Nisan 2015 Raporu
1 NİSAN
TGC Yönetim Kurulu’ndan akreditasyona tepki
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu bir açıklama yaparak şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın Eyüp Sultan Camisi’ndeki cenaze töreninde bazı yayın organlarına akreditasyon uygulanmasını kınadı. TGC Yönetim Kurulu’nun açıklamasında şu görüşler yer aldı: “Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun toplumun birlik ve dayanışma içinde olması gerektiğini belirttiği bir günde basına yine akreditasyon uygulanması düşündürücüdür. Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın Eyüp Sultan Camisi’ndeki cenaze törenine; Hürriyet, Cumhuriyet, Bugün, Milat, Taraf, Sözcü, Ortadoğu, Yeniçağ, Birgün ve Zaman gazeteleri ile CNN Türk, Bugün TV, Kanaltürk, İMC TV; Samanyolu TV, Cihan Haber Ajansı ile Doğan Haber Ajansı muhabir, foto muhabiri ve kameramanları alınmamıştır. Akreditasyon gerekçesini soran gazetecilere ise bu tören için talimatın Ankara’dan Başbakanlıktan geldiği ifade edilmiştir. Bu durum kamuoyunu bilgilendirme görevi ile orada bulunan gazeteciler arasında eşitlik ilkesine aykırı düşmektedir. Halkın bilgi alma hakkına yönelik yeni bir engellemedir. Bu uygulamayı şiddetle kınıyoruz.”
1 NİSAN
BirGün muhabiri Ece Aydın'a gözaltı
İstanbul Adalet Sarayı'nda 31 Mart tarihinde Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit edilmesiyle sonuçlanan rehine olayında, haber yapmaya çalışan Akşam Gazetesinden Hilal Yıldırım darp edildi. Adliye binasına girmek isteyen kişilerle polis arasında çıkan arbede sonrasında ise BirGün Gazetesi muhabiri Ece Aydın ile birlikte 4 kişi gözaltına alındı. Aydın'ın gözaltına alınmasını BirGün gazetesi “Muhabirimiz Ece Aydın Çağlayan Adliyesi'nde polis tarafından gözaltına alındı” diye duyurdu. Ece Aydın da gözaltındayken Twitter hesabından “2 saat ters kelepçe 4 avukat 2 basın mensubu şu an Şisli Etfal'e gidiyoruz” diye yazdı. Aydın, sabah saatlerinde serbest bırakılmasını twitter hesabından “Destek olan tüm dostlar var olun! İyiyim ve evdeyim” mesajını paylaştı.
1 NİSAN
Başbakan: Akreditasyon Talimatını Ben Verdim
Başbakan Ahmet Davutoğlu Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın cenaze töreninde bazı basın kuruluşlarının akreditasyon sansürü ile ilgili açıklama yaptı: “Akreditasyon talimatını ben verdim. Ne eleştiri gelirse gelsin hepsine hazırım. Bütün ızdırapları yaşadıktan sonra bir ricada bulundum. Medyaya dikkatli olunması için rica ettim. Birçok kere söyledik. Gece yarısından itibaren sayfaları gördüğümüzde insani duyarlılık görmedim ben. Yayın yasağı getirdik, neden gelir o yasak? Operasyon bitince de yasağı kaldırdık. Peki yürekteki yasak kalkar mı? Bu savcımızın bu fotosunu yayınlamak nasıl bir ahlaktır? Bir daha olursa bir daha veririm bu talimatı. Ben verdim talimatı… İnsanların acısına saygı duyacak herkes. Teröristlerin propagandasını yapmayacaklar. Bundan sonra herkes dikkat edecek. Tavırlarına dikkat edecek herkes. Onların bugün o cenazeye katılma hakları yoktu, o çocuğun karşına çıkmaya hakları yoktu."
2 NİSAN
“İktidarın görevi vatandaşı korumaktır basına müdahale etmek değil”
Hürriyet, Cumhuriyet, Bugün ve Sözcü gazetelerinin Terörle Mücadele Kanunu ile ilişkilendirilerek soruşturmaya uğraması üzerine Türkiye Gazeteciler Cemiyeti açıklama yaptı. Açıklamada, “Gazetelerin; Terörle Mücadele Kanunu ile ilişkilendirilerek soruşturmaya uğraması kabul edilemez. Toplumda üzüntü ve öfke uyandıran her eylemden sonra doğrudan basınının hedef seçilmesi tehlikeli bir gelenek haline gelmiştir. Meydana gelen olaylar ne kadar sarsıcı olursa olsun, olayların topluma aktarılmasının önündeki her engelde aynı derece sarsıcıdır. Basın özgürlüğünden vazgeçemeyiz. Toplumda yaşayan bireylerin kendi düşünce ve görüşlerini ifade etmesi, en sarsıcı olayları bile birbirlerinin haklarına tecavüz etmeden, şiddete başvurmadan konuşabilmesi, toplumsal barışın sağlanmasına en büyük katkıdır.”
3 NİSAN
Gazeteci Ayhan Yetkiner anıldı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) önceki Yönetim Kurulu ve TGC Onur Kurulu üyelerinden gazeteci Ayhan Yetkiner, ölümünün 8. yılında anıldı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, şöyle dedi: “Ayhan Yetkiner, Bab-ı Ali’nin en kıdemli gazetecilerinden biriydi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti yönetim kurullarında görev aldı. Yönetim Kurulu’nda genel saymanlık görevini üstlendi. Çalışkan, değerli bir arkadaşımızdı. Gazeteci dostları arasında kendine özgü inatçı, ama dürüst kimliğiyle sevilen sayılan bir insandı. 8. ölüm yıl dönümünde kendisini, sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz. Işıklar içinde olsun.” Gazeteciler Sosyal Dayanışma Vakfı Başkanı Selami Turgut Genç ise, “Yaşamında, doğruluk ilkelerini mesleğinin sonuna kadar sürdüren, Cemiyet’imizin ve vakfımızın gelişmesi için onurlu hizmetler veren Ayhan Yetkiner’in ölümünden doğan boşluk, yüreklerimizden hiç silinmeyecektir. Vefalı dost, gazeteci Ayhan Yetkiner kardeşimiz daima içimizde yaşayacaktır” dedi.
3 NİSAN
Darıca Huzurevi sakinleri sporcularla bir araya geldi
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin üyelerinin ve yakınlarının yararlandığı Kocaeli’nin Darıca sahilinde bulunan Gazeteciler Cemiyeti Hikmet Memduh Kızılağaç Darıca Huzurevi, Yaşlılar Haftası’nı çeşitli etkinliklerle kutladı. Bu kapsamda Darıca Dudayev Parkı Sosyal Tesislerinde düzenlenen bisiklet turu etkinliğine 35 huzurevi sakini katıldı. Etkinlik hakkında bilgi veren Aile ve Sosyal Politikalar Gazeteciler Cemiyeti Hikmet Memduh Kızılağaç Darıca Huzurevi Müdürü Yıldız Özer, “Etkinlik, huzurevi sakinlerimizle sporcuları bir araya getirdi. Huzurevinde kalan 35 yaşlımız da etkinliğe katıldı. Kurum ortamından sıyrılarak toplum içinde olmanın mutluluğunu yaşadılar. Amacımız yalnız olmadıklarını göstermek, farklı bir gün yaşatmaktı” dedi.
4 NİSAN
Başkan Olcayto: Türk spor basınının usta kalemlerinden biriydi
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi, Sürekli Basın Kartı ve Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü sahibi Ali Gümüş, son yolculuğuna uğurlandı. Gümüş’ün cenazesi Levent Camisi’nde kılınan ikindi namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenaze törenine Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. Başkan Olcayto, üzüntüsünü şu sözlerle dile getirdi: “Ali Gümüş, Türk spor basınının usta kalemlerinden biriydi. Özellikle güreş alanında uzman bir gazeteci olduğunu kanıtladı. Hem Türkiye’de hem de uluslararası alanda kendisine haklı yer edinmiş arkadaşlarımızdan biriydi. Aramızdan ayrılışı ani oldu. Mesleğimiz için büyük kayıp olduğunu düşünüyorum. Gazetecilik mesleğine uzun yıllar hizmet veren Ali Gümüş ’ü sevgi ve saygıyla anıyorum. Ali Gümüş ’ün ailesine ve basın topluluğumuza başsağlığı diliyoruz” dedi.
6 NİSAN
TGC: Sosyal medyaya yasak sansürdür
Türkiye tarihinde sosyal medya üzerindeki en kapsamlı erişim engelleme kararının uygulanması üzerine Türkiye Gazeteciler Cemiyeti bir açıklama yaptı. Açıklamada şu görüşler yer aldı: “İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği kararıyla Twitter, Facebook ve Youtube'a erişim engellendi. Erişim Sağlayıcıları Birliği, şehit Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın rehin alınması görüntülerinin Twitter ile YouTube'da yayınlanması nedeniyle mahkeme kararı doğrultusunda erişimin engellendiğini bildirdi. İnternet toplumun habere ve bilgiye ulaşmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu çerçevede internete erişim ve internet yoluyla bilgi yayma hakkı ifade özgürlüğü çerçevesinde korunmaktadır. Demokratik bir toplumda iktidar özgür basın anlayışına hizmet etmekle sorumludur. Demokratik bir ülkede bütün bilgi edinme platformları özgürce fonksiyonları yerine getirmelidir. Özgür ve sınırlamalardan arınmış medya demokratik ve şeffaf toplumun temel unsurudur. Anayasa Mahkemesi daha önceki twitter ve youtube kararlarıyla basın özgürlüğünün nasıl olması gerektiğiyle ilgili standartları koymuştur. Şehit Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın rehin alınması görüntüleri bütün dünya tarafından öğrenilmiştir. Yasaklanmasının bir faydasının olmadığı ortadadır. Verilen kararın hukuka uygun ve ölçülülük esasına göre değerlendirilemeyeceği ortadadır. Bu karar sansür anlamına gelmektedir. Ayrıca terör olaylarının haberleştirilmesinde medyanın da kendi dengesini kurması gerekir. Gazetecilerin Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumlulukları Bildirgesi’ndeki sorumluluklarını unutmadan, haberi gazetecilik mesleğinin etik ilkelerine uygun olarak kamuoyuna iletmesi gerekir.”
