yerine gerginliği başlatacak bir tutum. Yasak konulan, halktan saklanan bir haberi kaynaklarını kullanarak ortaya çıkardı. Her şey devlet sırrına girerse gazeteci nasıl haber yapacak? Halk nasıl bilgilenecek? Evrensel gazetecilik açısından başarılı bir haberdir. Kimsenin burada casusluk yaptığı yok. Arkadaşlarımızı kutlamak gerekir. Biz kutluyoruz. Türkiye’de basın özgürlüğü yok. Basın özgürlüğü kavramı üzerinde siyasilerle anlaşamıyoruz. Televizyon, gazete, radyo sayısının fazla olması basın özgürlüğü anlamına gelmiyor. Basın özgürlüğü halkın bilgilenme, haber alma hakkıdır. Bugüne kadar Reyhanlı, Suruç gibi pek çok olayda yayın yasağı konuldu. Gazeteci olduğumuz halde biz bilgilenemiyorsak halkı nasıl bilgilendireceğiz. Demokrasi şeffaflık içerir. O şeffaflık şu anda hiçbir yerde yok. Çok seslilikten tek sesliliğe doğru gidiliyor.”
27 KASIM
Tarihe kara bir leke daha
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin de içinde bulunduğu Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP), Cumhuriyet Gazetesi önünde basın açıklaması yaptı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreter Sibel Güneş, TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Uğur Güç, DİSK Basın-İş Başkanı Faruk Eren’in de aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci destek için oradaydı. Basın açıklamasın TGS Genel Başkanı Uğur Güç açıklamayı okudu. Açıklamada, “ Basın özgürlüğünün olmadığı ülkemizde artık haber yapmakta suç oldu. Bu karar ile gazetecilere ya Tayyip Erdoğan’ın istediği gibi haber yapacaksınız ya da tutuklanmayı göze alacaksınız mesajı verildi. Gazetecilik tarihimiz hep böyle baskıları gördü. Ama yılmadık, doğruları yazmaya, gerçekleri halka aktarmaya devam ettik. Yine gazetecilik yapacağız yine gerçekleri halka aktaracağız. Yıldıramayacaksınız. Bizler basın meslek örgütleri olarak bundan sonra haber hakkı ve basın özgürlüğü için daha fazla mücadele edeceğiz. Can Dündar ve Erdem Gül özgürlüklerine kavuşana kadar sesimizi daha gür çıkartacağız” denildi.
27 KASIM
İsminaz Ergün gözaltına alındı
ETHA editörü İsminaz Ergün'ün Silvan izlenimleriyle ilgili yazısı hakkında soruşturma açıldı. Soruşturma kağıdını emniyetten almaya giden Ergün gözaltına alındı. Ergün'ün gözaltı nedeni bilinmiyor. Yazısı nedeniyle hakkında soruşturma başlatılan Ergün, soruşturmaya dair belgeyi teslim almak için gittiği İstanbul Emniyet Müdürlüğü girişinde gözaltına alındı.
28 KASIM
TGC Yönetim Kurulu Tahir Elçi için baş sağlığı mesajı yayınladı
TGC Yönetim Kurulu yayınladığı mesajda Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin ölümünden büyük üzüntü duyduğunu belirterek, “Tahir Elçi'nin ailesine, Diyarbakır Barosu'na ve Türkiye Barolar Birliği'ne, hukukçu dostlarımıza baş sağlığı diliyoruz. Tahir Elçi'nin katillerinin en kısa sürede bulunmasını ve bu cinayetin de faili meçhul olarak kalmamasını istiyoruz” dedi.
28 KASIM
Diyarbakır saldırısı sırasında gazeteciler de darp edildi
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesi olayı sırasında gazeteciler de zor anlar yaşadı. Çatışma sırasında Anadolu Ajansı (AA) Aziz Aslan kolundan yaralanırken bazı gazeteciler de güvenlik güçleri tarafından darp edildi. NRT kameramanı Rojhat Doğru yüzüne ve vücudunun çeşitli yerlerine aldığı darbelerden dolayı hastanede tedavi gördü.
