Aralık 2013 Raporu
“Gazeteciler serbest bırakılmalı”
20'si tutuklu 46 gazetecinin yargılandığı KCK basın davası, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmayı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Genel Sekreteri Sibel Güneş, TGC Genel Saymanı Gülseren Güver, TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci izledi.
KCK basın davasını değerlendiren TGC Genel Sekteri Sibel Güneş, şunları söyledi:
“Bugün yine insanların savunma haklarının sınırlandırıldığı basın davalarından birini izledik. KCK Davası’nda yargılanan gazeteciler, savunma sürelerinin kısıtlandığını, en temel ihtiyaçlarının bile karşılanmadığını ifade ettiler. Meslektaşlarımız, delillerin bile sunulamadığı bir ortamda yargılamaların sürmesinden rahatsız. En temel ihtiyaçları olan ilaçlarına ulaşamadıklarını söylediler. Avukatlar, mahkeme tutanaklarına UYAP’tan ancak sekiz ay sonra kendilerine ulaştığını ifade etti. KCK’de değil, Ergenekon’da yargılanan meslektaşlarımızın da ortak şikayeti olan cümleleri duyduk. Meslektaşlarımızın yargılanmalarına konu olan olaylar, bir gazetecilik faaliyetidir. Meslektaşlarımızın haber kaynaklarıyla yaptığı görüşmeler, davada delil olarak sunuluyor. Biz gazetecilik meslek örgütleri olarak gazetecilik faaliyeti nedeniyle kimsenin tutuklanmamasını istiyoruz. Basın özgürlüğü ve adil yargılama herkese lazımdır. Mevcut yasalardaki gazetecilik faaliyetinin, terör örgütü üyeliğiyle eş tutulmasına yol açan tüm maddeler acilen kaldırılmalıdır. Hangi gazetede çalışırsa çalışsın, siyasi görüşü ne olursa olsun, tutuklu tüm gazeteciler serbest bırakılmalıdır. Unutulmamalıdır ki, özgür basın yoksa özgür toplum da yoktur. " (6 Aralık 2013)
***
“Karikatür herkese gerekli”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Akademi tarafından düzenlenen "Haydi Karikatür Çizelim" başlıklı karikatür atölyesi Çemberlitaş’ta bulunan TGC Basın Müzesi’nde başladı.
TGC Yönetim Kurulu Üyesi ve karikatürist Kamil Masaracı koordinatörlüğündeki atölyede, karikatürün usta isimleri Ercan Akyol, Latif Demirci, Musa Kart ve Semih Poroy, karikatürün inceliklerini, çizim tekniklerini gençlere öğretecek.
Gençlerin yoğun ilgi gösterdiği atölyenin ilk gününde karikatürün usta ismi çizer Ercan Akyol, gençlerle buluştu.
İlk derste çizer Akyol, heyecanlı bakışlarla karikatürü öğrenmek isteyen gençlere karikatürün tanımından figür ve mimik çizimine kadar hayata mizahi yönden bakmanın püf noktaları hakkında bilgi verdi. (9 Aralık 2013)
***
TGC’den tutuklu gazeteci Füsun Erdoğan’a ziyaret
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, yargılanan ve tutuklu gazetecilere desteğini sürdürmeye devam ediyor.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto ve TGC Başkan Yardımcısı Recep Yaşar, müebbet hapse çarptırılan radyocu-gazeteci Füsun Erdoğan'ı Gebze Kadın Kapalı Cezaevi'nde ziyaret etti.
Bu yıl TGC Basın Özgürlüğü Ödülü’nü alan Füsun Erdoğan, görüşme sırasında 8 yıla yakın süre tutuklu kaldıktan sonra müebbet hapis cezasına çarptırılmasından, tutuklu gazetecilerin durumuna; cezaevi koşullarından üzerine çalıştığı kitaba kadar pek çok konu hakkında konuştu.
Füsun Erdoğan, uğradığı haksızlığı görmeyen meslektaşlarına da “Adalet ve hukuk herkese lazım! Bir gün siz de ihtiyaç duyabilirsiniz” diye seslendi.
Tutuklu gazetecilerin yaşadıklarına dikkat çeken Füsun Erdoğan, “Tutuklu gazeteciler konusunda gerçekler çarpıtılıyor. Çok sayıda gazeteci, gazeteci kabul edilmiyor. Gazeteciler, terörle mücadele yasası kapsamında yargılandıkları için gazeteci olmadıkları dile getiriliyor” dedi.
Füsun Erdoğan, TGC Başkanı Turgay Olcayto ve TGC Başkan Yardımcısı Recep Yaşar’ın, ziyaretinden memnuniyetini kendi el yazısıyla yazdığı notta şu şekilde dile getirdi:
“Bugün (5 Aralık) Turgay Bey ve Recep Bey görüşüme geldiler. Yıllar sonra gazeteci dostlarla hapishanede görüşmek bir başka oldu benim için. Tutsaklığımın 8. yılında hakkımda kırılan kalemin 10 ACM heyetinin altına imza attığı hukuk cinayetinin görünür olması için meslektaşlarımın bu dava dosyasıyla ilgilenmelerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ve bugüne kadar uğradığım adaletsizliği görmeyen ya da görmezden gelen yayın organlarına ve meslektaşlarıma sesleniyorum. Adalet ve hukuk herkese lazım! Bir gün siz de ihtiyaç duyabilirsiniz… Saygı ve dostlukla.” (9 Aralık 2013)
***
TGC: Karar emsal olmalı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu (TGC), Mustafa Balbay kararının hapiste uzun süredir tutuklu bulunan tüm gazeteciler ve aynı durumdaki tüm yurttaşlar için de emsal olması için çağrı yaptı. Açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Gazeteci, milletvekili Mustafa Balbay’ın serbest bırakılmasını Türkiye’nin evrensel hukukun uygulandığı bir ülke olması için umut verici bir adım olarak görüyor ve sevinçle karşılıyoruz. Türkiye’de halkın gerçekleri öğrenme hakkına hizmet eden gazeteciler, yıllardır Türkiye’de özel yetkili mahkemelerin verdiği kararlarla cezaevlerinde tutuluyorlar. Terör örgütü üyesi olmakla yargılanıyorlar. Mustafa Balbay’ın serbest bırakılması kararının cezaevinde uzun süredir tutuklu bulunan 62 gazeteci meslektaşımız ve aynı durumdaki tüm yurttaşlar için de örnek teşkil etmesini diliyoruz. Türkiye’nin evrensel hukuk ilkelerinin uygulandığı çağdaş demokratik bir ülke haline gelebilmesi için yasalardaki sorunlu maddelerin iyileştirilmesini, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını, basın ve ifade özgürlüğünün korunması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.” (10 Aralık 2013)
***
“Sedat Simavi, saygı ve özlemle anıldı”
TGC Başkanı Turgay Olcayto, “TGC Yönetim Kurulu olarak Sedat Simavi'nin anısı önünde saygıyla eğiliyoruz” dedi.
Olcayto, Sedat Simavi’nin ölümünün 60. yılında şu açıklamayı yaptı:
“Olumsuz hava koşulları yüzünden TGC Yönetim Kurulu olarak; hem mezarı başında hem de Burhan Felek Salonu’nda yapmayı düşündüğümüz anma toplantılarını iptal etmek zorunda kaldık. Bilindiği gibi Sedat Simavi hem gazeteci hem karikatür alanında özgün çizgileriyle bilinen bir sanatçıdır. Simavi, meslek ilkelerinin temelini oluşturdu, Hürriyet gazetesinin de kurucusuydu. Özellikle, Sedat Simavi’nin “kalemini kır ama asla satma” sözü gazetecilik meslek ilkelerinin temelini oluşturur. Usta gazeteci sanki o yıllardan bugünü görmüş gibidir. TGC Yönetim Kurulu olarak anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.” (12 Aralık 2013)
***
TGC Yönetim Kurulu Yanardağ’ı ziyaret etti
Ergenekon Davası kapsamında aldığı 10 yıl 6 ay cezasını çekmek üzere yaklaşık 3 ay önce Muğla Kapalıcezaevi’ne giren Yurt Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, “Bu ülkede adalet ve hukuk katledildi. Üretilen delillerle hapsedildik” dedi.