6 NİSAN
TGC öldürülen gazetecileri andı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) öldürülen 64 gazeteciyi, ilk basın şehidi Hasan Fehmi Efendi’nin mezarı başında düzenlenen törenle andı. Törende konuşan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş,“İlk basın şehidi olan Hasan Fehmi Efendi’yi 6 Nisan 1909 tarihinde kaybettik. Serbesti Gazetesi’nin eleştirel yazılarıyla tanınan Hasan Fehmi Efendi düşündükleri ve yazdıkları nedeniyle öldürüldü. O tarihten bu yana 64 gazeteci öldürüldü. Öldürülen 64 gazetecinin resimleri Basın Müzesi’nde Öldürülen Gazeteciler Galerisi’nde yer alıyor. Geçmişte gazeteciler kurşunların hedefi olurken şimdi ne yazık ki meslektaşlarımız açılmış davalarla, tutuklamalarla yıldırılmaya çalışılıyor. Sadece son 7 yılda cezaevine giren gazeteci sayısı 300’e yaklaşmış durumda. Demokrasiler basın özgürlüğü ve düşünceyi ifade özgürlüğüyle test ediliyor. Basın ne kadar özgürse, düşüncesini ne kadar bağımsız bir şekilde yazabilirse o ülkedeki insanların da o kadar özgür olduğunu söyleyebiliriz. Basın özgürlüğü, düşünceyi ifade özgürlüğü halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için bir teminattır. Hasan Fehmi’yi ve öldürülen tüm gazetecileri sevgi ve saygıyla anıyoruz. Siyasetçileri de gazetecilerin mesleklerini yapmalarına engel olan psikolojik ve fiziksel şiddeti tırmandıracak söylemlerden kaçınmaya, gazetecileri hedef göstermemeye davet ediyoruz.”
6 NİSAN
Google ve Youtube'a 'erişim engeli' uyarısı
İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği, şehit Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın rehin alınması görüntülerini yayınlamaya devam ettiği gerekçesiyle arama motoru Google ve video paylaşım sitesi Youtube'un söz konusu yayınları içerikten çıkarmasını, bu mümkün olmadığı takdirde adı geçen sitelere erişimin engellenmesini kararlaştırdı. Hakimlik, kararın yerine getirilmesi amacıyla doğrudan Erişim Sağlayıcıları Birliği'ne gönderilmesine ve en geç 4 saat içinde erişim sağlayıcısı tarafından kararın yerine getirilmesine hükmetti. Söz konusu süre gece yarısı 01.30 sıralarında sona erdi.
7 NİSAN
“Gazeteci ve avukatlar insan hakları kobaylarıdır”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi’nde düzenlenen “Öldürülen Gazeteciler” panelinde 1909 yılından bugüne kadar öldürülen gazetecileri andı. Toplantıya; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Önceki Başkan Orhan Erinç, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir, Balotaj Kurulu Başkanı Muammer Tuncer, Balotaj Kurulu Üyesi Şevket Uygun, TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük, Gazeteciler Sosyal Dayanışma Vakfı Başkanı Selami Turgut Genç, Turgut Fethi Erden, Aydın Dörter, Seracettin Zıddıoğlu, Fikret Eriç, Yasemin Arpa, İsmail Saygılı, Ali Kılıç, TGC İdare Müdürü Cem Çapanoğlu, avukat Bahri Belen, Toplumsal Bellek Platformu adına Dr. Canan Kaftancıoğlu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı. TGC Başkanı Turgay Olcayto, “Türkiye’de uzun süredir gazetecilik mesleği, yoğun bir baskı altında. En yenisi dün yaşadık. Twitter, Facebook ve Youtube'a erişim engellendi. Twitter hesaplarına el konuldu. İnternet toplumun habere ve bilgiye ulaşmasında önemli bir rol oynuyor. Sosyal medyaya erişime engellenmesi, Halkın bilgi edinmesi engelliyor” dedi. TGC Önceki Başkanı Orhan Erinç, “Öldürülen Gazeteciler listesi, adli kaynaklar dikkate alınarak yapılan titiz bir çalışma sonucunda oluşturuldu. Öldürülen meslektaşlarımızın büyük bölümü, ‘faili meçhul’ düzeyinde kaldı” dedi. TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük, “Cezasızlık kültürü, toprağımıza yerleşmiş durumda. Türkiye’de kim iktidara gelirse gelsin, hiçbir şey değişmiyor. Gazetecilerin öldürülmesi, bir demokrasi, insan hakları problemidir” diye konuştu. Toplumsal Bellek Platformu adına Dr. Canan Kaftancıoğlu, “Türkiye’de gazetecilerin neden öldürüldüğünü, 5N1K sorusunu toplumun geneli kendine sormalı” ifadelerini kullandı. Avukat Bahri Belen, şunları dile getirdi: “Türkiye’de gazetecilerle avukatlar arasında benzerlikler görüyorum. Gazeteciler ve avukatlar, bu ülkedeki, insan hakları kobaylarıdır.”
7 NİSAN
Erdoğan, Sözcü Gazetesi’ni mahkum ettirdi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İşte Urla Villaları" başlığı altında, hakkında asılsız haberler yayınladığı gerekçesiyle Sözcü gazetesinden 5 bin lira manevi tazminat kazandı. Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki duruşmaya Erdoğan'ın avukatı Ali Özkaya katıldı. Tapu kayıtlarını mahkemeye sunan Özkaya, kayıtlara göre taşınmazların başkasına ait olduğunu belirtti ve tazminata hükmedilmesini istedi. Hakim Zerrin Berke, davayı kısmen kabul ederek, gazetenin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 5 bin lira manevi tazminat ödemesine karar verdiğini açıkladı.
8 NİSAN
Cumhurbaşkanı Erdoğan, medyayı eleştirdi
Muhtarlar buluşmasında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bazı medya organlarının Çağlayan'da rehin alınan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'la ilgili yayınlarına tepki gösterdi. Erdoğan,“Demokrasinin hak ve özgürlüğünün beşiği olarak kabul edilen batı ülkelerinde böyle bir duruma asla şahit olamazsınız. Kapılarına anında hukuk eliyle kilit vurulur" ifadelerini kullandı.
8 NİSAN
Meclise girmeye çalışan gazeteciler
7 Haziran 2015 Genel Seçimleri için aday listeleri açıklandı. CHP'den 20, HDP'den sekiz, AKP'den 18 ve MHP'den sekiz gazeteciyle yazar aday gösterildi. Aday gösterilen gazeteciler arasında Utku Çakırözer, Tayfun Talipoğlu, Barış Yarkadaş, Can Ataklı, Enis Berberoğlu, Çiğdem Anad, Mustafa Balbay da bulunuyor. Çok sayıda gazeteci de liste dışı kaldı.
8 NİSAN
TGC Medient Tıp Merkezi ile indirim anlaşması yaptı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), üyelerinin ve yakınlarının hayatını kolaylaştırmak amacıyla yaptığı indirim anlaşmalarına bir yenisini daha ekledi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Medient Tıp Merkezi ile yüzde 20 indirim anlaşması imzaladı. Anlaşmaya göre; karın germe, meme protezi, meme dikleştirme, meme küçültme, liposuction, burun estetiği, kepçe kulak, yüz germe, göz kapağı, göz altı torba estetiği, bacak germe, kol germe, kaş kaldırma gibi uygulamalarda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyelerine yüzde 20 indirim uygulanacak. Uygulanacak indirimlerden TGC Üye Kimliği ve Basın Kartı ile yararlanılabilecek.
9 NİSAN
Cumhuriyet'ten Başbakan Davutoğlu'na dava
Cumhuriyet gazetesi, Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın cenaze törenine Cumhuriyet'in de aralarında olduğu gazeteleri ve televizyonları aldırmayan Başbakan Ahmet Davutoğlu'na 10 bin TL manevi tazminat istemli dava açtı. Dava dilekçesinde engellemenin yasalara, Anayasa'ya ve Türkiye'nin taraf olduğu insan haklarına ilişkin sözleşmelere aykırı olduğu belirtildi Savcı Kiraz'ın 1 Nisan'da gerçekleştirilen cenaze törenine, aralarında Cumhuriyet'in de bulunduğu bazı gazete ve televizyon kanalları alınmamış, bu talimatı da Başbakan Davutoğlu bizzat kendinin verdiğini açıklamıştı. Dava dilekçesinde, 31 Mart günü makamında öldürülen savcı Kiraz'ın rehin alınmasının medyada geniş şekilde yer aldığı anımsatılarak, yüzü maskeli bir saldırganın savcı Kiraz'ın kafasına silah dayadığı bir fotoğrafın, olayın ilk anlarından itibaren yaygın biçimde kullanıldığı, internetten ve TV kanallarından hızla yayıldığının altı çizildi.
10 NİSAN
Gazeteciler basın toplantısını terk etti
Türkiye Odalar ve Borsal Birliği'nin (TOBB), Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası'nda, basın mensuplarına ayrılan yerlere TOBB'un oda başkanları oturunca devreye başbakanlık korumaları girdi. Basın mensupları ile oda başkanları arasında gerginlik yaşandı. Bir oda başkanının 'paranızı biz veriyoruz' sözleri üzerine mensupları salonu toplu halde terk etti. Gazeteciler bir daha geri dönmedi.
10 NİSAN
Fransa'da 11 TV kanalına siber 'IŞİD' saldırısı
Fransa'da küresel yayın kuruluşu TV5Monde bünyesindeki 11 televizyon kanalının yayınları siber saldırı sonucu kesintiye uğradı. Saldırıyı, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütü üyesi olduklarını söyleyen kişiler üstlendi. Bir süre yayın yapamayan kanallar daha sonra bant yayınına geçti. TV5Monde'un kanallarının yanı sıra; internet siteleri, Facebook ve Twitter hesapları da saldırıya uğradı.
10 NİSAN
Kadıköy'de gazeteci Köklü'nün anısına heykel dikildi
Kadıköy’de kartopu oynarken camına kartopu isabet eden esnaf tarafından bıçaklanarak öldürülen gazeteci Nuh Köklü anısına heykel dikildi. Heykeltıraş İskender Giray tarafından yapılan heykel, Kadıköy Halitağa Caddesi'nin başına dikildi. Olaydan esinlenerek yapılan heykelin açılışına çok sayıda vatandaş katıldı. Heykeltıraş İskender Giray, açılışta yaptığı konuşmada, "Söyleyecek çok bir şey yok zaten. Anlatmak istediğim her şeyi işimde anlattım. Bu, toplumsal ayrışmanın sürekli söylemlerle büyütülmesi, 2 ayrı uca çekilmesi sonucu gerçekleşen bir nefret cinayeti. Bu ayrışmanın neden kaynaklandığı, benim dünya görüşüme göre işin üzerinde gizli. Söyleyecek çok bir şey yok. Ben de Kadıköylüyüm" dedi. Açılışa, Nuh Köklü'nün nişanlısı Ferda Sayın ve avukatı Nuriye Alsancak da katıldı.