29 KASIM
GÖP: Gazetecilik gazetecilere bırakılmalıdır
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin de içinde bulunduğu Gazeteciler Özgürlük Platformu (GÖP), gazetecilerin yanında olmaya devam ediyor. Gazetecilere Özgürlük Platformu, Cumhuriyet Gazetesi Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tutuksuz yargılanmaları çağrısı yapmak için 29 Kasım Pazar günü saat 12.00'de Şişli Cevahir Alışveriş Merkezi önünden Cumhuriyet Gazetesi’ne yürüyüş düzenledi. Yürüyüşe; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sayman Gülseren Ergezer Güver, Genel Sekreter Yardımcıları Ahmet Özdemir, Niyazi Dalyancı’nın da aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci katıldı. Cumhuriyet Gazetesi önünde yapılan basın açıklamasını GÖP Dönem Sözcüsü ve Basın Enstitüsü Derneği Başkanı IPI Türkiye Temsilcisi Kadri Gürsel yaptı. Kadri Gürsel, şunları söyledi: “Can Dündar, Erdem Gül ve gazeteleri Cumhuriyet’in yayımladığı bu haber sayesinde insanlar daha sağlıklı siyasi tercihler yapma imkanınakavuşmuşlardır. İnsanlar bu imkanı kullanırlar ya da kullanmazlar, bu onların bileceği iştir. Ancak gazetecilik de gazetecilerin bildiği iştir. Ve gazetecilik gazetecilere bırakılmalıdır. Gazeteciler mesleklerini icra etmekte özgür olmalıdır ki Türkiye’de çözüm üreten, sağlıklı ve sürdürülebilir bir demokrasi kurulabilsin. Demokrasiler böyle işler, demokratik istikrar böyle oluşur. Türkiye’de basın özgürlüğü yoksa demokrasi de yoktur. İktidar Can Dündar ve Erdem Gül’ü hapse atarak gazetecilik faaliyetini bir suça indirgemiştir. Gazetecilik suç değildir, uygar insanın temel ihtiyacıdır.”
29 KASIM
Hasan Pulur 83 yaşında vefat etti
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Önceki Yönetim Kurulu Üyelerinden, Basın Şeref Kartı ve Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü sahibi Hasan Pulur, 83 yaşında vefat etti. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu (TGC), gazeteci yazar Hasan Pulur’un ölümünün ardından başsağlığı mesajı yayınladı. TGC Yönetim Kurulu yayınladığı mesajda, “Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi, Milliyet Gazetesi yazarı Hasan Pulur’u kaybettik. Gazetecilik mesleğine uzun yıllar başarıyla hizmet eden usta gazeteci Hasan Pulur'u hiç unutmayacağız. Değerli üyemiz gazeteci Hasan Pulur’un ailesine, sevenlerine ve basın topluluğumuza başsağlığı diliyoruz” dedi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Önceki Yönetim Kurulu Üyelerinden, Basın Şeref Kartı ve Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü sahibi Hasan Pulur vefat etti. Pulur’un cenazesi 1 Aralık 2015 Salı günü Milliyet Gazetesi önünde saat 10.30'da yapılacak törenin ardından ögle namazından sonra Levent Camisi'nden alınarak Aşiyan Mezarlığı'nda toprağa verilecek.
30 KASIM
Yöneticisi tutuklanan Cumhuriyet'e mali kıskaç şoku
MİT TIR'ları haberinden sonra Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün tutuklanmasından sonra Cumhuriyet gazetesinde şimdi de maliye kıskacı yaşanıyor. Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Twitter hesabından yaptığı açıklamada vergi denetimi için gazeteye tebligat yapıldığını belirtti. Atalay "2,5 yıl önce tam denetimden geçirdikleri @cumhuriyetgzt 2010 yılı hesaplarını yeniden inceleyeceklerini bildirdiler" diye yazdı.