TGC Başkan Vekili Vahap Munyar, Başkan Yardımcısı Recep Yaşar, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sayman Gülseren Güver ve Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir ile gazeteci İdris Akyüz tarafından ziyaret edilen Merdan Yanardağ şöyle konuştu: “Toplumsal barışı, vicdanı yaraladılar. Kimseyi gazetecilerin suçlu olduğuna ikna edemediler, 12 Eylül askeri mahkemelerinin adaletinden daha kötü bir durumdayız. O dönemde kimse işlemediği suç nedeniyle yargılanmadı. 12 Eylül’de mahkemeye çıktığımızda işkenceden kurtuluyorduk. Bugün insanlar mahkemeye çıktığında işkence başlıyor. Hükümet-cemaat kavgası bizi doğruladı.” (12 Aralık 2013)
***
“Gazeteciler için tahliye değil, beraat istiyoruz”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) başta olmak üzere çok sayıda basın meslek örgütünden oluşan Gazetecilere Özgürlük Platformu, Odatv davasının 20. duruşmasını izledi. Duruşmada eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ve Prof. Dr. Yalçın Küçük tahliye edildi.
Çağlayan İstanbul Adalet Sarayı 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam eden duruşmayı, ulusal ve uluslararası çok sayıda gazetecilik meslek örgütleri, parlamenterin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi izledi.
Duruşma öncesi Gazetecilere Özgürlük Platformu’nu oluşturan meslek örgütleri Adliye’nin karşısındaki meydanda bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına; Gazetecilere Özgürlük Platformu Dönem Başkanlığını yürüten Gazeteciler Cemiyeti (Ankara) Genel Sekreteri Ümit Gürtuna, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkan Yardımcısı Recep Yaşar, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, TGC Genel Saymanı Gülseren Güver, Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi, Fransız milletvekili Patrick Le Hyaric, Basın Danışmanı Marie Ringot, Bölgesel temsilci Danielle Lebail, Uluslararası İlişkiler Danışmanı Sylvie Jan, Fransız gazeteci Fransa Gazeteciler Sendikası temsilcisi Patrick Kamenka, Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) temsilcisi Barry White, Fransız gazeteci Gael Legenne, Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci katıldı. (12 Aralık 2013)
***
Arınç’ın sözlerine tepkiler sürüyor
Taraf’ın yayınladığı MGK belgelerine ilişkin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın açıklamaları tepki çekti. Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun Dönem Başkanlığı’nı yürüten Gazeteciler Cemiyeti (Ankara) Genel Sekreteri Ümit Gürtuna, benzer davaların geçmişte de görüldüğünü ve sonucun beraat ile sonuçlandığını hatırlattı. (14 Aralık 2013)
***
Gazeteciler Eskişehir’de buluştu
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Konrad Adenauer Stiftung ile ortaklaşa düzenlediği eğitim seminerlerinin 68’incisi Eskişehir’de başladı.
Seminere, TGC Başkanı Turgay Olcayto, TGC Önceki Başkanı Orhan Erinç, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, TGC Genel Sekreter Yardımcısı ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Niyazi Dalyancı, TGC Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir, TGC Yönetim Kurulu Üyesi-CNN Türk muhabiri Göksel Göksu, TGC Yönetim Kurulu Üyesi ve karikatürist Kamil Masaracı, TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in de aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.
Sunuculuğunu TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş’in üstlendiği seminerin açılış konuşmalarını TGC Başkanı Turgay Olcayto ve Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen yaptı.
TGC Başkanı Turgay Olcayto, “Meslektaşımız Mustafa Balbay ile ilgili Anayasa Mahkemesi'nin kararından sonra yerel mahkemeden tahliye kararı çıkması, evrensel hukuk kurallarında yeni bir dönem başlıyor umudu doğurdu. Gezi olaylarına katılan gençlerle ilgili verilen karar da umudumuzu pekiştiren bir karar oldu. Umuyoruz ki, uzun tutukluluktan mağdur olan meslektaşlarımız birer birer tahliye olurlar ve Türkiye uzun tutukluluk ayıbından kurtulur” dedi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti hakkında bilgi veren Başkan Olcayto, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 3 bin 650 üyeye sahip bir kuruluş. Pek çok ilde temsilcimiz var. Biz siyaset ve sermaye ile aramıza mesafe koyan, sadece gazetecilik için uğraşan bir kuruluşuz. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak elimizden geldiği kadar meslektaşlarımızın yanında olmaya çalışıyoruz. Tutuklu gazeteci meslektaşlarımızı ziyaret ediyoruz, hukuki destek veriyoruz. Geçen hafta Yönetim Kurulu’ndan arkadaşlarımız Merdan Yanardağ’ı, başkan yardımcımızla ben de Füsun Erdoğan’ı ziyaret ettik. 2 saate yakın süre görüştük.”
Gazeteciler arasında dayanışmanın önemine vurgu yapan Başkan Olcayto, “Bazı çıkarlar için gazetecilerin bölünmesi bizi üzüyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak, meslektaşlarımız arasında birlikteliği her zaman görmek istiyoruz” mesajını verdi.
Seminerin açılış konuşmalarının ardından mesleki bilgilerin paylaşıldığı oturumlara geçildi.
Yöneticiliğini Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İhsan Tunçoğlu’nun yaptığı ilk oturumda; TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş “Gazetecilik Etik İlkeleri” başlıklı bir konuşma yaptı.
Güneş, “Gazetecilerin bu kadar hedef gösterildiği bir dönemde inadına etik ilkelere uyarak gazetecilik yapmak çok önemli. Çünkü basın ve ifade özgürlüğü herkese gerekli. 62 gazeteci düşündükleri ve yazdıkları nedeniyle tutuklu. Meslektaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi.
Genel Sekreter Güneş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazetecilere mesleklerini yerine getirirken Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin önderliğinde hazırlanan Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi mutlaka dikkate alınmalı. Gazetecinin halka karşı sorumluluğu, başta işverenine ve kamu otoritelerine karşı olmak üzere, öteki tüm sorumluluklardan önce gelir. Gazeteci, ilettiği haber ve bilginin sorumluluğunu üstlenir ve paylaşır. Gazeteci; başta barış, demokrasi ve insan hakları olmak üzere, insanlığın evrensel değerlerini, çok sesliliği, farklılıklara saygıyı savunur. Milliyet, ırk, etnisite, cinsiyet, dil, din, sınıf ve felsefi inanç ayrımcılığı yapmadan tüm ulusların, tüm halkların ve tüm bireylerin haklarını ve saygınlığını tanır. İnsanlar, topluluklar ve uluslararasında nefreti, düşmanlığı körükleyici yayından kaçınır.”
TGC Yönetim Kurulu Üyesi-CNNTÜRK muhabiri Göksel Göksu, “Kadın ve Medya” konulu sunumunda Türkiye’deki kadının karşılaştığı sorunlar, mobbing, muhabirlik, kadın gazeteciler konuları hakkında katılımcılara bilgi verdi.
Göksu, geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden usta gazeteci Mehmet Ali Birand’ı saygıyla anarak kendisinin öğrencisi olduğunu belirtti.
Birand’ın son nefesine kadar muhabirlik yaptığını hatırlatan Göksu, muhabirliğin önemini anlattı. Muhabirlik refleksini kaybetmeyen kişilerin iyi yönetici, köşe yazarı olabileceğini söyleyen Göksu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de muhabir olmak mümkün, ama muhabir kalmak zor. Muhabir kalmak çaba gerektiriyor. Kadın muhabir olmak ve kadın muhabir olarak kalabilmek ise çok zor. Bunun için çok çaba göstermek gerekiyor.”