10 NİSAN
CPJ: Yabancı gazeteciler Türkiye’de özgürce çalışmalı
Gazetecileri Koruma Cemiyeti (CPJ), Andy Spyra isimli Alman fotoğrafçının Türkiye’ye girişinin engellenmesi ve Diyarbakır’da çalışan serbest gazeteci Fréderike Geerdink‘in yargılanmasına ilişkin açıklama yaptı. CPJ’in Avrupa ve Orta Asya Program Koordinatörü Nina Ognianova, “Türkiyeli yetkilileri, gazetecilerin işlerini özgürce yapmalarına izin vermeye çağırıyoruz” dedi. Açıklamada, Spyra’nın, Ermeni Soykırımı’nın 100’üncü yılı programını takip etmek için Türkiye’ye geldiği; ancak yetkililer tarafından bir gece havaalanında tutulduktan sonra Almanya’ya geri gönderildiği belirtildi.
10 NİSAN
KCK Basın Davası 13 Eylül’e ertelendi
Özel yetkili mahkemelerin kapatılmasının ardından yeniden görülmeye başlanan 46 Kürt gazetecinin yargılandığı 'KCK Basın' davasının üçüncü duruşması, Çağlayan'da bulunan İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya, gazeteciler ile avukatlar katıldı. 6 Kasım 2014'te görülen duruşmada Anayasa'ya aykırılık itirazlarının incelenmesi için Anayasa Mahkemesi'ne gönderilen dosya ile ilgili incelemenin devam ettiğini belirten mahkeme heyeti, AYM kararının beklemesine karar vererek, duruşmayı 11 Eylül tarihine erteledi.
11 NİSAN
TGC KAS 76. Yerel Gazetecilik Semineri İzmir’de yapıldı
İzmir Hilton Otel’de düzenlenen 76. Yerel Gazetecilik Semineri’ne Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto, Başkan Vekili Vahap Munyar, Başkan Yardımcısı Recep Yaşar, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sekreter Yardımcısı ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Niyazi Dalyancı, Yönetim Kurulu Üyeleri Celal Toprak ve İhsan Yılmaz ile TGS Başkanı Uğur Güç, TGS İzmir Şubesi Başkanı Halil Üner, Aydın Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekili Semra Şener, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Murat Attila’nın da aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci katıldı. Tören, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ile silah arkadaşları, basın emekçileri ve basın şehitleri için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Sunuculuğunu TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş üstlendiği seminerin açılış konuşmalarını; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto, Konrad-Adenauer-Stiftung Derneği Türkiye Temsilcisi (KAS) Dr. Colin Dürkop yaptı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto, şunları söyledi: “Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, bağımsız, bağlantısız bir meslek kuruluşudur. Sadece mesleğin sorunları bizi ilgilendiriyor. Mesleğimize karşı yapılan haksızlıklar, hak ihlalleri bizi ilgilendiriyor. İktidarın bir takım eylemlerine karşı açıklama yapmaktan yorulduk. Sürekli savunma durumunda kalıyoruz. Kendileriyle görüştüğümüz zaman söylüyoruz; anlayışla karşılıyorlar. Ama arkasından bakıyorsunuz tam tersi bir uygulama başlıyor. 4 Aralık’ta Basın Kartları Komisyonu toplandı. Basın Kartları Komisyonu’nun da başkanlığını yürütüyorum. O günden bugüne hala Basın Kartları Komisyonu’nun sürekli basın kartları için verdiği karar uygulanmadı. Sosyal medyada engellemeler var. Akreditasyon sansürü var. Gazeteciler arasında eşitlik ortadan kalkıyor. Muhalif gazetelerinin üzerinde büyük bir baskı var. Örneğin Birgün Gazetesi’ne 20 dava açıldı. Cumhuriyet’in yazarlarına dava açıldı. Halkın gerçekleri öğrenme, bilgi edinme hakkını engellemeye çalışan bir ortam var. İktidar kendine göre tek tip gazeteci istiyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde demokrasilerde böyle bir uygulama mümkün değil. Bu sorunların demokrasiye yakışır şekilde çözümlenmesini istiyoruz.”
COLİN DURKOP: BARIŞ VE ÖZGÜRLÜĞÜN GÜÇLENMESİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ
Konrad-Stiftung Derneği Türkiye Temsilcisi (KAS) Dr. Colin Dürkop, konuşmasına KAS ile bilgi vererek başladı. Dürkop, şunları dile getirdi:
“Konrad Adenauer Stiftung Derneği, 1964 yılında Federal Almanya Cumhuriyeti’nin ilk Şansölyesi (Başbakanı) adına kurulmuş bir dernektir. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’nın yeniden inşası için çeşitli çalışmalarda bulunmuş olan KAS’ın ilkeleri ışığında dünyada barış, özgürlük, hak ve adaletin yerleşmesi ve güçlenmesi için çeşitli çalışmalar yapmaktayız. Dünyada 80 ülkede toplam 120 proje yürütmekteyiz. Türkiye’de de faaliyetlerimize 1983 yılında başladık. Türk Demokrasi Vakfı, Türkiye Belediyeler Birliği ve TOSYÖV ile yürütülen çalışmaların yanı sıra 1998 yılında da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile medya projesini başlattık. Bu işbirliği 20 yıldır bu güzel işbirliği devam etmektedir. Medya halkın sesi olmalı ve o sesi tüm ülkeye duyurmalıdırlar. İşte o zaman demokrasilerin güçlenmesi için açılan kapıdan içeri girerler. İşte bunun için yerel gazeteciliğin güçlenmesine destek olmalıyız.”
CELAL TOPRAK: GAZETECİ MESLEKTAŞININ YAYININI ENGELLEYİCİ DAVRANIŞLARDA BULUNMAMALIDIR
Açılış konuşmalarının ardından birinci oturuma geçildi. İlk oturumun moderatörlüğünü EGD Başkanı Celal Toprak yaptı. Toprak, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nin önemine vurgu yaparak konuşmasına başladı. Toprak, “Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından hazırlanan, çok değerli meslektaşlarımız katkı verdiği bir bildirgedir. Gazeteciler olarak, bir sıkıntı meydana geldiğinde nasıl davranmamız gerektiğini soruyoruz. İşte bu soruların bütün cevapları bu bildirgede yer alıyor. Çok önemli şeyler var. Sanki bugünkü sıkıntılar düşünülmüş ve o sıkıntılar doğrultusunda hazırlanılmış gibi. Örneğin gazeteci, rekabet nedeniyle de olsa, bir başka gazeteciye bilinçli ve açık, mesleki zarar vermekten kaçınmalıdır. Bir meslektaşının yayınını engelleyici davranışlarda bulunmamalıdır.”
GENEL SEKRETER SİBEL GÜNEŞ: GAZETECİLER DAYANIŞMA İÇİNDE OLMALI
Oturumda; TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş “Gazetecilikte Örgütlenme”; başlıklı yaptığı konuşmada şunları dile getirdi:
“Gazetecilerin örgütlenmesi, hiç olmadığı kadar hepimizin gündeminde. Son olarak; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin toplantısında gazetecilere ayrılan yere iş adamları oturtuldu. Gazeteciler, kendilerine ayrılan yerlerden iş adamlarının kalkmasını istediğinde ortaya hoş olmayan görüntüler çıktı. Gazetecilere hakaret edildi, gazeteciler toplantıyı terk etti. Gazetecilerin, geçmişte onurlu duruşlar olurdu. Tek bir meslektaşımıza en ufak bir saygısızlık yapıldığında toplu tavır alınırdı. Toplu olarak fotoğraf makineleri bırakılırdı. Haber müdürleri, ‘Niye haberi yapmadınız?’ diye size fırça çekmezdi. İzmir’deki olay bu açıdan önemliydi. 2010- 2015 yılları arası gazetecilik açısından zorlu bir dönemdi. Gazeteciler binlerce davada yargılandı. 300’e yakın gazeteci cezaevine girdi, çıktı. 1-7 yıl arasında değişen hapis cezaları aldılar. Sadece 17- 25 Aralık sürecinde; 70 gazeteciye 120 dava açıldı. Gazeteciler, gazeteler; maddi manevi tazminat davalarıyla uğraşır durumda. Her yıl ortalama 1000 gazeteci işsiz kaldı. Sistematik olarak bir gazeteci kırımı söz konusu oldu. Yayın yasakları ve akreditasyon sürekli yaşandı. Yayın yasakları nedeniyle; gerçekleri ne bizler ne de vatandaş biliyor. Son olarak savcının şehit edilmesinde gazeteciler teröristlikle suçlandı. Ama güvenlik zafiyetine neden olanlarla ilgili bir soruşturma yapılacağını yetkili ağızlardan duymadık. Basın İş Yasası’nı değiştirme çabaları var. Gazeteci hem patron hem de iktidar karşısında bir kez daha güçsüzleştirilmek isteniyor.”
NİYAZİ DALYANCI: GAZETECİ HABERE MÜDAHALE EDEMEZ
Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Niyazi Dalyancı, “Medya-Siyaset İlişkisi” başlıklı konuşmasına “Basın neden dördüncü kuvvet?” sorusuna yanıt verdi. Dalyancı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İngiltere’de 18. yüzyılın sonunda parlamentoya ilk kez gazetecilerin alınması üzerine söylenen bir söz olarak bilinir. Edmund Burke adında bir İngiliz parlamenter basın locasına işaret ederek, ‘Artık ülkede bir dördüncü kuvvet var’ der. Demokratik sistemde ülkeleri yöneten; yasama, yürütme, yargı erklerinin işlerini doğru dürüst yapıp yapmadıklarını izleyecek olan dördüncü kuvvet yani basındır. Bundan amaç, halkın doğru seçim yapabilmesi için kendisini yönetenler hakkında doğru bilgi edinmesidir.”
“Kendi mesleğimizin geçmişiyle de yüzleşelim. Acaba medyamız, ‘güçsüzlerin medyası mı oldu, güçlülerin sesini mi yansıttı?” diyen Dalyancı, tarihten günümüze basında yer alan haberlerle medya ve siyaset ilişkisini anlattı. Dalyancı, “Siyasetin habere verdiği zararlar var. Haberler, siyasi amaçlarla çarptırılabiliyor. Eğilip bükülebiliyor. Elimizi siyaset tuttuğu zaman biz haber veremiyoruz. Gazetecinin görevi halkı bilgilendirmek, aydınlatmak ise gazeteci bir haberi her yönüyle vermeli. Gazeteci, habere müdahale edemez. Haberi, gerçekleri karartmamalıyız. Olumlu yanlar da olumsuz yanlar da kamuoyuyla paylaşmalı. Unutmamalıyız, gerçekler elinde sonunda ortaya çıkar” diye konuştu.