Göksel Göksu, “Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Medya ve Çeşitlilik Kılavuzu Kadın ve Cinsel Yönelik kitapçığı, 2005 yılında British Council’ın BBC World Service Trust (WST) işbirliği ile medyanın toplumsal katılımdaki rolünü desteklemek amacıyla başlattığı ve 2006 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin ulusal ortak olarak yer aldığı Medya ve Toplumsal Katılım projesi kapsamında hazırlanmıştır” dedi.
Göksu, kitapçığın medya kuruluşları ve medya çalışanları, cinsiyet ve cinsel yönelim farklılığına dayalı ayrımcılıkla mücadele etmeyi hedef olarak belirlediğini belirtti.
Göksu, medyadaki kadınla ilgili istatistikî bilgileri paylaştı: “1960 yılında kadınlar yüzde 44 oranında cinsel obje olarak temsil ediliyor. 2009 Kadınlar yüzde 83 oranında cinsel obje olarak temsil ediliyor. Son 7 yılda kadın cinayetlerindeki artışta yüzde bin 400 artış olduğu görülüyor. Cinayetlerin nedenleri arasında ‘kıskançlık, etek boyu kısa, camdan baktı, tırnağını uzattı, telefonu geç açtı, tuzluğu uzatmadı, eve geç geldi, boşanma talebi’ sayılabiliyor.”
Gazetecilerin mobbinge maruz kaldığını anlatan Göksu, “Biz işimizi inandığımız bir şekilde doğru olmak kaydıyla her yerde yüksek sesle haykırabilmek zorundayız. Maalesef kadın meslektaşlarımıza hobin uygulanıyor” dedi.
“Haber ve Hukuk” konusunda katılımcılara bilgi veren TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük ise konuşmasında haber yapmanın hukuksal kurallarını anlattı.
Küçük, şunları söyledi:
“Bir haber yaptığında gazetecinin hukuki, cezai ve idari sorumluluğu var. Basın Kanunu, Medeni Kanun Borçlar Kanunu ve Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu haberin alanını etkiliyor. Cezai sorumluluk ise TCK, TMK, CMK, Basın Kanunu aracılığıyla habere yansıyor. Gazeteciler, yaptıkları haberlerle ilgili kanunların ‘hakaret, haberleşmenin ihlali, konuşmaların kayda alınması, suç işlemeye tahrik, suç ve suçluyu övme, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek, kimliğin açıklanması, basılmış eserleri bozma, düzeltme veya cevabın yayınlanmaması’ gibi maddelerle yargılanıyor. Haberi hukuksal olarak da sorun yaşamadan yapmak isteyen gazeteciler bu nedenle TGC’nin Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ni iyi okumak, anlamak ve uygulamak zorunda. Örneklerle konuşmasını sürdüren avukat Küçük, basın özgürlüğü önündeki engelleri anlattı.
Avukat Küçük, haberin hukuka uygun olabilmesi için görünürde gerçek olması, kamu yararı, güncelliği, düzgün bir şekilde aktarılması, öz ve biçim arasında dengenin kurulması gerektiğini söyledi.
TGC Genel Sekreter Yardımcısı ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Niyazi Dalyancı, “Haber Yazım Tekniği” konusu hakkında katılımcılara bilgi verdi.
Dalyancı, muhabirin ilkelerini, ”doğruluk, objektiflik kısalık, açıklık, kaynak belirtmek” olarak sıraladı.
Gazetelerden örneklerle konuyu anlatan Dalyancı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“5N1K’nın bütün unsurlarını giriş paragrafında vermek zorunda değilsiniz. Haber yazımının en önemli tarafı tercih yapmaktır. Hangi konuyu önemli görüyorsak onu giriş cümlesine alıp, 5N1K’daki diğer unsurları diğer paragraflara bırakabilirsiniz. Haber sözcüklere boğulmamalı, haber okurda soru yaratmamalı. Kısa cümleler kurulmalı, açık ve net bilgiler yer almalı.”
TGC Önceki Başkanı ve Cumhuriyet Vakfı Başkanı Orhan Erinç, “Gazetelerde İçerik Sorunları” konusunda şunları söyledi:
“Türkiye’deki en önemli sorunlarımızın başında siyasal iktidarın isteklerine uygun yayın yapmıyor olmak son dönemlerde ağır baskıya yol açıyor. Türkiye’de gazetecilik yapmak her gün biraz daha zorlaşmaktadır. Çünkü haberin doğrusunu verdiğiniz sürece birtakım suçlamalarla karşılaşmanız artık geçerli hale dönüşmüştür. Gazeteciliğin en önemli dallarından biri araştırmacı Nail Güreli’nin tanımıyla ‘soruşturmacı gazetecilik’tir. Ama soruşturmacı gazetecilik ele aldığı konular nedeniyle gazetecinin terörist sayılması konusunda en geçerli tanım olarak karşımıza çıkmıştır.” (15 Aralık 2013)
***
“Gazetecileri dayanışma içinde olmaya çağırıyoruz”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Konrad Adenauer Stiftung ile ortaklaşa düzenlediği Yerel Medya Projesi çerçevesinde hayata geçirilen eğitim seminerlerinin 68’incisi Eskişehir’de yapıldı.
Anemon Hotel’de düzenlenen seminere Bilecik, Bolu, Bursa, Kütahya, Afyon, Eskişehir ve Ankara’dan çok sayıda gazeteci katıldı.
TGC Başkanı Turgay Olcayto, Yerel Gazetecilik ve Meslek İçi Eğitim Semineri’nin kapanış konuşmasında; seminere katılan konuşmacı ve dinleyicilere teşekkür etti.
Olcayto yaptığı değerlendirmede, “Biz gazeteciler arasında birliğin, dayanışmanın en üst düzeyde olması gereken bir dönemi yaşıyoruz” dedi.
Başkan Olcayto, şunları söyledi: “Seminerde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumlulukları Bildirgesi üzerinde duruldu. TGC Hak ve Sorumlulukları Bildirgesi, zaman zaman mahkemelerin de atıf yaptığı bir belge haline geldi. Bildirge, 1996 yılından beri mesleğin duruşunu ortaya koyan bir belge olarak yaşıyor. O bildirgenin hazırlanmasında emeği geçen iki meslektaşımın ismini vermek istiyorum. TGC önceki başkanlarından Nail Güreli ve yurt dışında belgeleri de tarayan Umur Talu’nun emeğini unutamayız” dedi.
Gazeteciler arasında yerel ve yaygın ayrımı yapmadıklarını anlatan Başkan Olcayto, “Çünkü bize göre gazeteci önemlidir. Gazeteci niteliğini taşıyan her arkadaş; ilde, ilçede, yurt içinde, yurt dışında çalışsın gazetecidir. Gazetecilik niteliklerini taşıyan, yani sorgulayan, irdeleyen, gazetecilik heyecanını yitirmemiş her gazeteci, nerede çalışırsa çalışsın gazetecidir” diye konuştu.
Olcayto, “Türkiye’de 62 gazetecinin cezaevinde olduğunu, binlerce gazeteci hakkında dava açıldığını hatırlatmak istiyorum. Basın özgürlüğü açısından yaşadığımız sorunları dikkate aldığımızda, gazeteciler arasında birliğin, dayanışmanın en üst düzeyde olması gereken bir dönemi yaşıyoruz. Bu yüzden yerel ve yaygında görev yapan tüm gazetecileri hem basın özgürlüğü konusunda hem de gazetecilerin mesleklerini yapabilmesi konusunda dayanışmaya çağırıyoruz” dedi.
Yerel Gazetecilik ve Meslek İçi Eğitim Semineri’nin üçüncü oturumunun moderatörlüğünü TGC Eskişehir Temsilcisi Mehmet Emin Toker üstlendi.
Bu oturumunda; TGC Yönetim Kurulu Üyesi karikatürist Kamil Masaracı “Gazete ve Karikatür” başlıklı konuşmasında karikatürün tarihini anlattı. Masaracı, gazete ile karikatürün iki yoldaş olup tarihi serüvende birbirlerini hiç bırakmadıklarını örneklerle dile getirdi.
Çizginin serüvenini, karikatüre emek veren ustalar hakkında bilgi vererek aktaran Masaracı, bu alanda ilerlemek isteyenler için ise şunları söyledi:
“Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu olarak bu konuda bilgi almak isteyen herkesin her zaman yanındayız. Çizerler, amatörler Cemiyete ulaşın. İlgilenenler için çeşitli projelerimiz var. Eğitim seminerleri düzenlemeyi düşünüyoruz. Ben karikatürcü olarak çok karşılaşıyorum. ‘Ben çiziyorum ama nereye başvuracağım?’ diye düşünen çok kişi var. Bu nedenle çizerlerin önünü açmak istiyoruz. Şu anda TGC Akademi Karikatür Atölyesi düzenliyor. Semih Poroy, Ercan Akyol, Latif Demirci, Musa Kart ve ben, karikatürün inceliklerini, çizim tekniklerini gençlere anlatıyoruz.”
TGC Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir, “Yerel Medya ve İlan Sorunu” başlıklı sunumunda, şunları söyledi:
“Türkiye İstatistik Kurumu medya araştırması sonuçlarına göre, gazete ve dergilerin yüzde 59’u yerel, yüzde 5,2'si bölgesel ve yüzde 35,9'u yaygın yayın yapmaktadır. Türkiye genelinde 340 gazete, 9 ay içerisinde Basın İlan Kurumu’nda 183 milyon liraya yakın resmi ilan ve reklam alıyor. Türkiye’de yerel basının birçok sorunu var. Gazete okuma oranının düşük olması, halkın isteklerine cevap verilmemesi, yetersiz tirajlar, teknolojilerden yararlanılamama, nitelikli iş gücü bulamama, içerik temini edememe, yaygın basının verdiği bölge ekleri bunlardan bir kaçı. Batılı ülkelerde yerel medya, yaygın medyanın önünde yer alıyor. Örneğin Almanya’da 50 milyon olan toplam gazete tirajının 30 milyonu yerel gazetelere aittir. Bugün Japonya gibi uzak doğunun gelişmiş bir ülkesindeki gazete okuma alışkanlığına baktığımızda, Türkiye’nin bu konuda ne kadar eksik olduğu görülecektir. Japon gazeteleri bin kişiye düşen 584 gazete ile dünyada en yüksek dağılım oranına sahiptir.”
Basının gelir kaynaklarını genel olarak iki şekilde toparlanabileceğini dile getiren Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Birisi ilân ve reklam gelirleri, diğeri satıştan elde edilen gelirler. İlân ve reklam gelirleri önemli bir yer tutuyor. Daha çoğunu elde etmek için inanılmaz mücadeleler veriliyor. Yerel gazeteler içinde. Gazete olmanın bütün niteliklerini taşıyan, gazete gibi gazete olanlar elbette var. Onlar, demokrasinin, çoksesliliğin, basın özgürlüğünün çok önemli bir eksenini teşkil ediyor. Her biri gazeteciliğin gerçek okulu olarak yarınların meslektaşlarını yetiştiriyorlar. Ne yazık ki kimi gazeteler var ki, yalnızca resmi ilan almak için çıkıyor. Çıkaranların bir bölümünün asıl işi matbaacılık. Matbaa işi almak için bir araç olarak kullanılanlar var. Bu durum düzeyli, yetenekli, ciddi gazete ve gazetecilere karşı haksızlık olsa gerek. Özellikle yerel basınımızın kaderini resmi ilânlara dayandırarak, hayatiyetini devam ettirmesi son derece zor bir olay. Resmi ilân kader değil. Resmi ilanlar, yerel gazetelerin tek gelir kaynağı olarak kabul edilmemeli. Gazeteler ilan ve reklam yayınından umulan amacı sağlayacak kaliteye ve okuyucuya ulaşması halinde, kamu kuruluşlarının özel ilan ve reklamları ile birlikte özel kişi ve kuruluşların da reklam harcamalarından pay alacakları kesin.” (16 Aralık 2013)
***
TGC: Bünyamin Aygün hemen serbest bırakılmalı
TGC Yönetim Kurulu, Milliyet muhabiri Bünyamin Aygün’ün 21 gün önce haber amacıyla gittiği Suriye’de muhalif gruplar tarafından kaçırılmasını kınadı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu açıklamasında şöyle denildi: “Uluslararası kurallara göre savaş durumunda gazetecilerin korunması ve kollanması prensipleri Suriye’de sürekli çiğneniyor. Bu kez de savaş muhabirliği konusunda deneyimli meslektaşımız Bünyamin Aygün süregelen iç savaşın kaçırılan gazetecilerinden biri oldu. Arkadaşımızın acil olarak özgürlüğe kavuşturulmasını bekliyoruz. Bu konuda hükümetin, Dışişleri Bakanlığı’nın ve muhalefet partilerinin de etkin bir çaba içinde olmasını istiyoruz. Ayrıca Özgür Suriye Ordusu ve muhalif grupları da gazetecileri ve basın özgürlüğüne yönelik olumsuz tutumlarından bir an önce vazgeçmeye çağırıyoruz. (18 Aralık 2013)
***
“Gazetecilerin seyahat kartlarına getirilen sınırlandırma kaldırılsın”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İstanbul Şubesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi tarafından gazetecilerin ücretsiz seyahat kartlarına getirilen kısıtlamaların kaldırılmasını istedi. TGC ve TGS İstanbul Şubesi'nin açıklaması şöyle:
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi'nin, toplu taşımada kullanılan ücretsiz seyahat kartlarıyla ilgili getirdiği kısıtlamalar gazetecileri mağdur etmiştir. Bugüne kadar toplu taşıma araçlarında sayı kısıtlaması olmaksızın ücretsiz seyahat edilebilen kartlarla artık sadece günlük 10, aylık ise en fazla 220 kez yolculuk yapılabilecektir. Bu yeni karar, basın mensuplarını kapsarken, örneğin polisler, jandarma ve zabıtalar başta olmak üzere, pek çok ücretsiz kart sahibini kapsam dışında tutmuştur. İstanbul’da trafik yoğunluğu nedeniyle gazeteciler göreve giderken toplu taşıma araçlarını çok sık kullanmaktadır. Üyelerimizin ve tüm gazeteci meslektaşlarımızın gündelik hayatlarına doğrudan etki eden bu sorun ortadan kaldırılmalıdır. Açık bir hak ihlali olan bu uygulamanın çifte bir standart yarattığını da hatırlatarak gazetecilerin ücretsiz seyahat kartlarına getirilen sınırlandırmanın acil olarak kaldırılmasını istiyoruz.” (18 Aralık 2013)
***
TGC Başkanı Olcayto: Meslekte İz Bırakanlar toplantıları sürecek
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi, Cumhuriyet Gazetesi sahiplerinden yazar Doğan Nadi, doğumunun 100. yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin düzenlediği "Meslekte İz Bırakanlar" toplantılarının beşincisinde anıldı.
Çemberlitaş’ta bulunan TGC Basın Müzesi’nde düzenlenen toplantıya, TGC Başkanı Turgay Olcayto, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, TGC Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir, TGC Balotaj Kurulu Başkanı Muammer Tuncer ile Balotaj Kurulu üyesi Şevket Uygun, gazeteci-sanat tarihçisi Gürol Sözen’in de aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.
Toplantının sunuculuğunu üstlenen TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, “Meslekte İz Bırakanlar “ toplantıları hakkında bilgi verdi. Genel Sekreter Güneş, şunları söyledi:
“Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, ‘Meslekte İz Bırakanlar’ toplantısına Ağustos ayında başladı. 27 Ağustos’ta sevgili Şakir Süter’i, 4 Ekim’de yazar Niyazi Ahmet Banoğlu’nu, 25 Ekim’de TGC Onur Kurulu başkanlarından karikatürist Semih Balcıoğlu’nu, 21 Kasım’da ise Faruk Nafiz Çamlıbel’i andı. Ustalarımızı anmaya devam edeceğiz."