GÖKHAN KÜÇÜK: GAZETECİLİĞİN ÖZÜ DOĞRU HABER VERMEKTİR
TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük, “Haber ve Hukuk” başlıklı sunumunda şu konulara dikkat çekti:
“İfade özgürlüğü, demokratik toplumun esaslı temellerinden birini oluşturur. Sadece lehte olduğu kabul edilen, zararsız ya da ilgilenmeye değmez görülen haber ve düşünceleri için değil ama ayrıca devlet ya da nüfusun bir bölümünün aleyhinde olan çarpıcı gelen/şok eden ya da rahatsız eden haber ve düşünceler içinde uygulanır. Basın söz konusu olduğunda bu ilkeler özel bir önem kazanır. Bu tür haber ve düşünceleri vermek basın yayın kuruluşları için sadece bir görev değildir. Halkın bu haber ve düşünceleri edinme hakkı vardır. Basın özgürlüğü, anayasal güvence altına alınmıştır. Peki, gazeteci haberlerini yaparken nelere dikkat etmeli? Haberin gerçeğe uygun olması, güncel olması, haber niteliği taşıması, gerçeğe uygun haberlerin verilmesinde nesnel (objektif ) ölçütlere uyulması, haberin veriliş biçimi yönünden, özle biçim arasında ölçülülük bulunması gerekir. Bu temel ilkelerden herhangi birine ters düşüyorsa, hukuka aykırılık unsuru gerçekleşmiş olacaktır. Bir gazeteci haberini verirken; bir kimseyi katillikle, hırsızlıkla, zimmetine para geçirmekle, rüşvet almakla rüşvet vermekle, bir şirketin ticari işlerinde kirli paralar kullanmakla itham ederse bu hukuksal onur ve saygınlığa saldırı olarak değerlendirilebilir.”
SEMİNER İKİNCİ OTURUMLA DEVAM ETTİ
2 . oturumun moderatörlüğünü TGC Başkan Vekili Vahap Munyar üslendi. Oturumda, Dünya Gazetesi Yazarı Ali Ekber Yıldırım “Ekonomi Haberciliği”; Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mine Gencel Bek “Yerel Medya ve Toplum”; Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Uğur Güç “Basın Sektöründe Sendikacılık” konusunu anlattı.
MEDYANIN TARIM KONUSUNDA DAHA ÇOK BİLGİLENMESİ, BİLGİLENDİRİLMESİ GEREKİYOR
Dünya Gazetesi Yazarı Ali Ekber Yıldırım “Ekonomi Haberciliği” başlıklı konuşmasında şunları dile getirdi:
“İzmir, ekonomi gazeteciliği açısından çok önemli bir kent. İlk çıkan ekonomi gazetelerinden Rapor burada yayınlandı.Ticaret, Yeni Ekonomi, Gözlem, Ekonomik Çözüm gazeteleri, Ege’de ekonomi gazeteciliğinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Dünyada tarım bu coğrafyada başladı. İklimi, toprağı ve doğal kaynakları ile tarım potansiyeli çok yüksek. Birkaç tropikal ürün dışında her şey yetişiyor. Çiftçi kayıt sistemine kayıtlı 3 milyon çiftçi var. Tarımsal hasıla bakımından Türkiye, Avrupa’da lider, dünyada 7. Sırada Tarım ürünleri ihracatı 18.6 milyar dolar,ithalatı 18 milyar 58 milyon dolar. Nüfusun yüzde 35’i, istihdamın yüzde 21’i tarımda. 2014 yılında 45.8 milyar lira kredi kullanan bir sektördür tarım sektörü.Dünya haftada bir gün tarım sayfası yayınlıyor. Gazeteler daha çok tarım haberine yer veriyor. Tarım konusunda yayın yapan tematik kanallar var. Çok sayıda tarım dergisi var. Tarım fuarları çok yaygın hale geldi. Dergiler fuar odaklı hazırlanıyor. Son dönemde bir çok gazete tarıma önem veriyor, özel ilaveler hazırlanıyor, haberler yer buluyor. Her gazetede bir tarım gazetecisi olsa Türkiye’nin de tarım da yeri çok farklı olurdu. Genelde yaygın medyanın tarıma bakışı felaket haberciliği üzerine kurulu. Sel, kuraklık, çiftçinin hapse girmesi, aşırı fiyat artışı, ihraç ürünlerinin geri dönmesi vb konular ağırlıklı olarak haberlere konu oluyor. Özellikle görsel medyada taklitçilik egemen. Bir televizyon kanalı tarım haberi yaptığında, hepsi yapmaya başlar. Medyanın tarım konusunda daha çok bilgilenmesi, bilgilendirilmesi gerekiyor. Türkiye’de sektörde büyük bir değişim yaşanıyor. Küçük çiftçilik tasfiye ediliyor, sektör dışından yatırımcıların sayısı artıyor. Bu gelişmeler tarım gazeteciliğinin önemini artırıyor.
MEDYA YEREL YÖNETİCİ İLE VATANDAŞ ARASINDA KÖPRÜ KURMALI
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mine Gencel Bek “Yerel Medya ve Toplum” başlıklı konuşmasında şunları söyledi:
“Yerel medya, çok önemli. Daha demokratik bir medya olması için neler olması gerekiyor? Yerel, yapılan araştırmalarda hep en merak edilen olmuş. Çünkü insanlar yakın çevresinde olanları çok daha fazla merak ediyor. İnsan kendi doğduğu, büyüdüğü coğrafyaya daha duyarlı oluyor. O yüzden çevrenizi haberleştirin. Yerel gazeteler, kentli olma bilinci ile yerel politika arasında köprü kuruyor. Yerel politika çok geniş bir alan ve hayatımızı doğrudan ilgilendiriyor. Ulaşım, güvenlik, kültür de yerel medyanın çalışma alanları. Bu konularda vatandaş adına yerel yöneticilere soru sormalılar. Medya, onların arasında bir diyaloğa aracı olmalılar. Yurttaşına sormadan bazı simgelerin yaşadığım şehre yerleştirildiğini görüyoruz. Bu simgeleri kimse sordu mu? ‘İzmir’de nazar boncuğu ne zamandan beri var?’ sorusunu sordunuz mu? ‘Kaldırımların engelli vatandaşlara göre düzenlenmiş mi?’ araştırdınız mı? İşte bu konuları da medya içermeli. Bu konularda çalışan birçok sivil toplum kuruluşu var. Gazetecilerin, sivil toplum kuruluşları aracılığıyla daha detaylı araştırmalar yapması mümkün. Çift yönlü iletişim çok önemli. Onlardan haber isteyebilirsiniz, fotoğraf isteyebilirsiniz. Örgütlenme çok önemli. Daha yatay bir örgütlenmeyi mümkün kılmak önemli.”
TGC BAŞKANI UĞUR GÜÇ: GAZETECİ DE İŞÇİDİR
Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Uğur Güç “Basın Sektöründe Sendikacılık” başlıklı konuşmasında şunları dile getirdi:
“Bir gazetenin çıkması için ekonomik zorluklar en büyük etkenlerden birisi. Habere ulaşmak her zaman pahalı olmuştur. Özel haber yapmak pahalı olmuştur. Patronlar ajans muhabirliğini tercih etmiştir. Ankara bürolarının kapatılması da bunun göstergelerindendir. Bugün birkaç gazete dışında işçi ve emek sayfası yapan gazete yok. Grevleri hiçbir yerde göremiyoruz. Bu da örgütlenmenin önündeki en büyük engellerden biridir. Gazeteciler, kendilerini işçi olarak görmeyebiliyor. Halbuki patrondan maaş alıyorsan işçisindir. Şahsi sözleşmeler birlikteliği de bitirince örgütlülük de gerilemiştir. Biz farklı bir anlayışla sendikacılığa yaklaşıyoruz. İşsizlik olmasına rağmen biz sendika olarak hala barajın üzerindeyiz. Bu demek oluyor ki, sadece sendikalı gazeteciler işten çıkarılmıyor. Sendikanın getireceği yararlar nedir? 212’nin getirdiği avantajları toplu sözleşmelerle hatta daha iyi şartları sağlamaya çalışıyoruz. Keşke her yerde toplu sözleşme imzalasak. Keşke gazeteciler kendilerini daha güvende hissetse… Bugün izin günleri, peşin maaş, prim gibi sosyal haklardan gazeteciler mahrum kalıyor. Gelin hep birlikte sorunlarımıza çözüm arayalım. Örgütlenelim.”
Seminerin üçüncü oturumunda TGC Yönetim Kurulu Üyesi ve A Haber Şef Editörü İhsan Yılmaz “Televizyon Haberciliği”; TGC Başkan Yardımcısı Dr. Recep Yaşar “Medyada Nefret Söylemi”, Gazeteci, Ressam ve Sanat Tarihçisi Gürol Sözen, “Kent ve Sanat” başlıklı birer konuşma yaptı. Oturumun moderatörlüğünü TGC Ankara Temsilcisi Taylan Erten üstlendi.
İHSAN YILMAZ: MUHABİR, YARGI İÇEREN, PEŞİN HÜKÜMLÜ SUÇLAYICI İFADELERLE SORU SORMAMALI
TGC Yönetim Kurulu Üyesi ve A Haber Şef Editörü İhsan Yılmaz “Televizyon Haberciliği” başlıklı konuşmasında şunları dile getirdi:
“Türkiye’de onlarca haber kanalı var. Görüntülü haberde yerel muhabirlere çok ihtiyaç var. Yerel basın çalışanları, görüntülü haber konusunda kendisini yetiştirmelidir. Peki muhabir nelere dikkat etmeli? Muhabir, kıyafeti başta olmak üzere görünümüne özen göstermeli. Televizyon haberinde görüntü en az haberin kendisi kadar önemlidir. TV muhabiri dış tepkilere karşı hazırlıklı olmalı ve olasılıkları önceden hesaplamalı. Canlı yayına iyi hazırlanmalı, ezber yerine belli hatırlatıcı kelimeleri not alarak, yayınını sakin anlaşılır bir dille yapmalı. Dikkat çekici hareket ve mimiklerden kaçınmalı. Televizyon haberciliğinde hız önemlidir. Haber ve görüntü en kısa sürede merkeze ulaştırılmalı. Özellikle toplumsal olaylarda baskı altında sakin kalabilmeli. Bunun yanında yapılmaması gerekenler de var. Muhabir, yargı içeren, peşin hükümlü suçlayıcı ifadelerle soru sormamalı. Şüphelileri tahrik edecek sorular da yöneltmemeli. Muhabir, olayı olduğu gibi aktarmalı, provoke edici soru ve davranışlarıyla haberin konusu olmamalı. Muhabir toplumsal olayları kullanırken de üslubuna dikkat etmelidir. Muhabirler, etik kurallara uymalı ve kurgu haberden uzak durmalı.”