Doğan Nadi’nin anıldığı toplantının moderatörlüğünü, TGC Başkanı Turgay Olcayto yaparken, TGC önceki Başkanı-Cumhuriyet Gazetesi Vakfı Başkanı Orhan Erinç ve gazeteci-yazar Orhan Karaveli konuşmacı olarak katıldı.
Başkan Olcayto, “Meslekte İz Bırakanlar toplantılarını sürdüreceğiz” diye konuştu.
Olcayto, Doğan Nadi ile ilgili olarak ise şunları söyledi:
“Doğan Nadi’yi ben TRT’ye ilk girdiğimde Baki Süha Ediboğlu’nun anlattıklarıyla uzaktan tanıdım. Genelde Divan’da toplanıp edebiyat, siyaset konuşurlar arada bol nükte savururlardı. Feridun Fazıl Tülbentçi'nin zaman zaman katıldığı toplantılardı bunlar. Onlardan dinlediğim Doğan Nadi’yi bilirim. Kendisini çok iyi tanıma fırsatım hiç olmadı. Doğan Nadi’nin küçük yazılarından bazılarını çok sever, gazeteden keserdim.”
TGC önceki Başkanı-Cumhuriyet Gazetesi Vakfı Başkanı Orhan Erinç,
“Doğan Bey, gerçekten çok hoşgörülü yöneticilerden biriydi. Zaten biz o dönemdeki gazete sahiplerine, gazetecilikten gelenlere tabii, hiçbir zaman patron gözüyle bakmazdık. Usta bir meslektaşımız olarak, değerli kişiler olarak bakardık. Onlar da doğrusu patronluk taslamazlardı. Gazetecilik içindeki dayanışmayı onlar da sürdürürlerdi” dedi.
Erinç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Doğan Bey, kısa ve özlü denebilecek fıkra türünün çok seçkin örneklerini vermişti. Demokrat partinin ‘olağanüstü demokrasi dönemi’ diye anlatılan döneminde; yazıları yasak sayılan gazetecilerden biri de Doğan Nadi’dir. Çünkü o dönemdeki iktidarın da, muhalefete hoşgörüyle bakan bir tarafı kalmamıştı ne yazık ki… O nedenle 27 Mayıs sonrasında Doğan Bey’in yazılarına başlarken yer aldığını zannettiğim bir açıklama yayınlanmış. ‘Malum sebepler dolayısıyla yazılarına yayınlayamadığımız Doğan Nadi, son gelişmeler karşısında yazılarına yeniden başlayacaktır’ diye bir anons yapılmıştı." (20 Aralık 2013)
***
“Emniyete basının girmesinin yasaklanması sansürdür”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu gazetecilerin emniyet müdürlüklerine girmesinin yasaklanması kararını kınadı.
TGC açıklamasında şu görüşler yer aldı: “İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamayla, 22 Aralık tarihi itibariyle Türkiye genelinde basın mensuplarının emniyete girişlerinin yasaklandığı duyuruldu. Duyurunun ardından Vatan ve Gayrettepe emniyet binalarında görev yapan gazetecilerin şube giriş kartlarını iade etmeleri istendi. Alınan bu karar gazetecilerin halkın gerçekleri öğrenme ve bilgilenme hakkını engelleyen vahim bir karardır. Gazetecilere ‘bilgi almayacaksın, halka duyurmayacaksın’ direktifi verilmektedir. İktidar ‘hangi bilgiyi verirsem onu duyuracaksın, araştırıp bilgi alma hakkın yok’ demektedir. Demokrasinin var olduğu herhangi bir ülkede böyle bir uygulamanın olabileceği düşünülemez. Sonuç itibariyle bu karar Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda temel hak ve özgürlükler içinde değerlendirilebilecek vatandaşın bilgi edinme hakkının sakatlanması anlamına gelmektedir. Basın özgürlüğüne açıkça müdahale ve sansürdür. Yasalar çerçevesinde görev yapan ve vatandaşın güvenliğini sağlamakla yükümlü bir kurum olan emniyetin bu Anayasal hakkı görmezden gelmesi beklenemez. Bu idari işlemin geri alınmasını ve en kısa sürede yanlıştan dönülmesini istiyoruz.” (23 Aralık 2013)
***
“Şiir ve musiki insanları birbirine bağlıyor”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi’nde her ayın üçüncü cumartesi günleri düzenlenen "Şiir ve Musiki" günleri 2013’e veda etti.
TGC Basın Müzesi’nde gerçekleştirilen etkinliğe Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci, ozan, yazar ve sanatsever katıldı.
Açılış konuşmasını yapan TGC Başkanı Turgay Olcayto, şiir ve musiki günleri programlarının insanları birbirine bağladığını söyledi.
Başkan Olcayto, TGC Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir’in yöneteceği programda 740. vuslat yıl dönümü dolayısıyla Mevlana ve ölümünün 34. yılı nedeniyle de Behçet Necatigil'den söz edileceğini belirtti.
Başkan Olcayto, Necatigil’in çok sevdiği şairlerden biri olduğunu da sözlerine ekledi.
Ağırlıklı olarak Mevlana ve Behçet Necatigil'in anıldığı programı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir ve ressam, şair, yazar Mualla Tetik sunup yönettiler. (23 Aralık 2013)
***
TGC Başkanı Olcayto: Bağımsız ve bağlantısız gazeteciliğe ihtiyaç var
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) kurucu başkanı Sedat Simavi adına 37 yıldan bu yana gazetecilik, radyo, televizyon, edebiyat, sosyal bilimler, fen bilimleri, sağlık bilimleri, görsel sanatlar ve spor alanları olmak üzere 9 dalda sanatçı, gazeteci ve bilim insanlarına verilen "Sedat Simavi Ödülleri", düzenlenen törenle sahiplerine verildi.
Taksim The Marmara Oteli’nde gerçekleştirilen törene; TGC Başkanı Turgay Olcayto, TGC önceki Başkanı Orhan Erinç, TGC Başkan Yardımcısı Recep Yaşar, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, TGC Genel Saymanı Gülseren Güver, TGC Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir, TGC Yönetim Kurulu üyeleri Celal Toprak, Kamil Masaracı, TGC Onursal Üyeler Şenez Erzik ile Turgay Atasü, TGC Onur Kurulu Başkanı Ergin Konuksever, TGC Onur Kurulu Üyesi Orhan Ayhan, TGC Denetleme Kurulu Üyesi Nurcan Sabur, TGC Balotaj Kurulu Başkanı Muammer Tuncer, Balotaj Kurulu Üyesi Şevket Uygun’un da aralarında bulunduğu çok sayıda TGC üyesi katıldı.
Törende ayrıca; Simavi ailesinden Belma Simavi, Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, Burhan Felek’in yeğeni Okşan Atasoy, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila, Basın Enstitüsü Derneği Başkanı Kadri Gürsel, Dr. Nurettin Sözen, yazar Işık Öğütçü, Doğan Hızlan, Prof. Dr. Suat Gezgin’in de aralarında bulunduğu 700 davetli yer aldı.
Tören, Simit Sarayı’nın ana sponsorluğunda Kale Grubu’nun desteğiyle gerçekleştirildi. Sunuculuğunu Başak Şengül’ün üstlendiği tören; Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, merhum Sedat Simavi, ölen ve haber peşinde koşarken öldürülen tüm gazeteciler anısına bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.
Törenin açılış konuşmasını TGC Başkanı Turgay Olcayto yaptı. Başkan Olcayto, şunları söyledi:
“Sedat Simavi, hem iyi bir gazeteciydi; hem iyi bir dergiciydi; hem de usta bir karikatüristti. Ama bunların da yanı sıra Simavi, 1. Dünya Savaşı’nın hemen bitiminde çıkardığı Güleryüz dergisiyle hem işgal güçlerine, hem de saraya kafa tutan çok önemli bir işlev üstlenen gazeteciydi. Simavi’ye, bağımsız, bağlantısız gazeteciliğin öncülerinden diyebiliriz. Bu anlayışa günümüzde çok ihtiyacımız var. Onun için kurucumuzla övünüyoruz. İçinde bulunduğumuz günlerde gündem o kadar çok sık değişiyor ki; bir konuşma hazırlıyorsunuz, 2 saat sonra konuşmanızın bir kıymeti kalmıyor. Çünkü yeni yeni olaylar çıkıyor. Bunlardan bir tanesi Emniyet Genel Müdürlüğü’nün emniyetteki basın odalarını kapatması, yalnız polis muhabirlerini değil gazetecileri emniyet müdürlüklerine sokmaması. Bu sansürdür. Halkın doğruları öğrenme, bilgi edinme hakkının engellenmesidir. Biz buna açıklamayla karşı çıktık. Diğer meslek örgütleri de karşı çıktı. Ama bu konuda olumlu bir işaret aldığımız yok. Tam tersine daha da giderek ağırlaşan bir durum var. Onun üzerine biz Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nde dava açarak mücadele vermeye devam edeceğiz.
Çok sevdiğimiz, Milliyet’in değerli foto muhabiri Bünyamin Aygün, Suriye’de uzun süredir kayıp. Kaçırılan yalnız Bünyamin değil, yabancı meslektaşlarımız da var. Bünyamin’in bizim için ayrı bir önemi var. En son, Yüksekova’da düzenlediğimiz yerel medya seminerinde Bünyamin ile beraberdik. Seminerde deneyimlerini, Orta Doğu’da, Suriye’de, Irak’ta nasıl çalışılacağını anlattı. Çok deneyimli, bir meslektaşımızın böyle kaybolması bizi hakikaten hem ürküttü hem de üzdü. Onun için biz Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na bir mektup gönderdik. Çalışmalarını biraz daha yoğunlaştırmalarını istedik. Umuyoruz ki; yakında Bünyamin’den iyi haberler alırız. Basındaki tatsızlıklar bununla da bitmiyor. Gazeteler el değiştirdikçe işten çıkarmalar oluyor. Sabah ve Radikal Gazetesi’nden arkadaşların bazılarının işten çıkarıldığını duyduk. Daha önce çıkarılanlarla beraber bu iş kolunda işsizler ordusu bayağı büyüyor. Basın sektörünü ayakta tutmak için var gücüyle mücadele eden arkadaşların her şeye rağmen, ‘inadına gazetecilik’ diyerek yine haberlerini yazmaktan, haberlerini sosyal medyayla da olsa duyurmaktan vazgeçmeyeceklerine inanıyoruz. Sedat Simavi’nin ‘kalemini kır, ama satma; kalemine efendi kal, uşak etme’ sözünü rehber edinen, heyecanını yitirmemiş, gazeteci arkadaşlarla bu mesleğin, bütün güçlüklere rağmen ayakta kalacağına inanıyoruz."
Konuşmaların ardından Sedat Simavi Ödülleri sahiplerini buldu.
Namık Durukan, “Uludere’de Ölüm Yolculuğu / Herkes Biliyor Ama Adı ‘‘Kaçak’” başlıklı haber ve fotoğrafları ile gazetecilik ödülünü aldı. Durukan’a ödülünü TGC önceki Başkanı Orhan Erinç takdim etti.
İdris Emen, Radikal Gazetesi’nde yayınlanan “Çocuklarımızı Kurtarın / Adıyaman-Suriye Cihat Hattı” başlıklı haberi nedeniyle gazetecilik kategorisinde övgüye değer gördü.
İdris Emen’e ödülünü Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila verdi. Emen, ödülünü alırken Bünyamin Aygün ile birlikte Suriye’ye gittiklerini, meslektaşının en kısa zamanda gelmesini istediğini belirtti.
CNN TÜRK’te yayınlanan “Sanatımızın Hatıra Defteri” adlı programı ile Nebil Özgentürk televizyon kategorisinde ödüle değer görüldü.
Özgentürk’e ödülünü TGC Başkanı Turgay Olcayto takdim etti.
Televizyon kategorisinde övgüye değer görülen Lütfi Özarslan-Tekin Demirel’e de ödüllerini TGC Başkanı Turgay Olcayto verdi.
“Heba” adlı romanıyla Edebiyat kategorisinde ödüle değer görülen Hasan Ali Toptaş’a, ödülünü Doğan Hızlan verdi.
“Cumhuriyet Ekonomisinin Öyküsü 1923-1950 / Devletçilik: Altın Yıllar” adlı eseriyle sosyal bilimler dalında ödüle Cahit Kayra değer görüldü. Kayra’ya ödülünü Prof. Dr. Taner Berksoy verdi.
Seçici Kurul ayrıca, Muazzez İlmiye Çığ’ı “Sümerliler Türklerin Bir Koludur” adlı eseri nedeniyle sosyal bilimler dalında övgüye değer gördü.
Ödülü Basın Enstitüsü Derneği Başkanı Kadri Gürsel takdim etti.
Seçici Kurul, yarışmaya başvuran eserler içerisinde bu yıl fen bilimleri dalında yönetmelik şartlarına uygun ödüle değer bir araştırma eseri olmadığına karar verdi. Seçici Kurul bu dalda, Doç. Dr. Mehmet Hakan Erkut’u “Karadeliklerden Yüksek Frekanslı Kuazi-Periyodik Salınımlar Üzerine” adlı eseri nedeniyle övgüye değer gördü.
Erkut’a ödülünü Prof. Dr. Zeynep İlsen Önsan verdi. Erkut, “Ülkemizde fen bilimlerine hiç önemli verilmediği kanısındayım. Bilimsel düşünce hiçbir şekilde öğretilmiyor. Dogmalara, batıl inançlara inanıyoruz, özgür düşünceye, bilimin ışığına inanmıyoruz” dedi.
Sağlık bilimleri dalında Prof. Dr. Işıl Berat Barlan’a ödülünü TTB Başkanı Prof. Dr. Önder Ergönül verdi.
Seçici Kurul ayrıca, Prof. Dr. Arzu Karabay Korkmaz, Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Yıldız Ünal, Yrd. Doç. Dr. Şirin Korulu Koç’un ortak çalışmasını övgüye değer gördü. Ödülleri Prof. Dr. Özdemir Aktan takdim etti.
Ressam Cansen Ercan’a “Evin Sanat Galerisi Resim Sergisi” ile görsel sanatlar dalında ödül verildi.
Vakıfbank Bayan Voleybol Takımı, “Avrupa Voleybol Konfederasyonu (CEV) Kupası Şampiyonu ve Kadınlar Dünya Kulüplerarası (FIVB) Voleybol Şampiyonu” olması nedeniyle spor dalında ödüle değer görüldü.
Ödülü Vakıfbank Spor Kulübü adına Osman Dermen aldı. Osman Dermen’e ödülünü TGC Onur Üyesi Orhan Ayhan verdi.
Seçici Kurul ayrıca atlet Gamze Bulut’u “Avrupa Şampiyonu” olması nedeniyle övgüye değer gördü.
Radyo kategorisinde ödüle değer görülen Atilla Güner ile övgüye değer görülen Esengül Şahin’e ödüllerini Simavi ailesinden Belma Simavi verdi.
Törende ayrıca Sedat Simavi ödüllerine katkılarından dolayı ana sponsor Simit Sarayı Yatırım ve Ticaret A.Ş adına Genel Müdür Gül Bozbıyık’a plaket takdim edildi. Kale Grubu'na desteklerinden dolayı teşekkür plaketi verildi. Programın sunucusu Başak Şengül katkılarından ötürü ödülünü Gülseren Güver’in elinden aldı. Tören düzenlenen yemekle son buldu. (26 Aralık 2013)
***
TGC, emniyetin basın yasağına karşı dava açtı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan 22 Aralık tarihi itibariyle Türkiye genelinde basın mensuplarının emniyete girişlerinin yasaklanması kararını, sansür ve halkın doğru bilgilenme hakkına indirilmiş bir darbe olarak nitelendirdi ve bu yanlıştan geri dönülmesini istedi.