RECEP YAŞAR: MAĞDUR DEĞİL FAİL TEŞHİR EDİLMELİ
TGC Başkan Yardımcısı Dr. Recep Yaşar, “Medyada Nefret Söylemi” başlıklı sunumunda Nefret Söyleminin tanımından nefret söylemini doğuran sebeplere, kadar pek çok konuyu örneklerle açıkladı. Yaşar, şunları dile getirdi:
“Nefret söylemi; yayınlarda, taraflı, önyargılı ve ayrımcı bir dil kullanmaktır. Özellikle manşetler ve haber başlıklarında ırkçı ve ayrımcı dil kullanılmasıdır. Bu noktada gazetecilere önemli görevler düşüyor. Gazeteci; her türden şiddeti haklı gösterici, özendirici ve kışkırtan yayın yapmamalıdır. Gazeteciler, haber yaparken cinsiyet ayrımcılığına dayalı şiddeti hiçbir biçimde meşru göstermemeli, şiddetin toplumsal düzlemdeki önemini azaltacak sansasyonel kullanımlardan ve mizah malzemesine dönüştürme eğilimlerinden uzak durmalıdır. Mağduru küçük düşürücü durumlarda gösteren fotoğrafların kullanılmasından kaçınılmalıdır. Taciz ve tecavüz gibi cinsel suçların haberleştirilmesinde kullanılan dile özen gösterilmelidir.”
GÜROL SÖZEN: HABERLERİMİZİN İÇİNE MUTLAK KÜLTÜRÜ KOYMAMIZ LAZIM
Gazeteci, Ressam ve Sanat Tarihçisi Gürol Sözen, konuşmasında “Kent ve Sanat” konuları hakkında bilgi verdi. Kültürün, kentin önemini bu topraklar üzerinde yaşayan devletler, sanatçılar, aydınları anlatarak şunları söyledi:
“Yerel gazeteci olarak bakılması gereken şey, olağanüstü bir uygarlığa sahip olduğumuzu farkında mıyız? Haberlerimizin içine mutlak kültürü koymamız lazım. Geçmiş toplumlar sıradan toplumlar değildi. Bizden önce bu toprakları farkındaydılar. Bu coğrafya en önemli kentlerin kurulduğu zaman dilimleri içine giriyor. Ege’de 12 tane kent devleti kurulmuş. Peki şimdi ne yapıyoruz? Tarihi dışlamış, görmezden gelmişiz. Resmi, şiiri, dışlıyoruz. Çocuklara hikaye anlatan yok. Siyasetçiler şirin gözükmek istediklerinde şiir okuyorlar ama şairin ismini de yanlış söylüyorlar. Gazeteciler bunları araştırmalı ve gazete sayfalarına taşımalıdırlar. Doğa sevgisi yok. Bizden de geriye pet şişeler, naylonlar kalacak.”
TGC-KAS 76. Yerel Gazetecilik Semineri İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun da katıldığı sertifika töreniyle son buldu.
11 NİSAN
18. Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri sahiplerini buldu
8 Ocak 1996’da öldürülen Evrensel Gazetesi muhabiri Metin Göktepe’nin doğum gününde düzenlenen Metin Göktepe ödülleri sahiplerini buldu. Törende kazananları, Yazgülü Aldoğan, Melda Onur, Celal Başlangıç, Erol Önderoğlu, Fikret İlkiz, Kamil Tekin Sürek, Amberin Zaman, Belma Akçura, Murat Sabuncu, Hilmi Hacaloğlu, Başak Şengül, Nazım Alpman, Yalçın Doğan ve Hüseyin Aykol’dan oluşan jüri belirledi. Bu yıl Yazılı Haber Ödülü’nü Zehra Doğan, Görüntülü Haber Ödülü’nü Saadet Yıldız ile Kameramanı Refik Tekin, Yerel Gazetecilik Ödülü Gençağa Karafazlı, fotoğraf ödülünü Mehmet Emin Al kazandı. Türkiye Gazeteciler Sendikası’na, Cumhuriyet Gazetesi’ne ve Agos Gazetesi’ne özel ödül verildi.
12 NİSAN
TGC-KAS Yerel Medya Ödülleri İzmir’de sahiplerini buldu
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ile Konrad Adenauer Stiftung’un (KAS) 17 yıldır birlikte gerçekleştirdiği Yerel Medya Ödülleri, düzenlenen törenle takdim edildi. İzmir Hilton Oteli’nde düzenlenen törene; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto, Başkan Yardımcısı Recep Yaşar, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sekreter Yardımcısı ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Niyazi Dalyancı, Yönetim Kurulu Üyeleri Celal Toprak ve İhsan Yılmaz ile TGS Başkanı Uğur Güç, TGS İzmir Şubesi Başkanı Halil Üner, Aydın Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekili Semra Şener, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Murat Attila, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci katıldı. Başkan Olcayto, açılışta yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Gazetecilik kim ne derse desin çok onurlu bir meslek. Dürüst yapıldığında, meslek ilkelerine uygun yapıldığında, bir dik duruş sergilendiğinde gerçekten çok onurlu bir meslek. Heyecan isteyen bir meslek. Tutku isteyen bir meslek; ama çok güç bir meslek. Özellikle de bizim ülkemizde böyle. Bu sene jüride ben de vardım. 3 dalda yapılan bir yerel basın yarışmasıydı. Ama çok iyi eserler geldi. Onun için çok mutlu olduk. Umarım gelecek yıllarda daha çok katılım olur. Daha güzel eserlerle karşınızda oluruz.” Törende Konya’dan İbrahim Büyükeken haber ödülünü, İzmir’den Mehmet Emin Bal fotoğraf ödülünü, Kocaeli’nden Güngör Arslan sayfa tasarımı ödülünü, Hatay’dan Mehmet Emin Solak Jüri Özel Ödülü’nü aldı.
14 NİSAN
AA kameramanı Suriye’de roket saldırısında yaralandı
Suriye’de çatışmaları takip eden Anadolu Ajansı (AA) ekibinin çekim yaptığı yerin yakınına rejim güçlerinin attığı roketin isabet etmesi sonucu, kameraman Hüseyin Nasr yaralandı. Roket saldırısından kurtulan foto muhabiri Salih Mahmud Leyla, hava istihbarat binasının bulunduğu yerdeki çekimler sırasında muhalifleri hedef alan roketin yakınlarına düştüğünü söyledi. Leyla, “Ekibimizle birlikte çekimlerimizi yaparken 5 metre yanımızda bulunan tanka bir füze isabet etti. Patlamada canımızı zor kurtardık. Daha sonra hemen bölgeyi terk ettik” dedi.
15 NİSAN
Yılmaz Özdil'in 6 yıl hapsi istendi
Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, Soma'daki facianın ardından yazdığı yazıda "Çocuklar Tayyip Erdoğan'ın mitingine otobüsle taşınan işçiler. Bu olan biten gayet normaldir hatta müstahaktır bile denilebilir" ifadesini kullandı. Bunun üzerine AK Partili Bülent Turan, Özdil hakkında suç duyurusunda bulundu. Özdil'e hakaret ve tahrik suçlamasıyla 6 yıl istendi. Özdil'in ifadeleri ilk etapta basın özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilerek soruşturmaya takipsizlik verildi. Ancak bu karara itiraz edildi. İtirazı kabul eden mahkeme takipsizlik kararını kaldırdı.
15 NİSAN
Günde 68 İnternet Sitesi Yasaklanıyor
2008’den bu yana Türkiye’de 77 bin 521 internet sitesi erişme engellendiği belirtildi. 2015’in ilk 3 ayında 6 bin 129 internet sitesi yasaklanırken günde ortala yasaklanan site sayısı 70’e yaklaştı. Sitelerin yüzde 94’ü Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) yüzde 1.3’ü savcılık, yüzde 2.9’u mahkemeler tarafından yasaklandı. Uygulamaya giren yeni internet yasasıyla beraber, internet sitelerine erişim kişilik haklarının ihlali gerekçe gösterilerek kolayca kısıtlanabiliyor.
15 NİSAN
Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink beraat etti
Hollandalı Gazeteci Frederike Geerdink terör örgütü propagandası yapmak suçundan Diyarbakır' da yargılandığı davada beraat etti. 2006'dan beri Türkiye'de çalışan ve 2012'den bu yana da Diyarbakır'da bulunan Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink "terör örgütü propagandası yapmak" suçlamasıyla Ocak ayında ifadesi alınarak serbest bırakılmıştı. Geerdink'in ifadesinin alındığı saatlerde Ankara'da resmi temaslarda bulunan Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders ise "Şoke oldum" yorumunu yapmıştı.
15 NİSAN
Muhabir Kemal Göktaş beraat etti
Hapis istemiyle yargılanan Milliyet gazetesi muhabiri Kemal Göktaş hakkında karar çıktı. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, İzmir Karabağlar’da bir kadının karakolda işkence görmesiyle ilgili savcılık mütalaasını “skandal” olarak yansıttıktan sonra yargılanan Milliyet gazetesi muhabiri Kemal Göktaş’ı beraat ettirdi.
15 NİSAN
Gazeteci Zeynep Kuray gözaltına alındı
ANF ve Birgün gazetesi muhabiri Zeynep Kuray, Sincan Cezaevi’nde hükümlü olarak bulunan babası Sarp Kuray’ı ziyaret ettikten sonra gözaltına alındı. Kuray, Sincan Fatih Karakolu’na götürüldü. Kuray’ın gözaltına alınma gerekçesi olarak ise Yüksekova ile ilgili yaptığı bir haber gösterildi. Kuray hakkında açılan davada ifadesini isteyen Yüksekova Mahkemesi, zamanında ifadeye gelmediği gerekçesiyle zorla duruşmaya getirilmesine karar vermişti. Kuray’ın ifade işleminin bitmesinin ardından serbest bırakıldı.
16 NİSAN
4 gazeteciye soruşturma
Cumhuriyet gazetesi yazarları Cüneyt Arcayürek, Özgür Mumcu, Meriç Velidedeoğlu ile muhabir Emre Döker’e soruşturma açıldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın şikâyetiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Cumhuriyet gazetesinin üç yazarı ve bir muhabiri hakkında soruşturma başlatıldı. Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel, Özgür Mumcu’nun 18 Mart tarihli “Zalim ve Korkak” yazısıyla ilgili şikâyet dilekçesinde, “Müvekkilimi yıpratmaya yönelik mezkur, haksız ve gerçek dışı itham ve iddialar tamamen kasıtlı ve su-i maksatlıdır. Bu paylaşımlarla müvekkilim toplumun kin ve nefret duygularına maruz bırakılmaktadır” ifadelerine yer verildi. Cüneyt Arcayürek’e 19 Mart tarihli “Üçlü cephe” yazısından dolayı, Meriç Velidedeoğlu’nun ise 20 Mart tarihli “Allah’ın Gölgesi’nden ‘Allah’ın Elçisi’ne mi?” yazısı nedeniyle soruşturma başlatıldı.
16 NİSAN
İnternete sansür yasası yürürlüğe girdi
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına başbakanın veya ilgili bakanların talebi üzerine mahkeme kararı olmaksızın dört saat içinde erişim engeli koyma yetkisi tanıyan düzenlemelerin yer aldığı torba kanun Resmi Gazete’de yayımlandı. İnternet yasası olarak bilinen 5651 sayılı Yasa’daki değişiklileri de içeren torba kanunla birlikte, artık “Yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması, milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması” gerekçesi öne sürülerek başbakanlık veya ilgili bakanlıkların talebi üzerine TİB tarafından internet ortamında yer alan yayınlarla ilgili olarak içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararı verilebilecek.