TGC Yönetim Kurulu adına Başkan Turgay Olcayto, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük, gazetecilerin emniyet müdürlüklerine girmesinin yasaklanması ve basın odalarının boşaltılması kararına karşı Şirinevler’deki İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nde dava açtı.
Telafisi güç ve imkansız zararlar doğurabilir
Dava dilekçesinde “Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü’nün 22 Aralık 2013 tarihli ‘Basın Mensupları’ konulu işlemin iptali ile davalının cevap verme süreleri beklenmeden, Türkiye ve dünya basınının gündeminde yer alan sıcak gelişmeler göz önüne alınarak; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın amir hükümleri, Danıştay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin müstekar içtihatları gereğince telafisi güç ve imkansız zararların doğmaması için ivedilikle yürütmenin durdurulmasına ve idari işlemin iptaline karar verilmesi talepli açılmış iptal davasıdır” ifadeleri yer aldı.
TGC Başkanı Turgay Olcayto, İstanbul İdare Bölge Mahkemesi önünde bir basın açıklaması yaptı.
Başkan Olcayto, şunları söyledi:
“Ankara’da Emniyet Genel Müdürlüğü, bütün illerdeki emniyet müdürlüklerine gazetecilerin girişini, halkın haber alma haklarını engellemeye yönelik bir genelge yayınladı. Bu genelge üzerine TGC olarak açıklama yaptık. Bunun halkın doğruları öğrenme, bilgi edinme hakkına bir tecavüz olduğunu söyledik. Bu bir sansürdür dedik; ama görünen o ki bu konuda bir şey yapılmıyor. Tam tersine basının çalışmasını zorlaştıracak birçok yeni uygulama var. Biz de, TGC olarak 4. Bölge İdare Mahkemesi’nde dava açtık. Çünkü gazeteci, basın odasında haberi yazamaz, televizyonlara iletemezse nasıl bilgilenecek halk? Polis muhabiri arkadaşlara bu durum zorluk çıkaracak. Belki de meslektaşlarımız işsiz kalacak. Gazeteciler, devlet destekli ajans gibi verilecek bülteni yazmak zorunda bırakılıyor. Çağdaş bir demokrasiyle yaşamak istiyorsak, düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki engellerin tamamen kalkması gerekir. Gazeteciler bir anlamda kamu işi yapıyorlar. Nasıl polis kamuya çalışıyorsa gazeteciler de halka bilgi vermek adına kamu görevi yapıyor. Gazeteciler, bağımsız, özgür bir şekilde görevlerini yapmalılar.”
“Kararın hukuka uygun olmadığını düşünüyoruz”
TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük ise “Gazeteciler, emniyet hizmet binalarına alınmıyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, bu kararın hukuka uygun olmadığı inancında. TGC, gazeteciliğin serbest ve engellenmemiş bir şekilde yapılması gerektiğini düşünüyor. Bu nedenle İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün bu uygulamasını durdurmak için bugün dava açtık. Seyri hep birlikte izleyeceğiz” dedi. (26 Aralık 2013)
***
TGC-KAS 69. Yerel Medya Semineri İstanbul’da yapıldı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) Konrad Adenauer Stiftung (KAS) ile birlikte düzenlediği 69. Yerel Gazetecilikte Meslek içi Eğitim Semineri; Türkiye’nin dört bir yanından gelen TGC temsilcilerinin katılımıyla Basın Müzesi’nde gerçekleştirildi.
Seminere; TGC Başkanı Turgay Olcayto, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, TGC Genel Saymanı Gülseren Güver, TGC Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir, TGC Yönetim Kurulu Üyesi Göksel Göksu, TGC Hukuk Danışmanı avukat Gökhan Küçük katıldı.
Mesleki bilgilerin paylaşıldığı seminere ayrıca TGC Antalya Temsilcisi Arif Kaplan, Ankara Temsilcisi Taylan Erten, Batman Temsilcisi Arif Aslan, Samsun Temsilcisi Cemil Ciğerim, Siirt Temsilcisi Cumhur Kılıçcıoğlu, Muş Temsilcisi Emrullah Özbey, Ordu Temsilcisi Erdoğan Erişen, Diyarbakır Temsilcisi Faruk Balıkçı, Trabzon Temsilcisi Hikmet Aksoy, Aksaray Temsilcisi Kerem İşkan, Eskişehir Temsilcisi Mehmet Emin Toker, Hatay Temsilcisi Mithat Kalaycıoğlu, Karadeniz Ereğli Temsilcisi Mustafa Kemal Bektaş, Afyon Temsilcisi Nadir Güzbey, Balıkesir Temsilcisi Önder Balıkçı, Bursa Temsilcisi Özcan Güneş, Aydın Temsilcisi Salih Suat Deniz, Yalova Temsilcisi Süheyla Gözdereliler katıldı.
Seminerin açılış konuşmasını TGC Başkanı Turgay Olcayto yaptı. Başkan Olcayto, şunları söyledi:
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak, gazetecilerin emniyet müdürlüğüne girişinin yasaklanması ve basın odalarının boşaltılması kararının iptali için İstanbul 4. Bölge İdare Mahkemesi’nde dava açtık. Bu olaya nereden bakarsanız bakın; kamuoyunun bilgi edinme, doğru haber almasının önünü kesmektir. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak, gazetecilerin bağımsız, özgür bir şekilde görevlerini yapabilmelerini istiyoruz. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin temsilcilerinin yer aldığı 69. Yerel Medya Semineri’nde mesleki bilgiler paylaşılıyor. Biz sizlere çok güveniyoruz. Seminerde, gazetecilik etik ilkeleri, kadın, medya ve nefret dili, haberin hukuku ve tekzibi konuları anlatılacak. Bu bilgileri meslektaşlarımıza aktaralım. Anadolu basınına yardımcı olursanız çok seviniriz. Birliğin, beraberliğin önemini hiç unutmayın.”
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş “Gazetecilik Etik İlkeleri” başlıklı sunumunda şunları söyledi:
“Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nin önemi her geçen gün biraz daha önem kazanıyor. Toplantılarda sıklıkla gündeme geliyor. İnançlara, politikalara, partilere göre değişen gazetecilik olmayacağını, evrensel gazetecilik ilkeleriyle mesleğimizi yapmazsak her zaman zora düşeceğimizi ortaya koyan bir bildirge. Bizim yönetimimizin sloganında olduğu gibi ‘bağımsız, bağlantısız gazetecilik’ yapmazsak; partilere, inançlara, tarikatlara göre gazetecilik anlayışını benimsersek değişen dengeler bizim gerçeği kaybetmemize neden oluyor. Bu yüzden Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi, mutlaka dikkate alınmalı. Gazetecinin halka karşı sorumluluğu, başta işverenine ve kamu otoritelerine karşı olmak üzere, öteki tüm sorumluluklardan önce gelir. Gazeteci, ilettiği haber ve bilginin sorumluluğunu üstlenir ve paylaşır. Gazeteci; başta barış, demokrasi ve insan hakları olmak üzere, insanlığın evrensel değerlerini, çok sesliliği, farklılıklara saygıyı savunur. Milliyet, ırk, etnisite, cinsiyet, dil, din, sınıf ve felsefi inanç ayrımcılığı yapmadan tüm ulusların, tüm halkların ve tüm bireylerin haklarını ve saygınlığını tanır. İnsanlar, topluluklar ve uluslar arasında nefreti, düşmanlığı körükleyici yayından kaçınır. Bu ilkeleri göz önünde bulundurarak mesleğimizi yapmalıyız”
TGC Yönetim Kurulu Üyesi-CNNTÜRK muhabiri Göksel Göksu seminerde, “Kadın, Medya ve Nefret Söylemi” başlıklı bir sunum yaptı.
Göksu, “Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Medya ve Çeşitlilik Kılavuzu Kadın ve Cinsel Yönelik kitapçığı, 2005 yılında British Council’ın BBC World Service Trust (WST) işbirliği ile medyanın toplumsal katılımdaki rolünü desteklemek amacıyla başlattığı ve 2006 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin ulusal ortak olarak yer aldığı Medya ve Toplumsal Katılım projesi kapsamında hazırlanmıştır” dedi.
Göksu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“1960 yılında kadınlar yüzde 44 oranında cinsel obje olarak temsil ediliyor. 2009’da kadınlar yüzde 83 oranında cinsel obje olarak temsil ediliyor. Son 7 yılda kadın cinayetlerinde yüzde 1400 artış olduğu görülüyor. Cinayetlerin nedenleri arasında 'kıskançlık, etek boyu kısa, camdan baktı, tırnağını uzattı, telefonu geç açtı, tuzluğu uzatmadı, eve geç geldi, boşanma talebi' sayılabiliyor. A.B.D’de 9 bin kamu çalışanı üzerinde yapılan araştırma, son iki yılda kadın çalışanların yüzde 42’sinin, erkek çalışanların ise yüzde 15’inin zorbalığa uğradığını, bunun kayıp zaman ve verimlilik açısından 180 milyon dolara mal olduğunu ortaya koyuyor.”
Kadınların iş hayatında daha fazla olması gerektiğine vurgu yapan Göksu, “Medya kuruluşlarındaki istihdam sürecinde farklı cinsiyetlerdeki çalışanlara eşit olanaklar sağlanmalı. Peki nasıl? Kadın çalışan sayısının artışına önem ve öncelik verilmeli. Eşit işe eşit ücret ilkesi uygulanmalı. Yönetim kademelerinde kadınlara yer açılmalı. Kadınların işyerinde ayrımcılık, taciz ve mobbinge uğramaları önlenmeli” dedi.
Medyanın kullandığı dile de dikkat çeken Göksu, nesnel olunması gerektiğini, habercinin aracı olduğunu, taraf olmadan haberi kamuoyuna aktarması gerektiğine vurgu yaptı.
Göksu, bu noktada seçilen kelimelerin çok önemli olduğunu belirtti.
"Haberin Hukuku ve Tekzip” konusunda katılımcılara bilgi veren TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük ise konuşmasında haber yapmanın hukuksal kurallarını örneklerle anlattı.
Küçük, haberin hukuka uygun olabilmesi için görünürde gerçek olması, kamu yararı, güncelliği, düzgün bir şekilde aktarılması, öz ve biçim arasında dengenin kurulması gerektiğini söyledi.
Küçük, şu bilgileri verdi:
"Gazetecinin yaptığı haberde hukuki, cezai ve idari sorumluluğu var. Basın Kanunu, Medeni Kanun Borçlar Kanunu ve Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu haberin alanını etkiliyor. Cezai sorumluluk ise TCK, TMK, CMK, Basın Kanunu aracılığıyla habere yansıyor. Gazeteciler, yaptıkları haberlerle ilgili kanunların ‘hakaret, haberleşmenin ihlali, konuşmaların kayda alınması, suç işlemeye tahrik, suç ve suçluyu övme, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek, kimliğin açıklanması, basılmış eserleri bozma, düzeltme veya cevabın yayınlanmaması’ gibi maddelerle yargılanıyor. Haberi hukuksal olarak da sorun yaşamadan yapmak isteyen gazeteciler bu nedenle TGC’nin Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi iyi okumak, anlamak ve uygulamak zorunda."
Basın Kanunu ve düzeltme hakları hakkında bilgi veren Küçük, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 14. maddesinin bilinmesinin önemine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Düzeltme ve cevabın yayınlanmasına hakim tarafından karar verilmesi halinde, birinci fıkradaki süreler, sulh ceza hakiminin kararına itiraz edilmemişse kararın kesinleştiği tarihten, itiraz edilmişse yetkili makamın kararının tebliği tarihinden itibaren başlar. Düzeltme ve cevap hakkı sahip olan kişinin ölmesi durumunda bu hak, mirasçılardan bir tarafından kullanılabilir. Bu durumda, birinci fıkradaki iki aylık düzeltme ve cevap hakkı süresine bir ay ilave edilir.” (27 Aralık 2013)
***
TGC, Burhan Arpad’ı unutmadı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin düzenlediği "Meslekte İz Bırakanlar" toplantıları devam ediyor. TGC üyesi çevirmen-yazar Burhan Arpad, "Meslekte İz Bırakanlar" toplantılarının 6’ncısında TGC Burhan Felek Konferans Salonu’nda anıldı.
Anma toplantısına aralarında gazeteci, yazar ve TGC üyelerinin de olduğu çok sayıda davetli katıldı.
Toplantının sunuculuğunu yapan TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, "Ağustos ayında başlayan ‘Meslekte İz Bırakanlar’ toplantıları kapsamında usta isimleri anıyoruz. TGC 27 Ağustos’ta Basın Müzesi’nde gazeteci Şakir Süter’i, 4 Ekim Cuma günü gazeteci, tarihçi, yazar Niyazi Ahmet Banoğlu’nu, 25 Ekim’de TGC Onur Kurulu başkanlarından karikatürist Semih Balcıoğlu’nu, 21 Kasım’da şair-yazar Faruk Nafiz Çamlıbel’i, 19 Aralık’ta ise TGC üyelerinden, Cumhuriyet Gazetesi sahiplerinden yazar Doğan Nadi’yi andı. Her ay TGC’nin kaybettiğimiz ustalarını anmaya devam edeceğiz" dedi.
Toplantının açılış konuşmasını Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto yaptı. Başkan Olcayto, "Çevirmen, gazeteci-yazar, İstanbul tutkunu Burhan Arpad’ı anmaktan mutluluk duyuyoruz. Kendisiyle tanışmıştım. Bana çok sevdiğim ‘Tütün’ isimli kitabını imzalamıştı. O kitabı kütüphanemin ‘başucu kitapları’ olarak ayırdığım yerde tutuyorum" diye konuştu.
"Meslekte İz Bırakanlar" toplantısına konuşmacı olarak TGC önceki Başkanı, Cumhuriyet Gazetesi yazarı Orhan Erinç, Bizim Gazete yazarı, şair-eleştirmen Eray Canberk ve gazeteci-yazar Adnan Özyalçıner katıldı. (28 Aralık 2013)
***
“Polisin gazeteciyi hedef seçmesini kınıyoruz”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, Taksim'deki gösterilerde görev yapan 12 muhabirin polis tarafından şiddete uğramasını kınadı, sorumluların bulunması için İçişleri Bakanlığı’nı göreve çağırdı.
TGC Yönetimi Kurulu tarafından yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Türkiye’de polisin toplumsal olaylarda kamuoyunun haber alma ve gerçeklerden haberdar olma hakkı için görev yapan gazetecileri hedef almayı sürdürmesi demokrasi adına utanç vericidir. İstanbul Taksim ve Ankara'daki gösterileri izleyen 12 muhabir, polis copu, plastik mermisi ve sıkılan tazyikli suyla yaralandı. Meslektaşlarımızın kamera ve fotoğraf makineleri kırıldı.
Polisin göstericilere ve gazetecilere uyguladığı bu insanlık dışı tutumu kınıyoruz. İçişleri Bakanlığı’nı göreve çağırıyoruz.
Meslektaşlarımız; Aydınlık muhabiri Yusuf Durdu Emre, Seç Haber sitesi haber müdürü Şafak İnan, Radikal gazetesi muhabiri Elif İnce, İHA Foto Muhabiri İsmail Coşkun, Anadolu Ajansı (AA) foto muhabiri Rauf Maltaş Etkin Haber Ajansı muhabirleri Yıldız Tar, İsminaz Ergün, CNN International muhabiri Mohammet Jamhoom, IMC muhabiri Michelle Demishevich, Vice News UK foto muhabiri Deniz Agah ve serbest muhabirler Berna Şahin ile Savash Porgham’a geçmiş olsun diyoruz. Şiddet uygulayan polislerin bulunmasını ve cezalandırılmasını istiyoruz.” (30 Aralık 2013)