16 NİSAN
Fox'ta 75, A Haber’de 65 kişinin işine son verildi
FOX, küçülmeye gideceğini gerekçe göstererek aralarında kuruluşundan beri kanalda emek veren isimlerin de olduğu birçok ismin işine son verdi. Aralarında Aslıhan Üzen, Kadir Barış Derin, İlker Pakkan, Setenay Hatoğlu, Ece Zeynep Tezcan, Ceyda Özduygu, Hacer Abanoz, Aylin Durandal, Murat Uğuz, Damla Baki ve Kübra Merve Tutum Spor Servisi istihbarat şefi Ali Aydın, prodüktör Cemal Saygı ve deneyimli magazinci Halit Aydıngöz’ün de yer aldığı çalışanların vedası sırasında kanalda gözyaşları sel oldu. Ankara merkezli Kanal A'da 65 çalışanı küçülme gerekçesi ile işten çıkarıldı. Yönetimin "küçülme" gerekçesi ile aldığı karar, işten çıkartılanlara son ödemeleri yapıldıktan sonra, 5 Mayıs itibariyle geçerli olacağı belirtildi.
16 NİSAN
Bir gazeteci daha daha suikast kurbanı
Ukraynalı gazeteci Oles Buzina, Kiev’de yüzleri maskeli iki saldırgan tarafından vurularak öldürüldü. Ukrayna Ulusal Haber Ajansı'nın hastane kaynaklarına dayandırdığı habere göre, Ukraynalı gazeteci oturduğu apartmanın girişinde silahla öldürüldü. Polis ekipleri, olay yerindeki çalışmalarını sürdürüyor. Ukrayna İçişleri Bakanı'nın danışmanı Anton Gerasçenko da, Facebook hesabından yaptığı açıklamada gazeteci Oles Buzina'nın öldürüldüğünü doğruladı.
17 NİSAN
Türkiye Twitter’dan içerik kaldırma talebinde liste başı
Twitter şeffaflık raporunu yayımladı. Türkiye önceki dönem açıklanan şeffaflık raporlarında olduğu gibi içerik kaldırma taleplerinde liste başında. Raporda dünya genelinde kendilerine ulaşan içerik kaldırma ve engelleme taleplerini açıklayan Twitter ülkeler bazında detaylara verdi. Şeffaflık raporu; 1 Temmuz 2014 ile 31 Aralık 2014 tarihleri arasındaki aralığı kapsıyor. Rapora göre, bu tarihler arasında tüm dünyadan Twitter’a gelen içerik kaldırma talebi adedi 376. Bu taleplerin 328’i ise Türkiye’den. Twitter’ın 2014 yılı Ocak-Haziran aylarını kapsayan raporunda da Türkiye ipi göğüslemişti. Rapora göre dünyada toplam 251 tweet engelleyen Twitter’a bu taleplerin 183'ü Türkiye’den gelmiş, askıya alınan toplam 25 hesabın 17'sinin de Türkiye’den olduğu açıklanmıştı.
17 NİSAN
Gazeteci Barış İnce’ye hakaretten para cezası
BirGün gazetesi Yazı İşleri Müdürü Barış İnce’nin, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde “dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan'a hakaret” suçlamasıyla yargılandığı dava sonuçlandı. Hakim Abdurrahman Orkun Dağ, İnce’yi Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 125/1 maddesi uyarınca “bir kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmekten” suçlu buldu. İnce’nin cezası “aleniyetle işlendiğinden” artırılırken, mahkeme “bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesini” de göz önünde bulundurarak ceza artırımına gittiğini açıkladı. Mahkeme ayrıca, İnce’de “pişmanlık görülmediğini” belirterek, ceza indirimine gitmedi. İnce’nin toplam 10 bin 620 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, Recep Tayyip Erdoğan ve Bilal Erdoğan’ın avukatlarının 1,500 TL’lik vekalet ücretinin de sanıktan tahsiline karar verildi.
20 NİSAN
Cihan Haber Ajansı muhabiri yaka paça dışarı atıldı
Cihan Haber Ajansı muhabiri Hüseyin Aydın, Cumhurbaşkanın Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın programından yaka paça dışarı atıldıklarını söyledi. Twitter adresinden açıklama yapan Hüseyin Aydın, "Cihan Haber Ajansı olarak Emine Erdoğanın programından yaka paça dışarı çıkarıldık. Biz bunu hak edecek ne yaptık?" diyerek yapılan uygulamaya isyan etti.
20 NİSAN
Başkan Olcayto: Gazetecilerin en sık kullandığı malzeme oto sansür oldu
Türkiye Yayıncılar Birliği ve İsveç Yayıncılar Birliği ortaklığıyla devam eden ‘Yayınlama Özgürlüğü Yolunda Projesi’ kapsamında İzmir Kitap Fuarı'nda da bir panel gerçekleştirildi. Türkiye’de ifade özgürlüğünü geliştirmeye yönelik büyük ilgi gören panelde konuşmacılar, yayınlama özgürlüğü yolunda engelleri ve çözüm yollarını konuştu. Moderatörlüğünü gazeteci-Editör Faruk Şüyün'ün yaptığı panele Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Gazeteci-Yazar Mine Söğüt ve yazar Hakan Günday konuşmacı olarak katıldı. TGC Başkanı Turgay Olcayto, yaptığı konuşmada, “ Çağdaş demokrasilerde düşünceyi ifade özgürlüğü çok önemlidir. Bizde kısıtlanması yaratıcılığı ortadan kaldırıyor. Siz yazar olduğunuz zaman bir şey yazarken kırk defa düşünüyorsunuz. Kendinize bir otosansür koyuyorsunuz, bu sansürden çok daha yaygın bir şey oldu. Bu tamamen yerleşti artık Türkiye'de. Oto sansür bugün gazetecinin sık sık kullandığı malzeme. Çünkü bir yandan patrondan korkuyor, işten atar diye öte yandan da her yazdığı haberde bu iktidara dokunur mu, iktidar beni şikayet eder mi düşünüyor.700 arkadaş, işlerine gelmediği için işinden oldu. Bu ortamda yayıncılığın özgür olduğunu söylemek zor, bunu en başından beri için söyleyebiliriz. Bu dönemde bile kitap toplatıyorlar. Böyle bir ortamda mücadele etmek önemli, yayıncılar birliğinin başlığı da anlamlı, umut içeriyor hem de mücadele içeriyor. Mücadele ederek bu umudu gerçekleştirebiliriz.”
20 NİSAN
Pulitzer ödülleri sahiplerini buldu
ABD'nin New York kentinde Columbia Üniversitesi tarafından gazetecilik, edebiyat ve müzik gibi alanlarda verilen Pulitzer Ödülleri sahiplerini buldu. Anadolu Ajansı'nın düzenlediği "Istanbul Photo Awards"ta "Yılın Fotoğrafı" ödülünü kazanan Daniel Berehulak Pulitzer ödülü alırken, New York Times 3 Pulitzer birden kazandı. Güney Carolina eyaletinin Charleston kentindeki "The Post and Courier", kamu hizmeti dalında, eyalette kadınlara yönelik şiddet konusunda yayımladığı haber üzerine altın madalyanın sahibi oldu. New York Times 3 Pulitzer ödülünün sahibi olurken, 2 bin 400 gazetecinin çalıştığı Bloomberg News, 25 yıllık tarihinde ilk Pulitzer ödülüne, Zachary R. Mider'in kurumlar vergisinden kaçınma konusunda yaptığı haberle ulaştı. St. Louis Post fotoğraf servisi haber fotoğrafçılığı dalında "Ferguson'daki şiddet ve öfkeyi yansıtan güçlü fotoğraflar geçerek çarpıcı foto muhabirliğiyle ülkeyi bilgilendirdiği için" Pulitzer kazanırken, The Seattle Times gazetesi heyelanla ilgili haberi dolayısıyla "Son Dakika Haberciliği" dalındaki ödülün sahibi oldu. Kazananlara birer sertifikayla birlikte 10 bin dolar para verilen ödüller, 18 üyeli bir kurul tarafından, 21 dalda belirleniyor.
21 NİSAN
TGC Basın Müzesi 5 yeni sergiye ev sahipliği yaptı
Tarihi binasında 26 yıldır hizmet veren Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi, kültür ve sanat etkinliklerine katkıda bulunmayı sürdürüyor. Çemberlitaş'ta bulunan Basın Müzesi'nin ikinci katındaki Cevat Fehmi Başkut Sanat Galerisi, yıl içinde çeşitli sergilerle; sanata ve sanatçılara ev sahipliği yapıyor. Müze’de şu an da 5 Nurseren Bedirgil Yurtman’ın “Günlerimin Aynası” isimli sergisi, Berrin Savaşcı’nın “Biçare Melekler” isimli heykel, seramik ve resim sergisi, Hülya Şıpka’nın “İmgelem” isimli sergisi, Bilge Öztopuz’un “Yaşamın Renklerinden: Gökkuşağı” başlıklı sergisi, Hüsnüan Çevik’in sergisi de sanatseverlere buluştu. Sergiler, 8 Mayıs’a kadar açık kalacak.
22 NİSAN
TGC: Cumhurbaşkanlığı akreditasyon makamı değildir
TGC Yönetim Kurulu’nun açıklamasında şu görüşler yer aldı: “Türkiye’de her gün yeni örneklerle medyaya akreditasyon uygulanmasının ayıbı büyütülmektedir. Toplantı, tören, parti genel kurulu, yurt dışı toplantıları ve cenazeden sonra sporda da akreditasyon uygulanmaya başlanması şaşırtıcıdır. 26 Nisan-3 Mayıs tarihlerinde düzenlenen 51.Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nu izlemek için başvuran 13 medya kuruluşuna onay verilmemiştir. Ön onayları TSYD tarafından yapılmasına rağmen Cumhurbaşkanlığı Basın Müşavirliği’nden Aksiyon, Aydınlık, Birgün, Bugün, Cihan Haber Ajansı, Cumhuriyet, Evrensel, Meydan, Samanyolu, Sözcü Taraf, Yeniçağ, Zaman’a bisiklet turunu izleme izni çıkmamıştır. Cumhurbaşkanı tüm halkın Cumhurbaşkanı’dır. Temsil ettiği halk içinde ayrımcılık yapmaya, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkını engelleme görevi yoktur. Cumhurbaşkanlığı akreditasyon makamı değildir. Evrensel barışın ve kardeşliğin simgesi olan spor ruhuna akreditasyonla zarar verildiği hatırlatarak Cumhurbaşkanlığını akreditasyon uygulamasından vazgeçmeye davet ediyoruz.”
22 NİSAN
Vecdi Uygun son yolculuğuna uğurlandı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi, Basın Şeref Kartı sahibi Vecdi Uygun, son yolculuğuna uğurlandı. Uygun, Bostancı Kuloğlu Camisi’nde kılınan öğle namazının ardından Pendik Yeni Şeyhli Mezarlığı’nda toprağa verildi. Uygun’un cenaze törenine; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. Taziyeleri; Vecdi Uygun’un eşi Mübeccel Uygun, çocukları Mine Ilgın, Yiğit Uygun, Mert Uygun kabul etti. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, üzüntüsünü şu sözlerle dile getirdi: “Vecdi Uygun, basınımızın usta kalemlerinden biriydi. Mesleğin hemen hemen her kademesinde başarıyla görev yaptı. Özellikle usta kalemiyle kotardığı senaryolar, Türk sinemasına büyük katkı sağladı. Çok yönlü bir gazeteciydi. Radyo programları ve şarkı güfteleriyle de tanınan Vecdi Uygun’un ölümü basınımız için önemli bir kayıptır. Ailesine ve basın topluluğumuza başsağlığı ve sabırlar diliyorum.”
22 NİSAN
RTÜK'ten 20 kanala Savcı Kiraz cezası
RTÜK, Berkin Elvan dosyasının savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın İstanbul Adalet Sarayı'nda rehin alınarak öldürüldüğü olaya ilişkin getiren yayın yasağını deldiği gerekçesiyle 20'ye yakın kanala ceza verdi. RTÜK, bu kanalların geçen ayki reklam gelirlerinin yüzde ikisine el koyma kararı aldı.
23 NİSAN
4 yıllık acı bilanço: 463 gazeteci ve aktivist öldürüldü
Suriye İnsan Hakları Örgütü (SNHR) tarafından yayınlanan rapora göre, Suriye'de iç savaşın başladığı 2011'den bu yana aralarında yabancıların da bulunduğu 463 gazeteci ve aktivist, rejim güçleri, DAEŞ ve çeşitli muhalif gruplar tarafından öldürüldü. Ülkede 2011'den bu yana gazetecilere yönelik şiddet olaylarının gittikçe arttığı, bu sebeple Suriye'nin basın mensupları için "en tehlikeli ülke" olduğu aktarıldı.
23 NİSAN
Genel yayın yönetmenine Twitter'dan hakarete hapis cezası
İsveç'in 2. büyük gazetesi Expressen'in Genel Yayın Yönetmeni Thomas Mattsson'a, Twitter'da hakaret eden bir kişi 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Göteborg Bölge Mahkemesi'nin resmi internet sitesinde, 31 yaşındaki sanığın hakaret ve kamuoyunu kötü yönde etkilemeye dönük yorumundan dolayı 2 ay hapis cezası aldı. Expressen gazetesi, ismi açıklanmayan kişinin, İslam karşıtı illegal bir organizasyonun da başkanı olduğunu belirtti. Söz konusu kişinin, gazeteci Thomas Mattsson'un Twitter'da göçmenler lehine paylaştığı mesajının altına ''Mattsson doymak bilmeyen bir domuzdur. Tabağı önünde çekmezsen devamlı yer' yorumu nedeniyle ceza aldığı ifade edildi.
25 NİSAN
Cumhuriyet yazarları 1280 kişi şikayet etti
Cumhuriyet yazarları Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya için 1280 kişi şikayetçi oldu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Charlie Hebdo dergisinin Hz. Muhammed olduğu iddia edilen karikatürünü köşelerinde yayınladıkları gerekçesiyle Cumhuriyet gazetesi yazarların'dan Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya hakkında ‘halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama’ suçundan ayrı ayrı 4,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlanmıştı. İddianamenin sunulduğu İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi iddianameyi kabul ederek Karan ve Çetinkaya hakkında dava açılmasına karar verdi.
26 NİSAN
Hidayet Karaca ve tutuklu polisler hakkındaki tahliye kararı hukukçuları ikiye böldü
Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ile 22 Temmuz ve devamında yapılan operasyonlarda tutuklanan polislerle ilgili önce tahliye kararı verildi. Ardından karar durduruldu. Kararın İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği'nce 'yok hükmünde' sayılması, yargı camiasının da kafasını karıştırdı. Bazı hukukçular usul hatalı olsa da kararın doğru olduğunu söylerken, bir kısım hukukçu ise, yok hükmünde kararına katıldığını belirtti.
28 NİSAN
Şenes Erzik ve Ali Öz’e şükran plaketleri takdim edildi
TGC üyeleri, “Geleneksel Ay Sonu Yemeği”nde bir araya geldi. TGC Restoranı’nda düzenlenen törene; TGC Başkanı Turgay Olcayto, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sekreter Yardımcıları Ahmet Özdemir ve Niyazi Dalyancı, Yönetim Kurulu Üyeleri Celal Toprak ve İhsan Yılmaz, Onursal Üyeler Şenes Erzik ve Prof. Dr. Turgay Atasü’nün de aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci katıldı. Açılış konuşmasını yapan TGC Genel Sekteri Sibel Güneş, bir önceki ayın son yemeğinden bugüne kadar yaptıkları çalışmalar ve TGC’nin etkinlikleri hakkında bilgi verdi. Açılış konuşmasının ardından plaket törenine geçildi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Onursal Üyesi Şenes Erzik’e plaketini TGC Başkanı Turgay Olcayto takdim etti. Şenes Erzik, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne teşekkür etti. TGC Üyesi Ali Öz’e şükran plaketini TGS Başkanı Uğur Güç verdi.
28 NİSAN
Gazeteciler için en karanlık dönem
New York merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) adlı dernek, basın özgürlüğüyle ilgili yıllık raporunu yayımladı. CPJ'nin yıllık raporunda, gazetecilerin Suriye'deki gelişmeleri takip sırasında hayatlarını kaybettikleri, Ebola salgınında sansüre uğradıkları, Mısır ve Etiyopya'da ise hapse atıldıkları belirtildi. Gazetecilerin özgürlüklerinin kısıtlandığı bilgisine yer verilen raporda, gazeteciler için son zamanların en ölümcül ve tehlikeli döneminin yaşandığı belirtildi.
28 NİSAN
IŞİD 5 gazeteciyi daha öldürdü
Sekiz ay önce Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) terör örgütü tarafından kaçırılan 5 Libya TV çalışanının cesetlerine ulaşıldı. Libya’nın doğusundaki birliklerin komutanı Ferac el-Barassi, Reuters’e yaptığı açıklamada; televizyoncuları IŞİD’e bağlı militanların öldürdüğünü ve cesetlerin Green Mountain ormanlarında bulunduğunu söyledi.
Ağustos ayında kaybolan gazetecilerin, El Bayda ve IŞİD kontrolündeki Derna bölgesi yakınlarında kaçırıldıkları tahmin ediliyordu.
28 NİSAN
Hrant Dink davası bir kez daha ertelendi
Agos Gazetesi kurucu Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yeniden görülen dava 3 Eylül tarihine ertelendi. Yargıtay'ın bozma kararının ardından 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden görülmeye başlayan davanın bundan önceki duruşmasında her iki taraf da soruşturmanın genişletilmesini talep etmişti. Cinayete ilişkin kamu görevlilerinin de sorgulandığı yeni süreçte önemli bilgilerin açığa çıktığına vurgu yapan avukatların taleplerine rağmen, mahkeme genişletilme talebini reddetmişti. Duruşmanın cinayet gününe ilişkin görüntülerde Ogün Samast'ın arkasından geldiği görülen kişinin azmettirici Yasin Hayal'in ağabeyi Osman Hayal olup olmadığının belirlenmesi için TÜBİTAK'tan rapor gelmesi halinde karar duruşması olması bekleniyordu. Ancak mahkeme, davayı 3 Eylül 2015 tarihine erteledi.
29 NİSAN
“Teknoloji insanlara eziyeti kolaylaştırdı”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Tarih Vakfı ile birlikte düzenlediği Tan Evi Toplantıları’nın dördüncüsünde “Tan Olayı’nın Anımsattıkları” konusu ele alındı. Cağaloğlu’ndaki Tan Evi avlusunda düzenlenen toplantıya konuşmacı olarak Radikal Gazetesi yazarı Altan Öymen katıldı. Toplantıya; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sekreter Yardımcıları Ahmet Özdemir ve Niyazi Dalyancı, Ahmet Coşkunaydın, Akdağ Saydut, Hakan Çelik, Halil Lütfü Dördüncü’nün yakınları, İzzet Sedes, Hulusi Yavaşlar,TGC İdare Müdürü Cem Çapanoğlu, Tarih Vakfı önceki Başkanı Halim Bulutoğlu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.
TAN OLAYI, ÖNEMLİ DEVLET UTANÇLARINDAN BİRİDİR
Toplantının moderatörlüğünü üstlenen TGC Başkanı Turgay Olcayto, şunları söyledi:
“Tan Olayı, Türkiye’nin siyasi tarihinde önemli devlet utançlarından biridir. Çok acı bir olay. Geliyorsunuz bir gazeteyi yıkıyorsunuz. Üstelik gazetede çalışan insanlar da Türkiye’nin en değerli yazarları. Tek muhalif insan Sabiha Sertel. Sosyalist bir yazar. Eleştirileri o merkezde toplanıyor. Ama Sabiha Sertel’i hedefe koyuyorlar. Bugün bazı insanların nasıl hedefe konulduklarını gördüğümüzde Sabiha Sertel’i anmadan edemiyorsunuz.”
ALTAN ÖYMEN: TAN GAZETESİ DEMOKRASİYİ SAVUNDU
Radikal Gazetesi yazarı Altan Öymen, konuşmasında Tan olayının topluma olan etkilerini dile getirdi: “Sertel’lerin kızı Yıldız Hanım, Türkiye’ye yerleşip Sertel’ler adına bir vakıf kurmuştu. O da vefat ettikten sonra bu hikaye onun açısından bitti ama Türkiye açısından bu hikaye çeşitli şekillerde devam edip gidiyor. İnsanların hapse girmesi, Türkiye’den gitmek zorunda kalması hala devam eden bir sorun. Hatta süreleri artık daha uzun. Eskiden 3 ay yatılıyordu şimdi 5 yıl yatılıyor. Eskiden basılı kitap, yayınlanır, yasak çıkarılırdı. Şimdi basılmayan kitap daha bilgisayardayken yasaklanıyor. Teknoloji geliştikçe insan takip etmek, insanları içeri atmak, insanlara eziyet etmek daha kolaylaşıyor. Basının, öğrencilerin, gençlerin, profesörlerin, yargı mensuplarının bu kadar büyük baskı altında tutulduğu hiçbir dönemi hatırlamıyorum.
Gazetenin öteki elemanları; yazarlar, muhabirler bu işlere karışmazlardı. Bakıyorum gazete yazarı diye insanlar birbirlerine veryansın ediyorlar. Kraldan çok kralcı halindeler. Bu kadar hararetli hale gelmenin sebebi anlaşılır değil. Cepheleşme, cepheleştirme faaliyetleri çok yaygınlaştı. Hakaret etmek marifetmiş gibi bir hale geldi.”
29 NİSAN
Freedom House’tan zehir zemberek rapor: Türk basını özgür değil
Freedom House’un 2015 raporunda Türk basını, ‘özgür değil’ kategorisinde yer aldı. Rapora göre Türkiye geçtiğimiz yıl son 10 yılın en kötü dönemini yaşadı. Birçok gazetecinin mesleğini yaptığı için hedef gösterildiği, tehdit edildiği ve tutuklandığı vurgulandı.2014 yılının basın özgürlüğü bakımından keskin bir düşüşe sahne olduğu vurgulanan rapora göre son on yılın en kötü dönemi yaşandı. Medyanın hükümetler, askerler, suç örgütleri ve medya patronlarının baskısı altında olduğu tespitine yer verildi. Gazeteciler her yönden ağır baskı altında’ diyen rapor koordinatörü Jennifer Dunham, hükümetlerin güvenlik ve terör yasalarıyla muhalif sesleri bastırdığını söyledi. 199 ülkenin incelendiği raporda 63 ülke basın özgürlüğü açısından özgür olarak kabul edildi. 71 ülke kısmen özgür kategorisinde. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 65 ülke ‘özgür değil’ kategorisinde yer aldı. Raporda Türkiye basın özgürlüğü açısından en hızlı irtifa kaybeden ülkeler arasında gösterildi.
30 NİSAN
TGC: 1 Mayıs Basın Görev Kartları kullanıma girmeden yasaklandı
TGC Yönetim Kurulu bir açıklama yaparak 1 Mayıs Basın Görev Kartı’nın geçerliliğinin Valilik tarafından şarta bağlanması nedeniyle yarın kullanılamayacağını duyurdu. TGC Yönetim Kurulu açıklamasında “Sarı basın kartı olmayan gazetecilerden gelen talep üzerine meslektaşlarımızın rahat görev yapabilmesi için hazırlanan kartlar meslektaşlarımıza ulaştırılmıştır. Ancak İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden son anda gelen bir taleple kart alan 486 meslektaşımızın bilgilerinin incelenmesi için ayrıca listelerinin verilmesi istenmiştir. Başlangıçta Cemiyette kalacağı konusunda anlaşmaya varılan listenin Emniyet Müdürlüğü’ne verilmesi Yönetim Kurulumuzca uygun görülmemiştir” denildi. TGC Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada şu görüşler yer aldı: "Valilik ve Emniyet Müdürlüğü yetkilileriyle yaptığımız toplantıda yalnız 1 Mayıs günü geçerli olacak kartın verildiği gazetecilerin listesinin TGC'de olacağı, sahada gazetecilerle güvenlik güçleri arasında bir sorun yaşanırsa TGC'ye başvurulacağı konusunda ortak karara varılmıştı. Ancak bu hafta İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından kart verdiğimiz gazetecilerin listesi ısrarla talep edilmiştir. TGC Yönetim Kurulu birçok olayda olduğu gibi 1 Mayıs konusunda da gazetecilere makul şüpheli olarak davranılmasının yanlışlığını ifade ederek bu listeyi Emniyet Müdürlüğü ile paylaşmama kararı almıştır.
TGC 1 MAYIS GÖREV KARTINI NEDEN HAZIRLADI?
Gezi olaylarını izleyen muhabir, foto muhabiri ve kameramanlar arasında 150 meslektaşımız yaralanmıştır. Bu meslektaşlarımızı yaralayan güvenlik güçlerinin saptanması için Türkiye Gazeteciler Sendikası ile birlikte 27 Haziran 2013 tarihinde dönemin Valisi Hüseyin Avni Mutlu’ya başvurmuştur. Ancak 6 ay sonra TGC’ye gazetecileri yaralayan güvenlik güçlerinin saptanamadığı bir yazıyla iletilmiştir.
GEZİ'DE YARALANAN GAZETECİLERLE İÇİŞLERİ BAKANLIĞI TEMSİLCİLERİNİ BİRARAYA GETİRDİK
Biz de İçişleri Bakanlığı temsilcileri ile gazetecileri TGC Basın Müzesi’nde 24 Eylül 2013 tarihinde bir araya getirerek gazetecilerin yaşadıkları sorunları anlatmasını sağladık. Bu toplantıda meslektaşlarımız 5953 sayılı Basın İş Yasası ile çalıştırılmadıkları için basın kartlarının olmadığını bu nedenle de 1 Mayıs gibi toplumsal olayları izlerken tanıtım kartlarının polis tarafından dikkate alınmadığını ifade ettiler. TGC’nin toplumsal olaylarda meslektaşlarımızın görevlerini yaparken sorun yaşamamalarını sağlayacak bir kart vermesini talep ettiler.
İSTANBUL VALİSİ İLE 17 MART’TA TGC’DE GÖRÜŞME YAPILDI
Bu konu İstanbul Valisi Vasip Şahin'in 17 Mart 2015 günü TGC’ye yaptığı iade-i ziyarette gündeme gelmiştir.Toplantıda Vali Vasip Şahin ile birlikte TGC Başkanı Turgay Olcayto, Genel Sekreter Sibel Güneş ve Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir ile Vali Basın Danışmanı Oğuz Gül bulundu. Toplantıda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti; muhabir, foto muhabiri, kameraman ve canlı yayın ekiplerinin toplumsal olaylarda güvenli koşullarda çalışabilmesi için bir kart düzenlenebileceğini belirtti. Bu görüşme kapsamında öncelikle fiilen gazetecilik yapan ancak sarı basın kartı taşımayan gazetecilerin 1 Mayıs'ta rahat çalışabilmelerini sağlamak için Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından hazırlanacak bir kart verilmesi kararlaştırıldı.
VALİLİK VE EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ YETKİLİLERİYLE TOPLANTI YAPILDI
Bu konuda 23 Mart Pazartesi günü TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, İstanbul Valiliği Basın Danışmanı Oğuz Gül ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdür Yardımcısı Hasan Cevher ile bir görüşme yaptı. Toplantıda başvuran gazetecilerin listesinin TGC’de olacağı, 1 Mayıs’ta gazetecilerle polis arasında bir sorun yaşanırsa TGC ile bağlantı kurulacağı konusunda ortak karara varıldı. TGC Valilik ile yapılan görüşmenin ardından medyaya bir duyuru yaptı. Yararlanmak isteyen medya kuruluşları 1 Mayıs olaylarını izleyecek sarı basın kartı bulunmayan gazetecilerin isimlerini, fotoğraflarını, vatandaşlık kimlik numaralarını Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'ne bildirdi.
486 GAZETECİYE 1 MAYIS GÖREV KARTI DAĞITILDI
Kart başvuruları, yayın organlarının künyesinde yer alan yayın yönetmeni, sorumlu yazı işleri müdürleri ve haber müdürlerinden birinin imzasıyla yapıldı. Kişiye özel hazırlanan fotoğraflı 486 kart medya kuruluşlarının TGC’ye bildirdikleri kişilere imza karşılığı teslim dildi. Daha sonra İstanbul Valiliği ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne 22 Nisan'da yazılan bir yazı ile “sarı basın kartı, TGC'nin 1 Mayıs Görev Kartı ile Kurumların Tanıtım Kartlarını” taşıyan gazetecilerin rahat çalışabilmesi için güvenlik güçlerinin bilgilendirilmesi talep edildi. Ancak 1 Mayıs Görev Kartı isteyen gazetecilerin listesinin baştan TGC'de olacağı konusunda karşılıklı bir karara varılmasına rağmen bu karar yokmuş gibi davranılarak ısrarla liste Cemiyetten istendi. Bu durum üzerine son olarak 30 Nisan Perşembe günü saat 12.00’de Emniyet’ten sorumlu İstanbul Vali Yardımcısı ile bir görüşme yapılmıştır. Görüşmede 29 Nisan akşamı Valilikte yapılan 1 Mayıs Güvenlik Toplantısı’nda Emniyet ve İstihbarat yetkililerinin kart verilen gazetecilerin listesini özellikle incelemek için istedikleri belirtilmiştir. Ancak bu listenin verilmemesi halinde yalnızca sarı basın kartlarının geçerli olacağı vurgulanmıştır. Bu durumda 1 Mayıs Görev Kartları kullanıma girmeden yasaklanmıştır. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne güvenerek kimliklerini, fotoğraflarını gönderen meslektaşlarımızın güvenlerini boşa çıkaramazdık. Dolayısıyla hazırlanan listeyi vermemekte ısrar ettik. Üzülerek duyuruyoruz ki, yarın hazırladığımız kartlar 1 Mayıs’ta geçerli olmayacaktır. Yönetim Kurulumuz bu kararı etik ilkeler ışığında almıştır. Anlayışla karşılayacağınızı umuyoruz. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı adına görev yapan gazetecilerin örgütüdür. Amacı da gazetecilerin bu görevlerini çağdaş demokratik ülkelerde olduğu gibi insan onuruna yakışan bir şekilde güvenle ve aralarında hiçbir ayrım olmadan yapabilmelerini desteklemektir.”
30 NİSAN
Sedef Kabaş: Eskiden kalem vardı, şimdi twit, ama sonuç değişmiyor
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto ve Genel Sekreter Sibel Güneş, attığı tweet nedeniyle yargılanan gazeteci Sedef Kabaş’ın duruşmasını izledi. İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesi görevsizlik kararı vererek, dosyayı Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Sedef Kabaş, “Biz gazeteciler eskiden kalem kullanırdık, şimdi çoğumuz Twitter kullanıyor. Ama sonuç değişmiyor. Elimizde silah top tüfek yok. Sadece yazıyoruz, görüş bildiriyoruz, elbette eleştiriyoruz. Hukukta kişiler değil, kararlar eleştirilir. Savcının verdiği karar şahsi değil, tüm toplumu ilgilendirir bir karardı. Aynı şekilde yapılan eleştiriler de konumuyla ilgilidir, şahsıyla ilgili değildir. Herhangi başka bir savcı da benzer bir karar vermiş olsaydı, benzer eleştirilere maruz kalırdı.”
30 NİSAN
Cüneyt Özdemir: Müthiş bir baskı altındayız
Kanal D Ana Haber Sunucusu ve 5N1K’nın yapımcısı gazeteci Cüneyt Özdemir, Twitter’dan paylaştığı mesajında, “Müthiş bir baskı altındayız. Dört bir koldan maddi manevi gözdağı verilmeye çalışılıyor. Seçim döneminde objektif yayından çok korkuluyor” dedi.